YAZARLAR

KEREM ALKİN / Erdoğan’dan tarihi çağrı: ‘Kalkınma Adaletini Güçlendirelim’

Küresel jeopolitik gerginlik ve sınamaların en üst seviyede olduğu bir konjonktürde, Güney Afrika‘nın ev sahipliğinde gerçekleşen G20 Liderler Zirvesi, küresel ekonominin içinden geçtiği zorlu döneme damga vuracak nitelikte kritik önemde oturumlara sahne oldu. 12 yıl önce, ‘Dünya 5’ten Büyüktür’ şiarı ile, küresel ekonomipolitik sistem için tarihi bir çağrıda bulunan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, G20 Zirvesi‘nde bir kez daha tarihi bir çağrıya imza attı. Cumhurbaşkanımızın ‘Kalkınma Adaletini Güçlendirelim’ şiarı ile dile getirdikleri tarihi çağrı üç temel gerçeğin altını çiziyor: Küresel kalkınma adaleti zayıfladı; Küresel ticaret sisteminin reforme edilmesi gerekiyor; Borç yükü, özellikle düşük gelirli ülkeleri kalkınamaz hale getiriyor.
Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koydukları çerçeve, sadece ekonomik bir perspektif ile sınırlı olmayıp; bunun da ötesinde dünyanın karşı karşıya bulunduğu eşitsizliklerin giderilmesine yönelik ahlaki bir liderlik çağrısı niteliği de taşıyor. Dünya genelinde her 10 kişiden birinin hala aşırı yoksullukla mücadele ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘kimseyi geride bırakmama’ ilkesinin sadece bir slogan olmadığını, aksine sürdürülebilir kalkınmanın temel başlangıç noktası olduğunu vurgulamakta. Cumhurbaşkanımızın işaret ettikleri tablo, küresel ekonominin mevcut yapısının derin bir eşitsizlik ürettiğini bir kez daha gözler önüne sermekte.
Bugün dünya, küresel virüs salgını sonrasında, artan jeopolitik belirsizliklerle, toparlanmanın sekteye uğradığı, savaşların tedarik zincirlerini kırdığı, borç krizlerinin sosyal yapı üzerinde derin yaralar açtığı yeni bir gerçeklik ile karşı karşıya. Bu nedenle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘kalkınma adaletini güçlendirelim’ çağrısı, yalnızca Türkiye’nin değil, tüm dünyanın ihtiyaç duyduğu bir vizyonu işaret ediyor: ‘Hiç kimsenin geride bırakılmadığı, daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir küresel ekonomik düzen.’ Cumhurbaşkanımızın dikkat çektikleri en kritik noktalardan birisi ise, kalkınmanın finansmanındaki daralma. 2024’de yüzde 9 gerilemiş; ne yazık ki 2025’de yüzde 17 daha daralması beklenen bir küresel kalkınma yardımları tablosu ile karşı karşıyayız.
Afrika Kıtası’nın en fazla etkilenen coğrafya olduğu bu tablo, Sayın Cumhurbaşkanımızın kritik önemde uyarısı olarak, küresel dayanışmanın zayıfladığı, ‘herkesin kendi başının çaresine baktığı’ bir döneme doğru kayıldığına işaret ediyor. Türkiye ise böyle bir karamsar tabloda, kendisine yakışan sorumluluğu üstlenmeyi sürdürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin resmi kalkınma yardımlarını 2023’teki 6,8 milyar dolardan 2024’te 7,4 milyar dolara çıkardığını belirterek, G20 liderlerine ve dünyaya ‘komşusu açken tok yatmayan’ bir medeniyetin mirasçıları olduğumuzu bir kez daha hatırlattı. Türkiye’nin tüm dünyaca takdir edilen insani diplomasi yaklaşımı çok kıymetli bir örnek teşkil ederken, mevcut küresel sistemde bu yardımların tek başına yeterli olmayacağı; bu nedenle yerel kaynakların harekete geçirilmesi gerektiği de açık bir gerçek.
Cumhurbaşkanımızın konuşmasındaki ikinci stratejik eksen, küresel ticaretin geleceğine yönelik değerlendirmeydi. Bir zamanlar dünya büyümesinin en dinamik motoru olan küresel ticaret, 2008 küresel finans krizine kadar ortalama yüzde 7 büyürken, son 17 yıl ortalama yüzde 3 büyüme düzeyine takıldı. Bu nedenle, Cumhurbaşkanımız dünya ekonomisi ve küresel ticaretin daha köklü bir uluslararası işbirliği, yeni politika araçları ve sürdürülebilir tedarik zincirleri olmadan yeniden ivme kazanamayacağını hatırlatıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ticaret kurallarının sadece güçlü ekonomilerin çıkarlarına göre değil, kalkınmayı destekleyecek bir çerçevede yeniden güçlendirilmesi gerektiğinin de altını çiziyor. Üçüncü bir kritik önemde başlık olarak, özellikle Afrika, Asya ve Pasifik’te geniş toplum kesimlerini etkileyen sessiz bir borç krizine işaret ederek, Sayın Cumhurbaşkanımız, borç yeniden yapılandırma süreçlerinde ‘adil ve eşit muamele’ ilkesinin hayati olduğunu vurgulamaktalar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘kalkınma adaletini güçlendirelim’ çağrısı, tüm dünyanın ihtiyaç duyduğu bir vizyona işaret ediyor: Hiç kimsenin geride bırakılmadığı, daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir küresel ekonomik düzen.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu