SON DAKİKA

İzmir 2. Kentsel Dönüşüm Zirvesi gerçekleşti

6306 sayılı kanun kapsamında 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremden sonra bölgede 452 bin konutun yapımına başladıklarını, kanun verdiği yetkilerden faydalanarak bu konutların 201 binini teslim ettiklerinin altını çizen Bakan Yardımcısı Bulut, “İnşallah bu yılın sonunda da tüm konutları ve ticarethaneleri tamamlayıp vatandaşlarımıza teslim ederek deprem bölgesindeki yaraları sarmış olacağız. Bakanlık olarak büyük enerjimizi şu an deprem bölgesine vermiş durumdayız. Bu yılın sonunda oradaki sürecimizi tamamladıktan sonra inşallah İzmir, İstanbul gibi yerlere daha fazla mesai harcayacağız” dedi.

İzmir 2. Kentsel Dönüşüm Zirvesi, Yeni Asır Gazetesi ile Turkuvaz Medya Grubu işbirliği ve İzmir Ticaret Odası’nın da (İZTO) katkıları ile İZTO Kongre Salonu’nda gerçekleştirildi. Zirveye Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Ömer Bulut, İzmir Vali Yardımcısı Mehmet Sadık Tunç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Dış Finansman Daire Başkanı Behçet Kaan Bolat, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İzmir İl Müdürü Aytaç Yalçınkaya, AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Deniz Doğan, AK Parti Konak İlçe Başkanı Sait Başdaş, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, Turkuvaz Medya Yazılı Basın Reklam Genel Müdürü ve İcra Kurulu Üyesi Ceyda Uzman, Sabah Gazetesi Ekonomi Yazarı Feride Cem, Sabah Gazetesi Yazarı ve İstanbul Medipol Üniversitesi İYBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Aklin, İZTO meclis üyeleri, gayrimenkul ve yapı sektörünün önde gelen temsilcileri ve akademisyenler katıldı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Ömer Bulut, şehirlerimizin tıpkı insanlar gibi doğum, büyüyen ve yaşayan mekanlar olduğunu, zamanla yaşlanan şehirlerin organları olarak nitelendirilen yolların, yeşil alanların, üzerindeki binaların yenilenmedikçe şehirlerin tıpkı insanlar gibi ölmeye devam edeceğini söyledi. Şehirlere çağın gerektirdiği yeni donatı ve planlar kazandırılırsa, şehirlerin yeni nesillere hizmet etmeye devam edeceğini, aksi takdirde insanlar gibi şehirlerin de değerini kaybederek zaman içerisinde öleceğini vurgulayan Bakan Yardımcısı Bulut, Türkiye’nin en önemli sorunlarının başında kentsel dönüşümün geldiğini söyledi.

Türkiye’nin geçmişte tarım toplumundan sanayi toplumuna hızlı bir geçiş yaptığını, köylerden kentlere göçün başladığını ve o dönem devletin planlı arsalar üretemediğini ifade eden Bakan Yardımcısı Bulut, “Tabiri caizse Anadolu’dan gelen insanlarımız kafasına göre, kendi planına göre, kendi imkanlarına göre plansız şekilde gecekondu şeklinde yerleşimler oluşturdu. Bununla birlikte bir kısım planlı olsa bile, o planlı alanlar bile o döneme ait donatıları içeren planlardı. Yeşil alanlar, yollar, alt yapı ona göreydi. Dolayısıyla bir kısım planlı olan alanlar bile bugün artık günümüzün koşullarında o şehre hizmet edemez hale geldi. Dolayısıyla hem yapı stoku açısından hem donatı açısından kentsel dönüşüm zorunluluğu ortaya çıkmıştır” diye konuştu.

Türkiye’de deprem hazırlığı yapılması açısından kentsel dönüşüm büyük önem taşıdığını hatırlatan Bakan Yardımcısı Bulut, “Türkiye afet gerçeği ile karşı karşıya olan bir ülke. Son yıllarda birçok deprem yaşadık açıkçası. Son 10 yılda, Van depreminden tutun, Elazığ, Malatya depremine, burada İzmir depremine, Kahramanmaraş depremi ve geçen ay da İstanbul’da yaşamış olduğumuz 6.2 şiddetindeki deprem. Dolayısıyla Türkiye bir deprem ülkesi ve deprem ülkesi olması hasebiyle de depreme dayanıksız yapı stokunun bir an önce yenilenmesi gerekiyor. Kentsel dönüşüm hem buraların yenilerek donatı alanları kazandırılması hem de binaların oluşabilecek depreme karşı direncini arttırmak için olmazsa olmaz uygulamalarımızdan birisi. Türkiye’deki yapı stokuna baktığımız zaman toplam 36 milyon bağımsız bölüm bulunuyor. 36 milyon bağımsız bölümden 2 milyonluk kısmının acilen dönüştürülmesi gerekiyor. Bunun da 600 bini İstanbul’da bulunmakta” dedi.

Bakan Yardımcısı Bulut, 6306 sayılı ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi’ hakkındaki kanunun 2012 yılında çıkartıldığını ve 2013 yılında da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Bedeli ne olursa olsun, dönüşümü gerçekleştireceğiz’ şeklindeki güçlü ifadesi ile yola çıkıldığını, bugün itibariyle 87 bini İzmir’de 923 bini de İstanbul’da olmak üzere ülke genelinde toplam 2.3 milyon bağımsız bölümün dönüşümünün tamamlandığını aktardı.

6306 sayılı kanunun depreme hazırlık ve yapı stokunun yenilenmesi, modern yaşam alanlarının ortaya çıkması için olmazsa olmaz bir kanun olduğunun altını çizen Bakan Yardımcısı Bulut, “Kısacası bugün dayanıksız yapılar için etkin maddeler içeren adeta tek ilacımızdır. Nedir bu etkin değerleri? Vergi ve harç muafiyeti var. İstanbul’da ‘Yarısı bizden’ kampanyası gibi 1 milyon 800 bin liraya kadar konut başına destek var. İzmir’de 2,5 milyon lira konut başına destek var” diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın işbirliği çağrısına da cevap veren Bakan Yardımcısı Bulut, “Konuşmanızın bizimle ilgili bölümlerini not ettim. Onlar üzerine çalışacağım. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hazırlayacağı projelere de destek vermeye hazırız. Tavsiyelerinizle birlikte 6306 sayılı kanunla sahada gerçekleştirmek isteyeceğiniz projelerle ilgili bakanlık olarak her zaman yanınızda olduğumuzu ifade etmek isteriz. Bu imkanları vatandaşlara çok iyi anlatmamız gerekir. Dünyada buna benzer uygulamalar var mı? İngiltere bir ara 25 bin sterline kadar destek vermeyi düşünmüşler ama hayata geçirmemişler. Biz de baktığınız zaman bu 30-40 bin sterline yakın bir bedeldir. Dolayısıyla devlet burada kentsel dönüşümün 3 ayağı dediğimiz yerel yönetim, vatandaş, devlet tarafında en fazla fedakarlığı göstermeye çalışan taraftır” diye konuştu.

6306 sayılı kanun kapsamında 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremden sonra bölgede 452 bin konutun yapımına başladıklarını, kanun verdiği yetkilerden faydalanarak bu konutların 201 binini teslim ettiklerinin altını çizen Bakan Yardımcısı Bulut, “İnşallah bu yılın sonunda da tüm konutları ve ticarethaneleri tamamlayıp vatandaşlarımıza teslim ederek deprem bölgesindeki yaraları sarmış olacağız. Bu bizim için çok önemli çünkü gerçekten Bakanlık olarak büyük enerjimizi şu an deprem bölgesine vermiş durumdayız. Bu yılın sonunda oradaki sürecimizi tamamladıktan sonra inşallah İzmir, İstanbul gibi yerlere daha fazla mesai harcayıp birebir vatandaşlarımızla görüşerek, onlara deprem gerçeğini anlatarak bugünden tedbir almazsak yarınlarda çok büyük sıkıntılar yaşayacağımızı tek tek anlatmak isteriz. Başkan olarak 5-6 yıllık bir TOKİ geçmişim oldu. Deprem öncesi hazırlığın ne kadar kıymetli olduğunu Kahramanmaraş merkezli 11 ilde bulunan 180 bin TOKİ binasının hiçbir zarar görmemiş olması bizim için bir övünç kaynağı oldu. Toplum açısından da şunun farkındalığının olması gerekir; ‘Deprem değil, bina öldürür’ gerçeğini tekrar ediyoruz. Onun birebir ispatı olmuş oldu” ifadelerini kullandı.

30 Ekim 2022’deki İzmir depreminde sadece bir binada 30’ya yakın vatandaşın vefat ettiğini, bu durumun çok üzücü olduğunu, İzmir’deki depremle birlikte Bayraklı bölgesinde kentsel dönüşüm çalışmalarına başladıklarını ve 5 bin 42 konutluk bir projeyi tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettiklerini anlatan Bakan Yardımcısı Bulut, “İnanın o gün bu projeleri hayata geçirirken çok zorluklar yaşadık. Murat Kurum bakanımız buradan 1 ay boyunca buradan hiç gitmeden. Devamında sürekli ziyaret ederek tek tek vatandaşlarımızla görüştük. Sahaya çıktığımız zaman birbirimize yardımcı olacağız. Yardımcı olmazsak bu iş yürümez. O zaman İzmir Şehir Hastanesi’nin eteklerinde çalışmalara başladığımız zaman bize ‘Orayı rant projesi yapacaklar, İzmir’i mahvedecekler’ dediler ve inanın o kadar zorluklarla karşılaştık ki, sonuç ortaya çıktı ama kimse de dönüp ‘Biz böyle karşı çıktık ama hiç de karşı çıktığımız gibi değil, her şey vatandaşın lehine her şey İzmir için yapılmış’ diye bir dönüş olmadı. Bunu niye ısrarla vurguluyorum. Bu işin eleştiri tarafı kolay, yapabilmek zor. Sahada çalışmaya başladığımız zaman herkes olayı başka tarafa çekiyor” dedi.

İmar plan notlarındaki değişikliklerin ya da emsal artışlarının il ve ilçeleri depreme hazırlıklı hale getirmeyeceğinin de altını çizen Bakan Yardımcısı Bulut, “Bu iş bu kadar basitse, bir notla bu iş halloluyorsa bugüne kadar bu not niye yazılmadı. Bu notla hallolmaz. Bu notla nasıl olur biliyor musunuz? İmar planına 1 kat daha vereyim buranın dönüşümünü sağlayayım. Bu ne olur? Siz bir mahalleye gittiğiniz zaman, insanları kahvehanede etrafınıza toplamışsanız alkışlarla çıkarsınız. Ama hayata geçen bir sonuç olmaz. Nasıl bir şehir ortaya çıkacak? Parsel bazında, ada bazında bir dönüşüm yapabilirsiniz ama ilçe bazında o dönüşümün sonuçları nereye varacak? Bunları yapmadan vatandaşın karşısına çıkmamız lazım ya da birisi bir proje getirdiyse bu projeyi o şehirle o ilçeyle de ilişkilendirerek de yapmak lazım. Bazen planı kağıt üzerinde değil de 3 boyuta taşımak lazım. 3 boyuta taşıyarak o şehirde emsal artışlarıyla birlikte o şehrin nereye ulaşacağını görmek lazım. Hep diyoruz ya ‘Biz atalarımızdan değil, gelecekteki nesillerimizden emanet aldık bu şehirleri, dünyayı.’ Şimdi bu şehirlerin imar hakkı dediğimiz haklarını bugün kullanırsak ya da bunu alışkanlık haline getirirsek konuşmamın başında da söyledim binalar canlı insanlar gibidir, 60 yıl sonra bu binalarda dönüşüme ihtiyaç duyacak. O zaman bu binaları biz nasıl dönüştüreceğiz? Yine mi emsal artış değeri vereceğiz? Tabi ki emsal artışları verilebilir ama emsal artışları eğer o mahalle ilçe kaldırabiliyorsa bir bütün halinde değerlendirilmeli” diye konuştu. Bakan Yardımcısı Bulut, beka ve milli güvenlik meselesi olarak değerlendirilen kentsel dönüşümde yüzde 5-6’lık kar marjları ile çalışarak iş insanlarının da bu konuda elini taşın altına koymaları gerektiğini sözlerine ekledi.

Bakan Yardımcısı Bulut’a konuşmasının ardından Turkuvaz Medya Yazılı Basın Reklam Genel Müdürü ve İcra Kurulu Üyesi Ceyda Uzman teşekkür plaketi verdi. Ayrıca İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener de Bakan Yardımcısı Ömer Bulut’a İzmir Saat Kulesi’nin fotoğrafının yer aldığı bir portre hediye etti.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay da, kentsel dönüşümün hızlı ve sağlıklı şekilde ilerlemesi için 6 çözüm önerisi sundu. Çözüm için karşılıklı iş birliklerine hazır olduklarını ifade eden Tugay, “İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak şehrimizdeki binaların yüzde 33’ünün dönüşmesi gerektiği bilinciyle önümüzdeki dönemde belirttiğim 6 sorunla ilgili atılacak adımların bir parçası olmaya hazırız” dedi.

Kentin altyapı, ulaşım planlaması ve kentsel dönüşüm konusunda eksikleri olduğunu ifade eden Tugay, Türkiye’nin son 60-65 yıl içinde 3 kez dönüşüm süreci geçirdiğini belirtti. 1950-1980 arasını Hızlı Kentleşme, 1980-2000 arasını Büyük Dönüşüm, 2000 yılından günümüze kadar olan süreci ise Afet Riskli Dönüşüm süreci olarak nitelendiren Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin dönüşüm çalışmalarını anlattı. Kentsel dönüşüm uygulamalarının 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 73. maddesi kapsamında yürütüldüğünü belirten Tugay, “Analizler sonucunda İzmir’in tamamında bulunan 2 milyon 639 bin 406 konutun yüzde 33’ünün yenileme önceliği bulunduğu ortaya çıkmaktadır. Yaklaşık 880 bin konut” diye konuştu.

Karabağlar Uzundere, Karşıyaka Örnekköy, Gaziemir Aktepe-Emrez, Konak Ege Mahallesi, Konak Ballıkuyu ve Çiğli Güzeltepe’de kentsel dönüşüm çalışmalarını sürdürdüklerini kaydeden Tugay, “Hak sahiplerinden 405 bin metrekarelik tapu devri alınmış durumda. Bin 150 bağımsız birimin anahtar teslimi yapıldı. 5 bin 798 bağımsız birimin yapım çalışması devam ediyor. Toplamda 7 bin 948 bağımsız birim için çalışmış oluyoruz” dedi. Tugay kentsel dönüşüm sürecinin daha hızlı ve sağlıklı ilerlemesi için de 6 çözüm önerisinde bulundu. Tugay, 6306 Sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 73. Maddesinin birleştirilerek Büyükşehir Belediyelerine verilen yetkilerin korunmasını, kentsel dönüşüm yasalarıyla diğer yasaların uyumlu hale getirilmesini, kentsel dönüşüm uygulamalarında ortaya çıkan uyuşmazlıkların kısa sürede hallolması için ihtisas mahkemeleri kurulmasını, kredi desteği sağlanmasını, hak sahiplerinin tapularındaki kısıtlayıcı şerh olarak yer alan ‘Hazine fazlalığı’ olarak bilinen sorunun çözülmesini ve rezerv alanlarının belediyeye devredilmesini istedi.

Tugay’a konuşmasının ardından Yeni Asır Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ercan Demir teşekkür plaketi verdi.

İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Yeni Asır Gazetesi ve İZTO işbirliğiyle bu yıl ikincisini düzenlenen zirveye ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını ifade ederek, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Ömer Bulut’un TOKİ Başkanı olarak görev yaptığı dönemde İzmir depreminden etkilenen vatandaşların yaralarının sarılmasında önemli rol oynadığının altını çizdi. Küresel ölçekte değişim yaşam biçiminin, ekonomik gelişmelerin ve teknolojik dönüşümlerin kentin fiziksel ve sosyo mekansal yapısını ve yerleşme dinamiklerini temelden etkilediğini vurgulayan Özgener, “Dolayısıyla kentsel dönüşümü ele alırken, fiziksel dönüşümün yanı sıra; sosyal, ekonomik, çevresel ve teknolojik boyutlarıyla kentlerimizi nasıl daha dirençli, daha iyi yaşanabilir ve kapsayıcı hale getirebileceğimizi tartışmak zorundayız. Günümüzde kentsel dönüşümün; afetlere dayanıklı, enerji verimli, sosyal uyumu gözeten, yerel ekonomiyi canlandıran ve dijital çözümlerle desteklenen akıllı kentsel alanlar yaratma hedefiyle ele alınması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

Özgener, kentsel dönüşümde bütüncül bir planlama yaklaşımının zorunlu olduğunu, İzmir özelinde deprem, yangın ve sel gibi afetler yaşandığını, düzenli yapılaşma konusunda hızlı adımlar atılmasının zaruri olduğunu, yoğun nüfus artışına paralel ulaşım ve altyapının güçlendirilmesine ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ile Dünya Bankası’nın birlikte yürüttüğü ‘İklim ve Afetlere Dayanıklı Şehirler Projesi’ kapsamında pilot il seçilen İzmir’in potansiyelini daha somut adımlara dönüştürme fırsatı yakaladığına da dikkat çeken Özgener, “Proje kapsamında ülkemizin kullanımına sunulan 330 Milyon Euro’luk krediden kentimizin faydalanmasını önemsiyoruz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı tarafından yürütülen proje ile üst limit 2,5 milyon lira olmak üzere, faiz oranı yüzde 0,69 olan bu finansman fırsatıyla, kentsel dönüşüm faaliyetlerinin nitelikli ve hızlı bir şekilde ilerlemesi için hak sahiplerine 180 ay vadeyle ödeme imkanı sağlanıyor” diye konuştu.

‘İklim ve Afetlere Dayanıklı Şehirler Projesi’ kapsamında yüzde 0,69 faiz oranlı finansman imkânı sunan kentsel dönüşüm destek programının etkin ve verimli işleyebilmesi için yaşanan yapısal sorunlara değinen Özgener, “Mevcut durumda başvurular ancak yapı ruhsatı alındıktan sonra yapılabiliyor. Bu hem zaman kaybına yol açıyor hem de sürecin planlama aşamasında desteklenmesini zorlaştırıyor. Mimari projelerin ön onay sürecinden geçtikten sonra başvuruların kabul edilmesine yönelik bir uygulamaya geçildiği taktirde; kredi kullanımının erken aşamada devreye alınması ve bununla birlikte işlemlerin de hızlandırması sağlanabilir. Ayrıca üzerine kayıtlı bir konutu olmayan orta ve dar gelirli vatandaşlarımız ile şehit ve gazi yakınlarımıza, emeklilerimize ve engelli vatandaşlarımıza yıllık yüzde 0,25 finansman indirimi yapılıyor. Finansal anlamda verilen bu teşvikler, kentimizin kentsel dönüşümüne önemli katkılar sunuyor. Bu noktada, sadece binaların yenilenmesi değil, günümüz koşulları ve ihtiyaçlarıyla entegre edilmiş, bütünsel bir kentsel dönüşümün de yapılması için çaba sarf etmemiz gerekiyor. Burada, özellikle enerjiye olan talep çerçevesinde yenilenebilir enerji kaynaklarının şehir planlamalarının ve inşa edilecek bina projelerinin merkezine alınması gerektiğini de vurgulamak istiyorum. Yenilenebilir enerji kaynaklarının şehrin dört bir yanına entegre edilerek ortaya konulan kentsel dönüşüm planlamasında; güneş panelleriyle donatılmış kendi elektriğini üreten binaların ve rüzgar enerjisinden faydalanarak kendine yeten yaşam alanlarının oluşturulması hiç kuşkusuz önem arz ediyor. Bu dönüşüm sayesinde çevrenin korunmasının yanında, enerji bağımlılığımızın azaltılmasıyla ‘Enerji Güvenliği’mizin daha da güçlendirileceğine inanıyoruz” dedi.

Şehirleşmenin yoğunlaştığı bölgelerde tarım ve orman vasfında olmayan bazı alanların imara açılması konusundan da bahseden Özgener, “Tarım topraklarımızı korumayı öncelikli hassasiyetimiz olarak görüyor, sanayi, konut ve tarım alanlarının birbirinden ayrıştığı dengeli bir mekânsal planlama olması gerektiğini her platformda vurguluyoruz. Biz, İzmir’in geleceğini şekillendirecek kentsel dönüşüm sürecinin; merkezi ve yerel yönetimler, planlamacılar, meslek odaları, akademisyenler, özel sektör ve elbette vatandaşlarımızın ortak aklıyla yönetilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu çerçevede, kentteki konut ve sanayi alanlarının iç içe geçerek yaşam kalitesini tehdit etmemesi adına yürüttüğümüz mekânsal ayrıştırma çalışmalarının da önem taşıdığını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Özgener’e konuşmasının ardından Sabah Gazetesi Yazarı ve İstanbul Medipol Üniversitesi İYBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Aklin teşekkür plaketi verdi.

Yeni Asır Genel Yayın Yönetmeni Ercan Demir, tarihi ve kültürüyle herkesin göz bebeği olan İzmir’in ciddi bir deprem riski altında olduğunu belirterek kentsel dönüşümün önemine değindi. Demir, “Bugün burada, şehrimizin kaderini değiştirecek bir adım için toplandık, kentsel dönüşüm. Bu, yalnızca binaların değil, umutlarımızın, güvenliğimizin ve geleceğimizin dönüşümüdür. İzmir, tarihiyle, kültürüyle hepimizin göz bebeği. Ama hepimiz biliyoruz ki, bu güzel şehir aynı zamanda ciddi bir deprem riski altında. 30 Ekim 2020’de yaşadığımız acı hâlâ hepimizin hafızasında taze. 17 bina yıkıldı, yüzlercesi ağır hasar aldı. Ve araştırmalar, İzmir’deki yapıların yaklaşık yüzde 70’inin riskli olduğunu gösteriyor. Bu gerçekler bize tek bir şey söylüyor, artık bekleyecek zamanımız yok. Kentsel dönüşüm, sadece yeni yapılar demek değil; daha yeşil, daha güvenli, daha yaşanabilir bir İzmir demek. Sokaklarında çocuklarımızın güvenle oynadığı, sevdiklerimizle huzurla yaşadığımız bir şehir hayal edelim. İşte o hayal, tam da burada, bu salonda başlıyor. Bu dönüşüm, birlikte başaracağımız bir yolculuk. Yerel yönetimlerden iş dünyasına, vatandaşlardan kamu kurumlarına kadar hepimize büyük sorumluluk düşüyor. Biz de bir basın kuruluşu olarak bu sürecin destekçisi ve paydaşı olmaya devam edeceğiz. Unutmayalım, kentsel dönüşüm sadece binaları değil, hayatlarımızı da yeniden inşa eder” diye konuştu.

Katılımcıların toplu olarak fotoğraf çektirmesinin ardından Kentsel Dönüşüm Zirvesi, ‘Gayrimenkul Sektörünün Gözünden Kentsel Dönüşüm’ ve ‘Kentsel Dönüşümde Ortak Akıl: Geleceği Birlikte İnşa Etmek’ konulu panellerle devam etti.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu