MAHMUT ÖVÜR / Döviz bürolarındaki paralar kimin?


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı “İmamoğlu Suç Örgütü” iddianamesine CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den bile daha sert karşı çıkanlar arasında ilginçtir, “solcu” ya da Atatürkçü gazeteciler ön sırada.
Araştırmaya meraklılar ama nedense milyon dolarlık kıyak ihaleleri, yer ve zaman verilerek alınan rüşvet iddialarını görmedikleri gibi en basiti müteahhit Ali Nuhoğlu‘nun 15 milyon TL’ye verdiği 50 milyon dolarlık Boğaz’a nazır üç villayı da hiçbiri sorgulamadı. Onlar daha çok, “Her şey tamam da para nerede?” diye soruyor.
Herhalde CHP İstanbul il binasındaki gibi balya balya para görmek istiyorlar. Bunun bahane olduğu çok açık da yine de söyleyelim; dün yazdım, özellikle il binası olayından sonra “sistemi” kuranlar tıpkı FETÖ’nün mahrem yapısı gibi hem gizliliği ön plana çıkarmışlar hem de yargı ve emniyet içindeki köstebekleri harekete geçirmişler.
‘KIZIL SAÇLI SAVCI’
Öyle ki iddianamede yer alan bilgiye göre; “Ekrem İmamoğlu ve Geliyorum Diyen Operasyon” başlığıyla önlem bile alınmış. Bir de Zorlu’daki otele gelen “kızıl saçlı” bir savcıdan söz ediliyor. O kızıl savcı kadar o günlerde çok konuşulan emniyetteki köstebeği de merak ediyorum.
Hatırlarsanız bu konuyu geçen nisan ayında “İmamoğlu’nun köstebeği kim?” başlığıyla yazmıştım. İtirafçıların çoğu, içeriden alınan bilgilerden sonra toplantı yaptıklarını, bizzat İmamoğlu’nun avukatının onları uyardığını, paraları evde tutmamaları gerektiğini söylemiş. Akıl verenlerden biri de İstanbul’daki devasa hafriyat işinin başında milyon dolarlarla oynayan Murat Gülibrahimoğlu.
“Sıvacı” Adem Soytekin anlatıyor:
“Bu toplantıyı Murat Gülibrahimoğlu yönetmiş. Bu soruşturmanın kitlenmesi için paraların dokunulmazlığı olan bir milletvekilinin üzerine yıkılması gerektiği fikrini söylemiş. (…) Turan Taşkın Özer bu toplantıda bizden yapmadığımız bağışın makbuzunu istedi. Biz de makbuz verdik. Turan Taşkın Özer, bunun Ekrem İmamoğlu’nun talimatı olduğunu söylemesi üzerine biz de bunu kabul ettik.”
Sahi bu araştırmacı gazeteciler neden daha önce “Kafa Koparan” diye yazdığım Fatih Keleş‘i, Boğaz’daki yalılar-lüks inşaatlar-AVM’ler uzmanı “VIP Yakup” lakaplı Yakup Öner‘i, bedava villa veren işadamı Ali Nuhoğlu‘nu ya da para saklama kasası olan ve az da olsa CHP’deki parti içi demokrasiyi yok eden milletvekili Turan Taşkın Özer‘i merak etmez?
PARALAR İMAMOĞLU’NUN
“Para nerede?” diye soruyorlar ama nedense büyük paraların döndüğü ve CHP’li gazeteci Tolgahan Erdoğan‘ın CHP kurultayının hemen sonrasında dile getirdiği döviz bürolarına yönelik operasyonu da merak etmezler. İddianamede, Taç, Gold, Karadeniz ve Servet döviz bürolarına yönelik operasyondan sonra Cumhuriyet Başsavcılığı şu notu düşüyor:
“Herhangi bir tabelası olmayan söz konusu firma ile bağlantılı dükkânda yapılan arama neticesinde, kasalarda toplam 47 milyon dolar, 52 milyon Euro, 40 adet külçe altın, 150 kg gümüş ele geçirildi.” Peki bu paralar kimin parasıydı?
İddianamede onun da cevabı veriliyor:
“Cumhuriyet Başsavcılığımızca Ekrem İmamoğlu tarafından kurulan çıkar amaçlı suç örgütünün para transferlerinde kullandığı şüpheliler ile Taç Döviz yetkilileri arasında yapılan irtibat araştırmasında Taç Döviz’in örgütün emanetçisi olduğu, örgütün CHP kurultay sürecinde de söz konusu döviz bürosundan temin ettiği paraları dağıttığı anlaşılmıştır. (…) Ele geçirilen ve şirket yetkililerince sahiplenilmeyen paraların Ekrem İmamoğlu tarafından kurulan çıkar amaçlı suç örgütüne ait olduğu anlaşılmıştır.”
İddianamede böyle onlarca belge ve bilgi var. Yeter ki niyetiniz “paranın izini sürmek” olsun…



