YAZARLAR

MAHMUT ÖVÜR / Barıştan rahatsız olanlar

Başkan Erdoğan‘ın, 1 Ekim’deki Meclis konuşmasında dile getirdiği iç cephe vurgusundan sonra MHP Lideri Devlet Bahçeli insani ama bir o kadar da şaşırtıcı bir hamle yaptı.
DEM Partililerle görüştü, el sıktı. Bu yeni dönemin ilk işaret fişeğiydi. Arkasından ne geleceği merakla beklendi. Tarihler 22 Ekim 2024’ü gösterdiğinde Bahçeli‘nin ezber bozan, siyasette taşları yerinden oynatan o sesi duyuldu:
“Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini ilan etsin.”
İkinci ezber bozan çıkışın adresi İmralı’ydı. PKK elebaşı Öcalan da herkesi şaşırttı:
“Devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.”
Meclis’te atılan küçük bir adım, önceki gün terör örgütü PKK’nın kongresini toplayıp fesih kararı alacağını açıklamasıyla büyük bir adıma dönüştü ve yepyeni bir dönemin kapısını araladı.
Bu 50 yıllık kâbusun bitme ihtimaliydi ve toplumda büyük heyecan yarattı. Bugünlerde seçmenlerini “hırsızlık” iddiasıyla yargılanan İBB’nin tutuklu başkanı İmamoğlu için sokağa çağıran CHP Genel Başkanı Özgür Özel biraz da mecburen desteğini açıkladı:
“Bugünlerde beklenen terör örgütünün silah bıraktığı haberini sonuna kadar destekliyoruz.”
Bir açık söz verdi:
“Meclis zemininde eksik uygulamaları düzeltecek adımların hep birlikte atılmasını, en başta kayyum uygulamasının son bulmasını, siyasi tutsakların özgür kalmasını bekliyoruz. Barışın gelmesi için atılan ve atılacak her adımı destekliyoruz. Terörsüz Türkiye’ye ‘evet’ diyoruz.”
Ancak CHP’ye destek veren fondaş medya ve medyadaki algı operatörleri aynı görüşte değil. Hepsi karalar bağlamış gibi. PKK’nın kendini feshetme ve silahları bırakma kongresiyle ilgili haberleri hiç sevmediler. Sözcü‘den Cumhuriyet‘e, hatta solcu Birgün gazetesine bakın, hepsi sürece “olmazları” üzerinden bakıyor. Kimi “Örgüt şart öne sürdü” diyor, kimi “İktidarın atacağı adımlar belirsiz” diyor, kimi de Cumhuriyet gibi hâlâ AK Parti-MHP arasında kavga çıkarma derdinde ki, “AKP’li bakanlar umut hakkından rahatsız” diye ortalığı geriyor.
Bu ruh çöküşü daha çok Halk TV, Sözcü ve Now televizyonunda konuşan siyaset uzmanlarında(!) görülüyor. Alın Nevşin Mengü ve saz arkadaşlarını… Ne diyeceklerini şaşırmış durumdalar. Dilleri dolaşıyor, her gün yeni bir yolsuzluk skandalı çıktığı hâlde görmüyor, öve öve bitiremedikleri İmamoğlu‘na bir çıkış yolu bulamadıkları için de kıvranıp duruyorlar. Dönüp dönüp iktidara, Cumhur İttifakı’na saldıranlar, tıpkı 2019’da kriz tellalı ekonomistler gibi “Ülke battı, bitti” demenin ötesine geçemiyorlar.
Öyle çaresizler ki, “Bu iktidar seçim yaptırmayacak” gibi ucube bir yalana sarılmakta bile sakınca görmüyorlar. Herhâlde en çok da onlara rağmen “terörün bitmesi ve barış” için AK Parti ve MHP ile bir araya gelen DEM Partililere kızıyorlar.
İşi yeni vefat eden rahmetli Sırrı Süreyya Önder‘e saldırmaya kadar götürenler de var. Cumhuriyet yazarları Prof. Dr. Emre Kongar ve Zülal Kalkandelen gibi. Sahi Önder’in ya da DEM Parti‘nin Öcalan veya PKK’ya bakışları yeni mi ortaya çıktı?
Her şey herkesin gözü önünde oldu, HDP-DEM Parti geleneği Altılı Masa’ya destek verirken, İstanbul’da İmamoğlu ile “kent uzlaşısı” yaparken ya da PKK’nın Suriye’de ABD emperyalizmiyle iş tutarken aklınız neredeydi?
Bu nasıl bir körlük, bu nasıl bir nefret ki, AK Parti’nin 50 yıllık terörü bitirmesi ve “barış” getirmesi bile umurlarında değil. Sorun aslında AK Parti değil, sorun vesayetçi aydınların gerçek demokrasi ve barış istememelerinde…
Anneler Günü’nüz kutlu olsun…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu