MELİH ALTINOK / Güvenlik kameralarını da Kanal İstanbul için mi kapattırdınız Ekrem Bey?
Ekrem İmamoğlu’yla ilgili yolsuzluk soruşturmasının sebebinin cumhurbaşkanlığı adaylığını engellemek olduğunu söylediler.
Ne var ki daha şimdiden savcılığın soruşturmasında pek çok delil ortaya çıktı. İzaha muhtaç sorular, kimi CHP’lilere bile İmamoğlu’nun seçimlere 3 yıl varken cumhurbaşkanı adayı ilan edilip yolsuzluk soruşturmasında CHP’yi kendini kalkan yapmaya çalıştığını düşündürtüyor.
Baktılar ki CHP tabanı da ikna olmakta zorlanıyor, bu kez de “Asıl mesele Kanal İstanbul’muş” demeye başladılar.
İşaret fişeğini, savcılık soruşturmasında ortaya çıkan her delilden sonra cezaevinden attığı bir tweet’le dikkatleri başka yere çekmeye çalışan İmamoğlu ateşledi.
CHP’li isimlerin, pavyonda kurultay delegelerine rüşvet verildiğine dair ifadeleri basına yansıyınca “Yüzüme bakan Atatürk’ü görüyor. Evlerinize bayrak asın” diye tweet atmıştı.
İstanbul’da bir otelde şüphelilerle buluşmadan önce korumalarına güvenlik kameralarını kapattırdığının görüntüleri ortaya çıkınca da sosyal medya hesabına şu notu düştü:
“Yargıyı aparata dönüştürenler, Kanal İstanbul’u kime pazarlamışlarsa önündeki engelleri kaldırmak için gözlerini karartarak yeni operasyonlarla millete ihanet etmeyi sürdürüyorlar.”
İmamoğlu’nun taktiğinin, kameraların bantlandığı görüntülerde haber değeri görmeyip üç maymunu oynayan Saraçhane medyasına soluk aldırdığı kesin.
Baksanıza günlerdir Çevre Bakanlığı’nın tamamı dar gelirliler için yaptırdığı, İstanbul’a soluk aldıracak, el yakan kiralara sebep olan şehrin konut ihtiyacına az da olsa derman olacak 28 bin sosyal konutu karalamaya çalışıyorlar.
Üstelik Arnavutköy’deki konutların Kanal İstanbul’la da bir ilgisi yok ama “Araplara sattılar. Çevreyi katlettiler” diye yırtınıyorlar.
Ne var ki bağırdıkça soru buharlaşmıyor; orta yerde tüm çıplaklığıyla duruyor.
Evet, Ekrem Bey, nedir bu bant olayı?
Her gün bir sürü tweet atıyorsunuz, bir tane de bu kısa soruya cevap vermek için atsanız da gerçek nedir öğrensek.
Hem, eğer inandırıcı bir hikâyeniz varsa bu savunmanızda elinizi de güçlendirmez mi?
***
FAY UYUR AHMET HOCA’MIZ UYUMAZ
Deprem adamlarımızdan Profesör Ahmet Ercan, cumartesi gecesi deprem travması olanların yüreklerini ağızlarına getiren açıklamalar yaptı.
“Hoş karşılanacak artçı deprem değil” dedi. 4.3’lük depremin “mide bulandırdığını” söyledi.
Kaç kişi hocanın, “Uyumadan tetikte gelişmeleri izleyeceğim” çıkışıyla kötü bir gece geçirdi, kaç kişi “Bırak Ahmet Ercan uyumasın, İstanbullu uyusun; çünkü bunların hepsi palavra. 2 gündür olan sarsıntılar 6.2’lik sarsıntının artçılarından başka bir şey değil. Bunlar 99’dan beri prim için milleti korkutarak aynı şeyleri tekrarlayıp duran insanlar” diyen Profesör Şener Üşümezsoy’u dinledi bilinmez.
Zira tweet’i 5 milyon kez okunmuş.
Sabahın ilk saatlerinde attığı, “Dün gece çok tedirgin olduk. Uykusuz kalıp yer kabuğundaki değişimleri izledik. Neyse ki, kuşkularımız büyük oranda düştü. İzlemeyi sürdürüyoruz” tweet’i ise 500 bin tık almış.
Neyse hocam sağlık olsun, hiç olmazsa midenizin bulantısı geçmiş ya.
Bu arada geçen gece gerçekten hiç mi uyumadınız hocam, hep nöbette miydiniz? Yoksa mecazen mi “ayaktayız” dediniz?
Sizi dinlerken aklımızın bir köşesinde dursun diye soruyorum.
***
JAMMER BAVULA SIĞMIYOR
Güvenlik kameralarına, bant konusuna hiç girmeyen CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, tartışılan bavulların içinde sinyal kesiciler (jammer) olduğunu söylüyor. Kamuoyunun aklına takılan sorular var.
1- O boyuttaki jammerların tekerlekleri var, neden bavula koydunuz?
2- Terörden jammerla korunduğu söylenen İmamoğlu güvenlik kameralarının üzerine neden bant çektiriyor?
3- Jammer sinyal kesiyorsa görüntülerdeki kişiler nasıl telefonla konuşuyor?
4- İmamoğlu dışında dev jammerla gezen belediye başkanı var mı?
5- Canı isteyen herkes dev jammerla gezebiliyor mu?
***
ERKEN SEÇİM FENER’İ ŞAMPİYON YAPMAZ
Ali Koç, Divan’daki erken seçim çağrılarına “Görevimizin başındayız ve mücadelemize devam edeceğiz. Fenerbahçe, her olumsuz gelişmeden sonra kongre tartışmalarına sürüklenecek, tribünden yapılan tezahüratlarla yönetim değiştirecek bir kurum değildir” diyerek yanıt verdi.
Bence de Fener’in ilacı erken seçim değil.
Zaten Koç’un 6 yılda yapamadığını 2 yılda yapacak bir aday da ufukta görünmüyor.
