YAZARLAR

MEVLÜT TEZEL / Büyük ikramiye çıksa ayrılır mısınız?

ABD‘de piyangodan büyük ikramiye kazanan Alyssa Mosley adlı modacı genç kadın, yaşadığı değişimle ilgili New York Post‘a röportaj vermiş.
İlk olarak Paris‘e giden ve burada tüm ünlü vintage tasarımcı ürünlerini satın alan Mosley, Fransa‘da iki haftalık gösterişli bir tatil yapmış.
Ama Mosley, “Her gün dışarı çıkıp daha fazla çanta, kıyafet ve ayakkabı satın alıyordum ama yine de mutlu değildim” dedi.
Mosley tesadüfi zenginliğinin tam dolar tutarını açıklamamış ama “İşsiz rahat bir şekilde yaşamam ve hayatımın geri kalanında tutkularıma odaklanmam için yeterli” diyerek yüklüce bir ikramiye kazandığını belirtmiş.
Kendini “insanları memnun etmeye çalışan” biri olarak tanımlayan Mosley, zengin olduktan sonra önce hayatındaki sülüklerle yollarını ayırdığını söylüyor.

Mosley’nin sülük diye bahsettikleri ona göre kendisini maddi ve manevi olarak sömüren kişiler.
Ancak genç kadının hayatından çıkardığı kişiler arasında nişanlısı da var.
Eski nişanlısına hâlâ saygı duyduğunu belirten Mosley, “Finansal olarak kendi ayakları üzerinde durabilen genç bir kadın olarak, evliliğe bakış açım tamamen değişti. Bir farkındalık kazandım.
İlişki dinamiklerini ve evlilik kavramını sorgulamaya başladım” diyor.
Mosley’in kazandığı farkındalık artık nişanlısının parasına ihtiyacı olmadığı mıydı acaba?
Belki de nişanlısı fakir ama yakışıklıydı.
Mosley param olduktan sonra istediğim erkekle çıkarım diye de düşünmüş olabilir.
Haberle ilgili Türkiye‘den bir kadın sosyal medyada şu paylaşımı yaptı:
“Parayı bulsam ilk iş depreme dayanıklı bir ev almak, nişanlımı da bırakmam!” Bu durumla ilgili ilginç bir örnek var:
İngiltere‘de bir madenci piyangodan büyük ikramiye kazandığını eşine hiç söylemedi.
Paraya hiç dokunmadı. Eşine boşanma davası açtı ve durum anlaşılmasın diye boşanana kadar üç yıl madencilik yaptı, iyi mi?
Bu hayatta Mosley gibiler çok.
Aynı soruyu siz de kendinize sorun; büyük ikramiye çıksa sevgilinizden, nişanlınızdan ya da eşinizden ayrılır mısınız?

***

AŞIRI DÜRÜST EV SAHİBİ
Bir vatandaş internetten günlük kiralık ev bakarken bu görüntüyle karşılaşmış ve şu paylaşımı yapmış; “Günlük ev arıyordum adam evin fotoğrafını direkt gizli kameradan çekmiş.” Onedio‘da bu paylaşıma yazılan yorumlardan biri bomba;
“Aşırı dürüst ev sahibi. ‘Kamera var mı diye’ sorsan da söylermiş!” Bence de söyleyebilir.
Yatak odasının fotoğrafını gizli kameradan çeken kişi belki de gizli kamera koymanın suç olduğunu bile düşünmüyordur!
Sapanca’da bir ailenin kiraladıkları villada gizli kamera keşfetmesinin gündem olması insanlar da yeni bir fobi yarattı:
Ya odada gizli kamera varsa!

2023 yılında ülkemizde 110 bin 857 ev günlük kiralık olarak kullanıldığı tespit edilmişti.
Getirilen yasalarla bu sayı düşmüş olabilir ama belgeli faal olan otel yatağı sayısı 2025 yılı Mart ayında 1,98 milyonu geçti. 2 milyonu aşkın otel, pansiyon ve günlük kiralık evlerde acaba kaç gizli kamera var?
Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bir denetleme mekanizması geliştirmesi gerekiyor.
Gizli kamerayla çekilip internete düşen görüntüler insanların hayatını kâbusa çeviriyor.
Bu görüntüleri internetten tamamen kaldırmak da imkânsız!
Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılıyor.
Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılıyor.
Bu ceza da az!

***

TAKLİT VE TAĞŞİŞ YAPANLARIN SAYISI KAÇ?
Tarım ve Orman Bakanlığı taklit ve tağşiş listesine yeni ürün ve firmaları ekledi. Bir pidecinin sattığı lahmacun harcında kalp eti bulunduğu tespit edildi. Bir markanın kıymalı böreğinde başka bir markanın köftesinde sakatata rastlandı. Başka bir işletmenin kebabında ise kanatlı eti tespit edildi. Taklit ve tağşiş listesi başta büyük ilgi gördü. Ama ‘kara liste’ o kadar kabardı ki, rutin habere dönüştü. İnsanlar da artık merak edip bakmıyor. Acaba yayımlanmaya başladığından beri bu listeye kaç firma, iş yerinin ismi girdi?

Bakanlık genel bir veri analizi yapıp paylaşırsa biz de Türkiye’de gıda sektöründeki firma ve iş yerlerinin yüzde kaçı taklit ve tağşiş yaptığını öğreniriz. Elbette kara listeye girenler denetlemelerden geçenler. Bir de denetlemeye girmeyenler var.
Benim bu listeden çıkardığım mesaj şu; güvendiğimiz mekânlar olmadıkça, çok gerekmedikçe dışarda yememek lazım! Özellikle içinde kıyma, kırmızı et ve tavuğun yer aldığı yemeklere ekstra dikkat etmek lazım! Hem büyük zamlar yapıp hem de halkın sağlığıyla oynayanlara başta hapis cezası olmak üzere ağır cezalar verilmeli. Gıda teröristleriyle ancak böyle mücadele edebiliriz.

***

KİM VERDİ İŞLETME RUHSATINI?
Gece ailenizle birlikte eve dönerken arabanız kirlendi, dur şunu bir yıkayım diyorsunuz ve o anda üzerinize kayalar düşüyor.
İki kızınızla birlikte hayatınızı kaybediyorsunuz. Eşiniz ise yaralı kurtuluyor.

Önceki gün Samsun Canik’te heyelan riski olan yerde bulunan akaryakıt istasyonunun araba yıkama bölümünde yaşandı bu olay. Tam olayın yaşandığı alanda çekilen fotoğrafta görülen heyelan uyarı tabelası aslında felaketin nasıl göz göre göre geldiğini gösteriyor. Evet, Karadeniz’in coğrafi yapısı zorlu ama heyelan riski olan yere akaryakıt ya da araba yıkama işletme ruhsatı nasıl verilir?
Bu izni kimler verdiyse adaletin önüne çıkarılacağını umuyorum.
Asıl çözmemiz gereken belediyelerde yaşanan işletme ruhsatı yolsuzluğu.
Ülkemizdeki yolsuzluğun ana damarlarından biri de belediyeler! Yerel yönetimler kanunlarında da değişikliklere ihtiyaç var.

***

Altyazı
“Aptal olabilirim ama sevmeyi biliyorum.” (Forrest Gump)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu