MEVLÜT TEZEL / Ateş yakmak için bile dublör kullanıyor

Dizilerde bölüm başı milyonlar alan, Türkiye’nin en çok kazanan aktörü Kıvanç Tatlıtuğ‘un başrolde olduğu ‘Aile’ dizisinin final bölümünün kamera arkası yayımlandı.
Videoyu Kıvanç’ın dublörlüğünü yapan Mehmet Tan paylaştı ve bu sahne sosyal medyada tartışma yarattı.
Söz konusu sahnede evde yemek masasının ateşe verilme anında Kıvanç’ın yerine Mehmet Tan rol alıyor.
Dublör masaya kolonya döküyor, minik bir alev çıkıyor falan.
Çekimlerin aksamaması için başrol oyuncularının sakatlanması, vücutlarının hasar görmesi vs. istenmez.
Örneğin en son Aras Bulut dublör kullanmak istemeyince sakatlanıp çekimleri aksatmıştı.
Ancak böylesine basit bir sahnede bile Kıvanç’ın dublör kullanması 63 yaşındaki Tom Cruise‘un dublörsüz çektiği tehlikeli sahneleri akıllara getirdi.
Tom Cruise, son sürat motosiklet kullanırken, havada bir uçağın kanadında gezinirken ya da 500 metre havalanmış bir uçağa dublörsüz tutunurken Kıvanç’ın çakmakla ateş yakmak için bile dublör kullanması absürt bir durum.
Rahmetli Cüneyt Arkın’ın dublör kullanmadan kale surlarından atlamasını, at üstünde tehlikeli hareketlerini düşününce Kıvanç ve onunla aynı kuşaktan bazı aktörlerin kavga sahnelerinde dövüşememesi, çoğunun at sahnelerinde düşüp bacaklarını kırmaları düşündürücü!
Elbette oyunculuk cambazlık ya da akrobasi değil ama cam çerçeve kırılması, çakmakla masayı ateşe verme gibi çok basit sahnelerde bile başrol oyuncusunun dublör kullanması yapım maliyetini artırıyor, çekim süresini uzatıyor.
Ve dublör anlaşılmasın diye uzaktan kötü çekimlerin yapılmasına neden oluyor.
Yapımcılar bizimkileri öyle rahata alıştırmışlar ki, dublörsüz aksiyon çeken çok az jön var.
Aktörler madem bu işten büyük paralar kazanıyorlar, basit aksiyon sahnelerinde dublör kullanmamak için kendilerini fit tutmaları ve dövüş koreografileri vs. çalışmaları gerekiyor.
‘Cesur ve Güzel’ dizisinde Tuba Büyüküstün’e yüzük takarken bile el dublörü kullanan Kıvanç’ın uluslararası piyasada hiç şansı yok!
***
İŞTE DOĞRU MODEL
Fenerbahçe, Galatasaray altyapısından daha küçük bir çocukken bedelsiz kadrosuna kattığı Yusuf Akçiçek’in Al Hilal’e 22 milyon Euro bonservis karşılığında satışına onay verdi.
Jose Mourinho geçtiğimiz yıl Yusuf’un satışına izin vermeyerek takıma bir yıldız adayı kazandırmıştı.
Yusuf’tan gelen paranın bir bölümüyle Mourinho’nun tazminatının ödenecek olması da futbol kültürümüzü özetliyor.
19 yaşında Yusuf’un çoğu futbolcunun kariyerinde geriye düştüğü Suudi Pro Lig’e gitmesi onun sportif gelişimine zarar verebilir.
Ama hayalinde göremeyeceği paraları kazanacak. Sonraki satışından da Fenerbahçe yüzde 15 pay alacak.
Fiyatını bulan ve gitmek isteyen futbolcuyu tutmamak ligimiz için doğru model.
Diğer büyükler pahalı transferleri nasıl yapıyor merak ediyorum?
Fenerbahçe son yedi yılda Vedat Muriç, Eljif Elmas, Kim Min Jae, Arda Güler, Ferdi Kadıoğlu ve Yusuf Akçiçek’i satarak büyük gelir elde etti.
Ancak yerlerine aynı değerde futbolcular koyulmadığı için de şampiyonluğu kazanacak omurga bir türlü oluşturulamadı!
Şampiyonluk stresi olmasa Fenerbahçe, Benfica, Porto, Ajax gibi futbolcu yetiştirip, sattığı oyuncuların yerini doldurabilirdi.
Ali Koç doğru olanı yapıyor ama bu plan transferlerin şeffaf olmadığı bir ligde işe yaramıyor!
Başarısızlıkta elbette teknik direktör tercihleri de etkendi.
Takımlarımızın borç batağından kurtulup, vasat Avrupa takımlarına ilk turda elenmemeleri için gerçek bir futbol ekonomisine ve yabancı sınırlamasına ihtiyaç var.
Yabancı sayısı her yıl değişmese, takımların gelirleri ve harcamaları sıkı denetlense Portekiz ve Hollanda takımları gibi doğru bir futbol kültürüne kavuşacağız!
Ama kasa boşaltan yönetici ve menajer odaklı bir piyasada, her sezon sil baştan kadro yapılanmasına destek veren yorumcu ve taraftar profiliyle bunu başarmak çok zor!
***
KALP SORUNUNU ANINDA TESPİT EDİYOR!
İngiltere’de yapılan bir araştırma, yapay zeka destekli stetoskopların kalp yetmezliği, kalp kapak hastalığı ve düzensiz kalp ritimleri gibi hastalıkları saniyeler içinde tespit edebildiğini ortaya koydu.
Klasik stetoskopun aksine yapay zekalı stetoskoplar artık kalbin elektriksel sinyallerini kaydedip analiz edebiliyor.
Böylece insan kulağının fark edemediği kalp atışı ve kan akışı farklılıklarını saniyeler içinde saptayabiliyor.
İşte insan ömrünü uzatacak, birçok kişiye kalp krizi geçirmeden önce müdahale edebilmesini sağlayacak yeni bir gelişme daha. Ne varsa bilimde var zaten!
***
ÖRTÜNÜN SIRRI
Otellerde yataklarının ayakucuna serilen örtülerin gerçek amacını merak ederdim.
Bu sorunun yanıtını eski bir turizmci olan Alper Mutlu’nun paylaşımından öğrendim.
Bu örtünün serilmesinin birinci nedeni dekoratif olmak. Örtü yatağa bir güzellik katıyor ve odanın renk temasını bütünlüyor.
İkinci sebep hijyen. Misafir otele girdiğinde farkında olmadan çantasını yatağa atar. Ayakkabısını çıkarmadan yatağa uzanır.
Ve farkında olmadan çantasını ve ayaklarını örtünün üstüne uzatır. Bu da yatağın temiz kalmasını sağlar.
Üçüncü işlev ise konfor katkısı.
Misafir ayaklarını uzatınca örtünün altına sokar bu da sıcaklık ve konfor hissi yaratır.
Dördüncü neden ise imaj. Misafir bu örtü göründüğünde oda özenle hazırlanmış diye düşünür. Örtü misafirde kalite algısı uyandırır.
Tabii bu işini doğru yapan oteller için geçerli. Bazı otellerde çarşaf değiştirilmeden bu sihirli örtü yatağa seriliyor!
***
Altyazı
“Zaten bir kadın sevmiyorsa seviyorum demez. Sevdiği zaman sevmiyorum dediği olmuştur ama o konuyu kafana takma sen.” (Behzat Ç.)