GÜNDEMMANŞETLER

İsrail’den Rum Kesimi’ne tehlikeli sevkiyat! Siyonist rejimin bir sonraki hedefi Türkiye mi?

Askeri Stratejist Prof. Dr. Ali Fuat Gökçe, A Haber ekranlarından değerlendirmelerde bulundu (Ekran görüntüsü)Askeri Stratejist Prof. Dr. Ali Fuat Gökçe, A Haber ekranlarından değerlendirmelerde bulundu (Ekran görüntüsü)

“İSRAİL, OLASI BİR TÜRKİYE MÜDAHALESİNE KARŞI KIBRIS ÜZERİNDEN BİR ‘HAVA KALKANI’ KURMAYA ÇALIŞIYOR”

Bu bağlamda, İsrail’in GKRY üzerinden Kıbrıs’a hava savunma sistemi yerleştirmesi, yalnızca savunma değil, aynı zamanda erken uyarı ve önleme kapasitesi oluşturma girişimi olarak da okunmalıdır. İsrail, olası bir Türkiye müdahalesine karşı Kıbrıs üzerinden bir “hava kalkanı” kurmaya çalışıyor olabilir. Aynı zamanda, bu konuşlanma, Türk hava unsurlarının faaliyetlerini izleme, teşhis ve gerektiğinde angajman geliştirme amacını da taşıyor olabilir.

Konuşlandırılan sistemin menzili stratejik anlamda son derece dikkat çekicidir. Barak MX sistemi, yaklaşık 500 kilometre menzil içerisinde hava hedeflerini tespit ve takip edebilme kapasitesine sahiptir. Bu mesafe dikkate alındığında, sistemin konuşlandırıldığı konum ile Türkiye’nin Mersin ve Konya illeri doğrudan radar kapsama alanına girmektedir. Özellikle Konya’da bulunan 3. Ana Jet Üs Komutanlığı, Türk Hava Kuvvetleri’nin kritik harekât merkezlerinden biridir.

Askeri Stratejist Prof. Dr. Ali Fuat Gökçe, A Haber ekranlarından değerlendirmelerde bulundu (Ekran görüntüsü)Askeri Stratejist Prof. Dr. Ali Fuat Gökçe, A Haber ekranlarından değerlendirmelerde bulundu (Ekran görüntüsü)

“KIBRIS’IN BİR İSTİHBARAT VE HAVA KONTROL MERKEZİ HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLMEYE ÇALIŞIYOR”

Bu durum, İsrail’in sadece savunma değil, aynı zamanda istihbarat toplama ve erken müdahale niyeti taşıdığını düşündürmektedir. Radarın Türk savaş uçaklarını tespit ve teşhis kabiliyeti, İsrail’in GKRY üzerinden bir hava savunma hattı kurarak Türkiye’ye yönelik risk algısını ciddiye aldığını gösteriyor. Ayrıca, bu sistem olası bir Türk-GKRY çatışmasında da aktif angajman kapasitesiyle devreye sokulabilir.

Unutmamak gerekir ki, Kıbrıs Adası’nda zaten hâlihazırda iki büyük İngiliz üssü bulunmakta; bu üslerde ABD’ye ait sinyal ve elektronik istihbarat (ELINT/SIGINT) birimlerinin aktif olarak görev yaptığı bilinmektedir. Bu da, Kıbrıs’ın bir istihbarat ve hava kontrol merkezi hâline dönüştürüldüğünü gösteriyor.

Askeri Stratejist Prof. Dr. Ali Fuat Gökçe, A Haber ekranlarından değerlendirmelerde bulundu (Ekran görüntüsü)Askeri Stratejist Prof. Dr. Ali Fuat Gökçe, A Haber ekranlarından değerlendirmelerde bulundu (Ekran görüntüsü)

“TÜRKİYE’YE YÖNELİK STRATEJİK BİR KUŞATMA GİRİŞİMİNİN ADIMLARI ATILIYOR”

Sonuç olarak, İsrail’in GKRY’ye gerçekleştirdiği Barak MX sevkiyatı, bölgedeki askeri dengeleri ve Türkiye’nin güvenlik algısını doğrudan etkileyen bir gelişmedir. Bu adım, İsrail’in son dönemde izlediği yayılmacı ve agresif güvenlik politikalarının bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Mevcut tablo, Türkiye’ye yönelik stratejik bir kuşatma girişiminin adımları olarak okunmalıdır.”

Takvim Gazetesi yazarı Ekrem Kızıltaş, A Haber ekranlarından değerlendirmelerde bulundu (Ekran görüntüsü)Takvim Gazetesi yazarı Ekrem Kızıltaş, A Haber ekranlarından değerlendirmelerde bulundu (Ekran görüntüsü)

“İSRAİL BİZE ‘BAKIN BİZ BUNU YAPIYORUZ’ MESAJI VERMEYE ÇALIŞIYOR”

İsrail’in GKRY’ye Barak MX hava savunma sistemlerini konuşlandırmasını değerlendiren Takvim Gazetesi yazarı Ekrem Kızıltaş, Güney Kıbrıs’a yapılan silah sevkiyatlarını sert sözlerle yorumladı. Kızıltaş, “Bunu açıkça gösteriyorlar; ‘bakın biz bunu yapıyoruz’ mesajı veriliyor” diyerek sevkiyatların provokatif bir niteliğe sahip olduğunu savundu. Kızıltaş, sevkiyatların hedefinin teorik olarak Türkiye‘ye karşı olduğunu belirtip, “Biz Güney Kıbrıs’ı şu anda kale bile almıyoruz” ifadesini kullandı.

Yunanistan’ın ise bugün ABD’nin bölgedeki önemli silah ortaklarından biri hâline geldiğini söyleyen Kızıltaş, bölgedeki ekonomik zayıflığın ve dış etkileşimlerin bu tabloyu güçlendirdiğini dile getirdi.

Kızıltaş, ayrıca Kıbrıs’ın tarihsel olarak farklı jeopolitik hesapların parçası olduğunu ve bölgedeki arazi alımlarının dikkat çekici olduğunu vurguladı. Katar örneğini anarak, “Amerika’nın koruması altında olduğu düşünülen ülkelerde bile İsrail’in gerektiğinde askeri seçenekleri devreye sokabildiği görüldü; bu da bölgedeki güvencesizlik algısını pekiştiriyor” yorumunu yaptı.

Son olarak Kızıltaş, Güney Kıbrıs’a konuşlandırılan savunma sistemlerinin gerçek kontrol ve faydasının kimde olduğunun sorgulanması gerektiğini belirterek, “Eğer bu sistemler İsrail’in lehine çalışıyorsa, Rum yönetiminin tek başına bundan fayda sağlaması mümkün değil” değerlendirmesinde bulundu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu