YAZARLAR

KEREM ALKİN / ABD-Çin ticaret savaşı derinleşiyor

Dünya GSYH ve küresel ticaretin en önemli iki aktörü arasında, Başkan Trump‘ın ikinci kez seçilmesi sonrasında derinleşen gerginlik, 1 Kasım‘a kadar iki ülke arasında bir mutabakat sağlanamaz ise, yeni bir etaba geçecek. Esasen, iki ülke arasındaki ticaret savaşı gerginliği Başkan Trump‘ın ilk başkanlık dönemine kadar uzanmakta. O dönemde de Çin lehine 340-370 milyar doların üzerine dış ticaret açığı veren ABD‘nin söz konusu açığı 100 milyar dolar civarına kadar küçültmesi için, Trump Çin tarafını ABD’den yüklü miktarda enerji ithalatı yapmaya, diğer ürünlerde de ABD’den daha fazla ithalat yapmaya ikna etmişti. Biden başkanlık seçimini kazanınca, Trump kadar Çin karşıtı bir söylem izlemiş olsa da, Trump gibi pragmatik çözümlerle ticaret dengesizliğini gidecek adımlar atmadı. Hatta, Trump döneminde Çin’in söz verdiği ithalat artışını da takip etmediler.
2018’de 418 milyar doları gören ve Başkan Trump’ın Çin’e karşı daha sert tedbir almaya yönlendiren ticaret açığı, 2020’de 308 milyar dolara geriledikten sonra, 2022’de tekrar 382 milyar dolara yükseldi. 2024’ü ise yeniden gerileyerek 295 milyar dolarda kapattı. Başkan Trump, ikinci başkanlık döneminde Çin’e karşı ABD’nin verdiği dış ticaret açığını 100 milyar doların altına indirmek istiyor. Bunun çözümü ise, hiç kuşkusuz Çin’den yapılan ithalatı gümrük kapısında aşırı pahalandıracak yüksek ithalat gümrük vergisi tarife oranları değil. Tersine, Çin’in ABD’den daha fazla ithalat yapmasını sağlamak. Bununla birlikte, 2 Nisan’da Başkan Trump yeni ithalat gümrük vergisi tarife oranlarını açıkladığında, Çin’in tepkisi ‘kısasa kısas’ oldu ve karşılıklı inatlaşmayla ABD vergi oranını yüzde 145‘e, Çin ise yüzde 125‘e getirdi. Ardından, iki taraf ta müzakerelere başlama adımı atınca, anlaşmaya varılana kadar, ABD aynı oranı yüzde 30’a, Çin ise yüzde 10’a çekti.
Mayıs ayında Cenevre‘deki ilk toplantı, ardından yaz ayları ortasından itibaren Londra‘daki toplantılar ve son olarak 14 Eylül’de Roma‘daki toplantıdan henüz bir anlaşma çıkmadı. Ancak, karşılıklı restleşmeye bağlı olarak, Trump Yönetimi ABD limanlarına yanaşan Çin gemilerine ve Çin’de üretilmiş, başka ülkelerce kullanılan gemilere 600 bin dolar ile 1,2 milyon dolar arasında ayak bastı parası uygulamaya karar verirken, 14 Eylül’deki Roma toplantısından bir gün önce, 23 Çin şirketini yaptırım kapsamına aldı. Bu adımlara ve kararlara hayli tepkili olan Çin ise, ekim ayı başında dünya ekonomisinin önemli başkentlerine gönderdiği bir mektupla, başta küresel ölçekte pazar hakimi olduğu nadir toprak elementleri ve nadir metaller ticaretine hayli sert; ayrıca, pek çok ürünün ticaretine de eskisine göre daha sıkı ihracat kontrolu yapacağını açıkladı. Üstüne, dün yeni bir adımla, Çin limanlarına yanaşacak ABD menşeli ve ABD yapımı gemilere misilleme olarak aynı şekilde ayakbastı parası uygulanacağını belirtti.
Başkan Trump, geçen hafta Çin’in başkentlere gönderdiği ihracat kontrollerine dair mektuba sert tepki göstererek, 1 Kasım‘dan itibaren Çin’den ithal edilecek ürünlere yüzde 30’un üzerinde 100 puan daha ekleyerek, yüzde 130 ithalat vergisi uygulanacağını duyururken, Trump’ın açıklaması S&P 500 endeksindeki Amerikan şirketlerinin piyasa değerinde 1,2 trilyon dolarlık kayba yol açtı. En anlaşılmaz gelişme ise, Trump’ın sert sosyal medya paylaşımı öncesinde, sanki birileri haber almış gibi, küresel kripto piyasasındaki satış ve buharlaşma operasyonu oldu. Kripto para yatırımcıları ağır kayıplar yaşadılar. Sonrasında, Trump daha yumuşak üsluplu bir başka sosyal medya paylaşımı ile, amaçlarının Çin’i çökertmek olmadığını da belirtti. 1 Kasım’a kadar iki ülke arasındaki ticaret savaşları gerginliği küresel piyasaları bir hayli yoracak gözüküyor. Altın ve gümüş fiyatlarının rekor kırması cabası. Birlikte takip edeceğiz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu