
Son dönemde piyasalarda yaşanan gelişmeler enflasyon beklentilerini olumsuz yönde etkiledi. (A Haber arşiv)
“SON DÖNEMDE FİNANSAL PİYASALARDA YAŞANAN GELİŞMELER ENFLASYON BEKLENTİLERİNİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEMİŞTİR”
Özette, son dönemde finansal piyasalarda yaşanan gelişmelerin enflasyon beklentilerini olumsuz yönde etkilediği belirtilerek şu bilgilere yer verildi: “Nisan ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre 2025 yıl sonu enflasyon beklentisi 1,9 puan yükselerek yüzde 30,0 seviyesine ulaşmıştır. 2026 yıl sonu enflasyon beklentisi 1,2 puanlık yukarı yönlü bir güncelleme ile yüzde 20,3 düzeyinde gerçekleşmiş ve diğer vadelerdeki beklentilerde de yükselme görülmüştür. Gelecek on iki ay ve yirmi dört ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri sırasıyla 1,0 puan ve 0,6 puan güncellenerek yüzde 25,6 ve yüzde 17,7 seviyesinde gerçekleşmiştir. 5 yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise 0,1 puan yükselişle yüzde 11,1 düzeyinde ölçülmüştür. Reel sektör beklentilerine bakıldığında, şubat ayında yüzde 41,9 olarak ölçülen firmaların on iki ay sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentisi, mart ayında 0,8 puan azalarak yüzde 41,1 seviyesine gerilemiştir. Aynı dönemde hane halkının on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri yatay bir görünümle yüzde 59,3 seviyesinde seyretmiştir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.”
Öncü verilerin de nisan ayında enflasyonun ana eğiliminde yükselişe işaret ettiği vurgulanan özette, “Aylık temel mal enflasyonunun finansal piyasalardaki gelişmelerin etkisiyle nisan ayında bir miktar yükseleceği, hizmet enflasyonunun ise görece yatay seyredeceği öngörülmektedir.” ifadesine yer verildi.
Özette, kur geçişkenliği yüksek olan otomobil gibi dayanıklı tüketim mallarında fiyat artışlarının izlendiği aktarıldı.
Son dönemde zayıflama eğilimi sergileyen mevsimsellikten arındırılmış hizmet enflasyonunun ise görece yatay seyrettiği ifade edilen özette, şunlar kaydedildi: “Hizmet grubunda, ulaştırma hizmetlerinin bir önceki aydaki düşüşü takiben nisan ayında artması beklenmektedir. Mart ayında yüksek seyreden işlenmemiş gıda fiyat artışları nisan ayının ilk haftalarında sebze fiyatlarında gerçekleşen düzeltme kaynaklı daha ılımlı seyretmiştir. Ancak nisan ayında yurt geneline yaygın bir biçimde gerçekleşen zirai don hadisesi önümüzdeki döneme dair başta meyve olmak üzere taze meyve ve sebze fiyatları üzerinde yukarı yönlü riskleri artırmıştır. Öncü veriler diğer işlenmemiş gıda grubundaki fiyat artışlarının kırmızı et ve yumurta kalemleri kaynaklı sürdüğüne işaret etmektedir. Enerji grubunda mesken elektrik fiyat tarifelerine yapılan artışın etkileri gözlenirken, küresel gelişmelerle belirgin şekilde gerileyen ham petrol fiyatlarının akaryakıt fiyatlarını düşürmesi, grup fiyat artışını bir miktar sınırlamaktadır.”
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti’nde, finansal piyasalarda son dönemde yaşanan gelişmeler neticesinde parasal aktarım mekanizmasını destekleyen ilave adımların ivedilikle atıldığı belirtilerek, “Likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir.” ifadesine yer verildi.
20 Mart tarihinde, ilgili haftada finansal piyasalarda yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere PPK Ara Toplantısı yapıldığı belirtilen özette, söz konusu gelişmelerin enflasyon görünümü açısından oluşturabileceği riskler değerlendirilerek, sıkı parasal duruşu destekleyici tedbirler alındığı kaydedildi.
Özette, şu ifadelere yer verildi: “Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranının yüzde 44’ten 46’ya yükseltilmesine, bir hafta vadeli repo ihale faizi ve gecelik borçlanma faiz oranlarının sırasıyla yüzde 42,5 ve yüzde 41 oranında sabit tutulmasına karar verilmiştir. Ayrıca, 27 Mart tarihli Ara Toplantı Özeti’nde belirtildiği üzere piyasadaki oynaklığı sınırlamak üzere TL ve döviz likiditesine yönelik tedbirler alınmıştır. Döviz piyasasının sağlıklı çalışması, döviz kurlarında gözlenebilecek oynaklıkların engellenmesi ve döviz likiditesinin dengelenmesi amacıyla Türk lirası uzlaşmalı vadeli döviz satım işlemlerine başlanmıştır. Bunların yanı sıra, depo ihalelerinin vadesi 8 haftaya kadar uzatılmış ve likidite araçlarının çeşitliliği artırılarak vadesi 91 güne kadar likidite senetleri ihraç edilmesine karar verilmiştir. Ayrıca, 1 hafta vadeli repo ihalelerine bir süreliğine ara verilip fonlama ağırlıklı olarak gecelik vadede yapılmıştır. Bu doğrultuda, TCMB fonlama maliyeti gecelik borç verme faiz oranına yakın oluşması sağlanmıştır.”
17 Nisan toplantısında kurulun, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 42,5’ten yüzde 46’ya yükseltilmesine karar verdiği hatırlatılan özette, kurulun ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 46’dan 49’a, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 41’den 44,5’e yükselttiği kaydedildi.
Özette, para politikasındaki kararlı duruşun, yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile dezenflasyon sürecini güçlendirdiği ifade edilerek, maliye politikasının artan eşgüdümünün de bu sürece önemli katkı sağlayacağı aktarıldı.
Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği belirtilen özette, şu ifadeler kullanıldı: “Bu doğrultuda, politika faizi; enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla belirleyecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır.”
Özette, finansal piyasalarda son dönemde yaşanan gelişmeler neticesinde parasal aktarım mekanizmasını destekleyen ilave adımların ivedilikle atıldığı belirtilerek, likidite koşullarının yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçlarının etkili şekilde kullanılmaya devam edileceği aktarıldı.
20 Mart tarihinde ara verilen bir hafta vadeli repo ihalelerine tekrar başlanmasına karar verildiği ifade edilen özette, kurulun politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyeceği kaydedildi.
Özette ayrıca, bu doğrultuda, tüm para politikası araçlarının kararlılıkla kullanılacağı belirtilerek kurulun kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacağı aktarıldı.