YAZARLAR

MELİH ALTINOK / Profesyonel çalıştıkları için pahalılarmış

Dünkü Yunan adaları ile bizim tatil beldelerindeki yeme içme fiyatlarını kıyasladığımız yazıya çok sayıda okur yorumu geldi.
Ezici çoğunlukta olan destek mesajları sorunun yakıcı olduğunu gösteriyor.
Biz eleştiri mahiyetindeki bir görüşü ele alalım.
Yunan’daki yemek fiyatlarının bizdeki muadillerinden misliyle düşük olmasını, komşudaki işletmelerin aile işletmesi olmasıyla izah edenler var.
Kaç işletme bu durumdadır bilmiyorum. Ama fiyat farkı yalnızca Yunanistan ve adalarıyla sınırlı bir mesele değil. Diğer Avrupa şehirleriyle kıyasladığımızda da durumumuz farklı değil.
İkincisi, bu iddia, bizdeki restoranların, beach’lerin profesyonellerce işletildiği sonucunu içeriyor ki, durumun öyle olmadığını hepimiz biliyoruz.
Müşterinin masasına gidecek hesabın bile bir standardının olmadığı bir düzende neyin profesyonelliğinden söz edebiliriz?
Yunan adalarındaki ucuzluğa gerekçe gösterilen “aile işletmelerine” karşılık bizdeki “sülale işletmelerinin” sayısının kaç olduğundan ise hiç bahsetmeyelim isterseniz.
Bu arada müşterilerine daha makul fiyatlarla hizmet veren Yunan adalarındaki pek çok lokantanın, gündelik alışverişlerini Yunanistan yerine birkaç mil ötedeki Türkiye’den yaptıklarını söylersem ne dersiniz?

***

MERAL HANIM DAHA NE DESİN?
Bir dönem Ekrem İmamoğlu’yla “abla-kardeş” takılan Meral Akşener için “niçin sessiz” diye soruyorlar.
Akşener’in 31 Mart yerel seçimlerinde kazandığı tek il belediyesi olan Nevşehir‘de, “Seçilmesine vesile olduklarımızın kocaman bir hırsız olduklarını anladığımızda, çektiğimiz acıları anlatmam mümkün değil” demişti.
O dönem Akşener’in bu sözlerle isim vermeden Ekrem İmamoğlu‘nu mu kastettiği iddiaları gündeme gelmişti. Akşener, bu açıklamalardan bir süre sonra bir dönem belediye meclisinde İyi Parti Grup Başkanvekilliği yapan, ardından istifa edip yeni dönemde Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı olan İbrahim Özkan’ı MASAK’a şikâyet etmişti.
Anlıyorum, Saraçhane medyası son bir umut her kapıyı çalıyor. Ancak üzgünüm, sorulması gereken Akşener’in neden tavır koymadığı değil, çok iyi tanıdığı İmamoğlu hakkındaki görüşlerinin değişip değişmediği.

***

ALEVİLERİ RAHAT BIRAKIN
Yine takıldılar Kemal Kılıçdaroğlu‘nun Aleviliğine.
İktidar cephesinden bahsetmiyorum. Zira haklarını teslim etmeliyiz, bugüne kadar meseleyi gündeme taşıdıklarına hiç şahit olmadım.
Buna karşı Kemal Bey’in cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde Aleviliğini gündeme getirenler bizzat CHP’li siyasiler ve gazeteciler ya da 6’lı Masa’da yer alan muhalefet aktörleriydi
Şimdi de aynı ekip, Kemal Bey’in “aslında iyi bir Alevi olmadığını” söylüyor.
“Karanlık odalar”da CHP’nin eski genel başkanı hakkında “düşkün” imaları yapılıyor. Alevi olduğunu söyleyen kanaat önderlerinin kapısı, bu yönde fetvalar alınmak için çalınıyor.
Doğru yanlış ama Kılıçdaroğlu siyasi bir tartışma yürütüyor. İşi din, inanç boyutuna çekmek “gericilik”, “çağdışılık” değil de nedir?
Sureti haktan görünüp Alevileri araçsallaştıran ve son tahlilde ötekileştiren bu kafadan kimseye herhangi bir hayır gelir mi?

***


FETOŞÇULARIN YENİ MASKESİ
Firari Fetoşçular, Fransa’nın Strasbourg kentinde bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde dayanışma gösterisi yapmışlar.
Enes Kanter ve Batman kostümlü adamların katılımcıları eğlendirdiği maskeli baloda, hayatlarını binbir surat olarak heba eden Fetoşçuların maske tercihleri çok şey anlatıyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu