YAZARLAR

MERVE YURTYAPAN / Gençler popüler olan her şeyi iyi sanıyor

Onur Tuna, sanat dünyasının en başarılı, en düzgün, en dikkat çekici isimlerinden… atv’nin yeni dizisi Aynadaki Yabancı’da yine iddialı bir rolle karşımızda olan Tuna: “Gençler popüler olan insanları taklit etmeye çalışıyorlar. Gençleri uyarmak istiyorum: Birinin çok popüler olması onu çok bilgili ve işini çok iyi yapan bir insan haline getirmiyor”

Onur Tuna ile ilk olarak 14 yıl önce atv dizisinde rol alırken yine röportaj için buluşmuştuk. Yıllar geçti ancak ünlü oyuncunun duruşu, sıcak tavrı, samimiyeti ve doğallığı aynı kaldı. Artık atv’nin yeni dizisi Aynadaki Yabancı ile karşımızda. Bir annenin çocuğuna kavuşmak için estetik operasyonla yüzünü değiştirmesi ve daha sonra hafızasını kaybedip geçmişinin bir bölümünü hatırlamamasıyla gelişen olayları anlatan Aynadaki Yabancı, ilk bölümüyle izleyiciyi etkisi altına aldı. Dizinin başrol oyuncusu Onur Tuna’yla bir araya geldik ve yeni projesini, hayata bakışını ve hakkında merak edilenleri konuştuk.
Aynadaki Yabancı sezonun en farklı dizilerinden biri. İlk bölümüyle de izleyiciyi etkisi altına aldı. Senaryoyu ilk okuduğunuzda izleyici üzerinde böyle bir etki yapacağını tahmin etmiş miydiniz?
– İlk okuduğumda eşini arayan bir adamın hikayesi, çocuk ve anne hikayesi, kendi içinde bir aile hikayesi, bodrum katı hikayesi… Yani her biri kendi içinde farklı bir çok hikayesi olan gizemli ve cevapları hemen vermeyen bir iş olduğunu gördüğümde oynamak istedim açıkçası.
Böyle bir iş okuduğum için de mutlu oldum. Ama tabii ki izleyici gözündeki algoritmayı bu aralar çok tahmin edemiyoruz. Elimizden geldiğince insanların da ilgisini çekebilecek konuları bulmaya çalışıyorum kendi adıma. Oynarken eğleneceğim şeyleri bulmaya çalışıyorum. Eğer bunu yaparsam izleyiciyle de doğru yerden buluşabileceğime inanıyorum. O yüzden izleyiciyi etkileyeceğine inanıyordum.

HEPİMİZİN İÇİNDE YAŞAYAN ACILARI VAR

Emirhan Karaaslan, iş dünyasında çok başarılı, kusursuz bir görünümü var ama bu görüntünün altında nasıl acılar yatıyor?
– Her insanın bence kusursuz görüntüsünün altında büyük acılar yatıyor. Çünkü hayatın mutluluk üzerine kurulu olduğunu çok düşünmüyorum.
Emirhan için de baktığımızda ailevi acıları, geçmişe dair sıkıntıları olan bir adam olduğunu biliyoruz. Kimse kusursuz değil, Emirhan da değil. Ama Emirhan’ın acıları tabii ki ortalamanın belki de üstünde acılar olabilir.
Çocuğunuz yok ama bir babayı canlandırmak nasıl bir duygu?
– Çocuğum yok evet ama baba olarak ilk kez oynamıyorum. Hem ana akımda hem de dijital platformda bir çok projede baba rollerinde oynadım.
Çocuklarla ilişkimi iyi buluyorum, çocukları çok seviyorum ve onlarla oyun oynuyorken ya da onlarla ilişki kuruyorken kendimi iyi hissediyorum. O yüzden baba rolündeyken de olabildiğince bu iyi ilişkilere yaslanıyorum ve buradan bir şey çıkarmaya çalışıyorum.
O yüzden bence çok güzel bir deneyim.
– Magazinde olmadan, polemiğe girmeden de art arda iş alınabileceğinin, ünlü olunacağının kanıtısınız bence. Peki bunu başarmak zor mu?
Yani magazinsiz ilerlemek benim için çok zor bir şey değil. Tabii ki magazin bizim işimizde olan bir alan, ancak ihtiyacı olan doneleri belli ve o doneleri kendinizden uzak tutarsanız ve bunun için bir çaba göstermezseniz magazin zaten kendi içinde hayatınızdan ayıklanıyor. Dolayısıyla zorlandığım ya da kolay geçti dediğim bir yer de yok. Hoşuma giden şeyler galiba magazinin çok hoşuna gitmiyor. İşimizin bir alanı evet ben pek kendimi orada hissetmiyorum diyebilirim.

ESKİDEN SETLERDE HERKES DAHA DUYARLIYDI

– “Önceden biz monitöre yaklaşamazdık. Bir bölüm izleyebilmek için yönetmenden rica ederdik, bir desturumuz vardı” demiştiniz. Şimdi ne değişti?
– Aslında bu böyle aşırı faşizan bir yerden anlatmak istediğim bir konu değildi. Zaman zaman denk gelen durum oluyor. Eskiden set içerisinde oluşan ahlak, etik, öğretim ve öğrenme aşamalarının şimdiye göre biraz daha farklı olduğunu düşünüyorum. Çünkü internet ve sosyal medya ile beraber insanların öğretim ve öğrenme zamanları bence azaldı. Dolayısıyla eskiye göre setlerde de bu konularla alakalı duyarsız bireyler olduğunu düşünüyorum. Bu bir tek oyunculukla alakalı da değil. Set içinde sessiz olmak, kamera açısında olmamak vs vs birçok birimle alakalı farklı örnekler anlatabilirim. Ama tabii ki işine çok değer veren arkadaşlarımla olmak beni mutlu ediyor.

AİLEME AŞKLA BAĞLIYIM

– Dış görünüş ne ifade ediyor?
– Dış görünüş tabii ki öğretilerimizle beraber bizim için çok önemli bir olgu haline geldi. Ama kişilerin içine indiğimizde gerçekle buluşuyoruz. Yani gerçek arkadaşlık, gerçek dostluk, gerçek ilişki o dış görünüşün ne zaman dışarıya atıldığı yani ötelendiği an ile beraber daha duygusal daha mutlu anlar yaşıyoruz ya işte o yüzden dış görünüş bir yandan çok önemlidir çok büyük bir öğretidir. Ama bir yandan da çok önemli olmamalıdır gözüyle yaklaşmaya çalışıyorum.
– Aile peki?
– Aile; aşk, güven ve ne olursa olsun başınıza ne gelirse gelsin sizin için hep iyiyi isteyen içinden çıktığınız ve ne zaman içine dönseniz sizi her zaman kucaklayacak bir kavram.
Aile o yüzden aşkla bağlı olduğum ve içine girip kendimi bulmaktan çok keyif aldım bir olgu.

MÜZİK ACININ VE MUTLULUĞUN TOPLAMIDIR

– Müzikle de yakından ilgileniyorsunuz. Albümünüz ve 4 single’ınız var. Motivasyon kaynağı mı müzik sizin için?
– Aslında müzik bizim için ne demek konusu önemli, yani müzik bizim için neyse benim için de o. Bir tek bu işte olmak ya da teknik olarak bu konuda bilgili olmak müziğin anlamıyla alakalı bir şeyi değiştirmiyor. Çocukluğumdan beri müziği çok seviyorum. Dünyada milyarlarca insanın da müzikten çok hoşlandığına eminim, çünkü bu bizi hem rahatlatan, hem acılarımızın içine götüren, hem mutlu eden frekansların toplamı. Biz bununla insan olarak oynamayı, bunu geliştirmeyi ve birbirimize ulaştırmayı bulmuşuz. Bu noktada da müzik evrensel bir hale gelmiş, keşfedilmiş bir durum, ama hep vardı onu demeye çalışıyorum aslında. Biz aslında zaten var olan bir şeyi keşfettik. O yüzden müzik bizim için çok önemli.

TAKİPÇİ SAYISI O KİŞİYİ BİLGİLİ YAPMAZ

-Bazı kişiler özellikle gençler sosyal medyanın esiri oldu. Son dönemin en büyük sorunlarından biri. Herkes bir postta sahte hayatlar yaratmanın peşinde. Bunun kaynağı nedir sizce?
– Popüler olanın ne olduğunu biraz değiştirdik, yani ne popüler olur? Çok iyi bir şarkı, çok iyi bir eser popüler olur mu yoksa gerçekten bizim ilgimizi çekecek hemen tüketebileceğimiz çok küçük doneler de popüler olabilir mi? Artık biz bunu yaşıyoruz. Dolayısıyla insanlar da burada daha popüler olmanın yollarını arıyorlar. Popüler olan insanları taklit etmeye çalışıyorlar. Ama taklit ettikleri insanın aslında ne kadar etik ya da ahlaki ya da branş olarak bir üretim olarak ne kadar yetenekli ve dolu olduğuna baktığımızda işte burada bazı ikilemler ortaya çıkıyor. Burada da gençleri ben uyarmak istiyorum, karşıdaki kişinin takipçi sayısının çok olması ya da çok popüler olması o kişiyi çok bilgili ve işini çok iyi yapan bir insan haline getirmiyor. Bunu ayırt edecek durumda olmalarını onlara tavsiye edebilirim.

ZORBALIK ZATEN YAYGINDI AMA ARTIK ZARAR GÖRMEYE BAŞLADIK

– Herkes birbirini zorbalamaya çalışıyor. Neden bu hale geldik?
– Zorbalığın neden yaygın olduğunu bence içsel olarak binlerce yıl önceden de kendimize bir şekilde dile getirmemiz gerekiyordu. Çünkü zorbalık çok uzunca yıllardır insanlığın içinde olan bir durum. Ülkeler, imparatorluklar kadın erkek hakları içerisinde ya da okullarda, öğretmenlerin öğrencilere, öğrencilerin birbirlerine, ebeveynlerinin çocuklarına uyguladıkları sistematik hareket biçiminin içinde mutlaka zorbalık oluyor. Bunu örneklendirebiliyoruz. Bu üzücü bir şey, o noktada da zorbalık zaten yaygındı ve bugün bizi etkilemeye başladı ve artık zarar görmeye başladık diye düşünüyorum. O yüzden de bu soruyu belki de on yıl öncesine göre daha fazla soruyoruz kendimize.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu