YAZARLAR

MAHMUT ÖVÜR / Kafkasya’da Zengezur satrancı

Kim satranç oynuyor, kim taş topluyor?
ABD’de imzalanan Azerbaycan- Ermenistan barış anlaşması, kâğıt üzerinde “dostluk, kardeşlik ve huzur” temalı bir diplomatik tablo gibi duruyor. Şimdi gelin bu tablonun arka planına yakından bakalım.
Bu tablo, duvarda asılı duran bir barış resmi değil; dünya satranç tahtasında taşların hızla yeniden dizildiği bir anın fotoğrafı. Ve bu yeni dizilişte, kim vezir olmuş, kim piyon bile olamamış, anlamak için çok uzağa bakmaya gerek yok, oyunculara bakmak yeterli.

RUSYA’NIN ‘SÜPER GÜCÜM’ MASALI
Türkiye, Zengezur koridorunun açılması için yıllardır kapı kapı dolaştı, dosyalar taşıdı, diplomasi yaptı. Koridor, Azerbaycan ile Nahçıvan‘ı, oradan da tüm Türk dünyasını, hatta Pakistan ve Afganistan‘ı birbirine bağlayacak altın bir anahtardı. Moskova ise bu anahtarı eline alıp kapıyı açmak yerine cebine koydu, sonra da “Aman canım, gerekirse ben açarım” dedi. Ama artık kapının önünde Amerika var. Onun elinde de koca bir coğrafya, yığınla nükleer bomba, bol miktarda petrol var ama hepsini 1980 model Sovyet politikasıyla yönetmeye çalışıyor. Hem de dünyanın 2025’te olduğunu fark edemeyen bir vizyonsuzlukla…
Washington’da Trump, Aliyev ve Paşinyan fotoğrafı herkesi şaşırtsa da Rusya’yı şaşırtmamıştır. Çünkü bir süredir Rusya-Azerbaycan arasında soğuk rüzgârlar esiyor.
Özellikle haziran ayında Azerbaycan’la yaşanan kriz, Rusya’nın bölgedeki itibarının ne kadar aşındığını gösterdi. Yekaterinburg’da Azeri vatandaşlara yönelik sert polisiye müdahaleler ve ölümler, Bakü’nün Moskova’ya olan güvenini paramparça etti. Azerbaycan, kültürel etkinlikleri iptal etti, diplomatlarını çekti, Rus medyasının ofislerine baskın düzenledi. Ermenistan’la ilişkileri de aynı dönemde gerildi. Bir zamanlar “eski Sovyet mahallesinin” bekçisi olan Rusya, bugün o mahallenin en kolay tokat yiyen figürüne dönüştü. Eskiden “büyük ağabey” olarak masaya otururdu, artık masaya davet edilip edilmemesi bile tartışılır hâle geldi.

AMERİKA’NIN HATTI KONTROLÜ
Washington, barış masasındaki rolünü sadece “hakem” olarak oynamıyor. Türk dünyasını birbirine bağlayacak hattın tam üzerine oturdu. Bu öyle bir oturuş ki, para kazanmak bir yana, asıl kazanç stratejik hâkimiyet. Enerji, lojistik, ticaret, diplomasi… Hepsi bu hattın kontrolüyle el değiştirebilir. Amerika’nın klasik taktiği: “Önce yerleş, sonra kuralları sen koy.”

İRAN’IN 40 YILLIK KÖR İNADI
İran, başından beri bu projeye karşıydı. Sebep mi? Ezeli kaygı: “Türk dünyası birleşmesin.” 40 yıldır Şii ideolojisi üzerinden yürütülen dış politika, ülkeyi ne kalkındırdı ne de bölgeye huzur getirdi. Ama Amerika’yı sınırına kadar getirdi. Tahran, “Aman Türk dünyası güçlenmesin” diye uğraşırken, dünyanın en güçlü ordusu ve siyasi gücüyle artık komşu oldu. Yani İran’ın bugünkü durumu, kendi kazdığı kuyuya düşen bir siyaset anlayışının canlı örneği.

TÜRKİYE: YENİ DENKLEMİN MİMARI
Ankara, Zengezur koridorunun sadece ticari bir yol olmadığını, Türk dünyasının jeopolitik omurgası olduğunu gördü. Bu vizyonu yıllarca sabırla savundu. Masalarda kararlı, sahada soğukkanlı davrandı. Bugün koridorun hayata geçmesinde Türkiye’nin bu ısrarının payı yadsınamaz. Kafkasya’daki yeni denklemin mimarlarından biri, şüphesiz Ankara’dır. Herhalde Ankara, 70 yıllık müttefiki ABD’nin darbelere ve başta FETÖ olmak üzere terör örgütlerine nasıl destek verdiğini unutmamıştır. Bir de Brzezinski’nin “Büyük Satranç Tahtası” kitabında “ABD Kafkasya’da hiçbir ülkenin öne çıkmasını istemez” dediğini ve şu sözünü: “Avrasya’yı kontrol eden dünyayı kontrol eder.”

KİM PİYON KİM VEZİR?
Kısa vadede Amerika’nın varlığı, Azerbaycan- Ermenistan hattında silahların susmasına yardımcı olabilir, ticareti canlandırabilir. Ama uzun vadede Washington’un kendi çıkarları için bölgeyi yönlendirme isteği kaçınılmazdır. Türk dünyası ve bölge halkları için mesele, bu açılan fırsat penceresini kendi lehine kullanabilmekte yatıyor. Rusya’nın nostaljik hayalleri, İran’ın kör ideolojisi, Amerika’nın pragmatizmi… Hepsi aynı masada. Ama unutmayalım: Bu oyunda kimlerin taş sürdüğü değil, oyunun sonunda kimin şahı mat ettiği önemlidir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu