İl Başkanı Abdullah Özdemir ‘AK Parti önde’ diyerek duyurdu: İşte son anket sonuçları
 
 “5 MİLYAR EURONUN ÜZERİNDE KAYNAĞIN METROYA KULLANILMADIĞI YÖNÜNDE İDDİALAR SÖZ KONUSU”
Bu metroların finansal kredileri AK Parti döneminde ayarlanmıştı. Örneğin bir projede 160 milyon Euro, diğerinde 240 milyon Euro kaynak sağlanmıştı. Metroların geciktirilmesi ve önünün kesilmesi, bazı projelerin iptal edilmesi gibi durumlar yaşanmış.
İBB, bu konular gündeme geldiğinde polemik yarattı ve toplumu yanlış bilgilendirdi. Beceriksizlik, engellenme söylemleriyle örtülmüş, halk metro hizmetlerinden mahrum bırakılmıştır. Oysa metro projeleri hazır ve 220 milyon euroluk kaynak Büyükşehir’in cebine girdi. Bundan sonraki süreçte de metrolarla ilgili tüm borçlanma taleplerine de olumlu yanıt verildi.
5 milyar euronun üzerinde bir metro projesi için gelen kaynağın metroya kullanılmadığı yönünde çok ciddi iddialar söz konusudur. Büyükşehir’e gelen metro ile ilgili kaynağın, hatta son soruşturmalardaki şirketlere aktarıldığı yönünde de ciddi iddialar bulunmaktadır. Bu kaynak, yurt dışı kredileriyle ilgilidir.
Bazı iddialara göre, bu kaynaklar yolsuzluk operasyonundaki birçok paravan şirkete aktarılmıştır. İstanbul iddianameleri çıktığında, muhtemelen bu durumların da yer alacağı düşünülmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kaynakları maalesef hem metro projelerinde hem de diğer alanlarda İstanbul ve Türkiye siyasetini dizayn etmek üzere kullanılmıştır.
Bir taraftan devam eden metrolar bulunmaktadır. Bu projeler Bakanlık tarafından yürütülmektedir. Bazıları Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı sorumluluğundadır, bazıları ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğundaki projelerdir.
Örneğin yakın zamanda Sabiha Gökçen Havalimanı’na giden metro Pendik tarafında açılmıştır. Gayrettepe’den havalimanına giden 37 kilometrelik metro da Bakanlık tarafından yapılmıştır. Havalimanından Halkalı’ya giden 33 kilometrelik metro artık son safhalarına gelmiştir. Bakırköy, İDO’dan Kirazlı’ya gelen metro da Bakanlık tarafından tamamlanmıştır.
Bakanlık, İstanbul’da Büyükşehir Belediyesi’nin yapmayı reddettiği Başakşehir-Kayışehir metrosunu, 6 küsur kilometre uzunluğunda, devralmış ve 26 ayda bitirmiştir. Bu tür metro çalışmaları, Büyükşehir Belediyesi’nin devraldığı dönemde tamamlanmış olmalıydı. Mevcut durumda metro projeleri %50 ilerleme oranına gelebilecek konumdadır.
Mevcut durumda İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 233 kilometre olan mevcut metro hattını 450 kilometreye çıkaracağını iddia etmiştir. Ancak şimdi, Bakanlık projeleri dahil edildiğinde, metro kilometresi 300’lü seviyelerdedir. Büyükşehir Belediyesi, var olan metro projelerini tamamlamamış, yeni bir metro projesi ihale etmemiştir. 2019’dan bu yana İstanbul’da bir metre yeni metro hattı için ihale yapılmamıştır.
 
 SON ANKET SONUÇLARI NASIL?
AK Parti şu anda İstanbul’da da birinci parti konumundadır. 2 puan farkla CHP’nin önüne geçmiştir. Ancak biz bunu yeterli görmüyoruz. Özellikle iddianame süreçleri tamamlandıktan sonra, İstanbul halkı gerçekten İstanbul’da neler yapılmış, İstanbul’un kaynakları nasıl heba edilmiş, bunları görecektir.
Bu süreci ben biraz FETÖ sürecine benzetiyorum. 2013 yılında dershaneler meselesi ilk ortaya çıktığında, birçok kişi “Bu dershanelerle niye uğraşılıyor?” gibi sorular sormuştu. Ancak 2013, 2014, 2015 yıllarında yürütülen mücadele, 2016 yılında tam anlamıyla anlaşılmış ve sonuçlandırılmıştır.
“YÜZYILIN YOLSUZLUK OPERASYONUYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Şu anda maalesef yüzyılın yolsuzluk operasyonuyla karşı karşıyayız. İstanbul halkı, kendi vergilerinin hükümet tarafından Büyükşehir’e gönderilen paraların nasıl heba edildiğini, hangi yerlere aktarıldığını iddianame ortaya çıktıktan sonra net bir şekilde görecektir.
Biz özellikle yargının önüne geçmemek ve duyumlarımızı, iddiaları iddianame çıkmadan paylaşmamak ilkesine sahibiz. Bu işin siyasallaşmasını ve siyasal zeminde yürütülmesini istemiyoruz; yargının siyasal bir zemine çekilmesini de arzu etmiyoruz.
Ancak, Aziz İhsan Aktaş iddianamesinde başkanın fiilleri net bir şekilde ortaya konmuştur. Damatlığından düğün organizasyonlarının masraflarına, eşine alınan lüks otomobil ve ciplerden birçok otel ve inşaat şirketinin kaynaklara bağlanmasına kadar birçok durum belgelenmiştir. Aziz İhsan Aktaş’ın, belediyenin kaynaklarından bir milyarın üzerinde bir kaynağı kendisine aktardığı ve bu kaynak üzerinden çeşitli siyasal çalışmalar yürüttüğü görülmüştür.
Baktığınızda, muhalif kimliği bilinen İsmail Saymaz ve Bahar Feyzan gibi isimlerin açıklamalarında bu iddianamenin boş olmadığı, dolu ve kapsamlı bir iddianame olduğu kamuoyu tarafından görülmüştür. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iddianamesi, İstanbul’da yapılanlara dair gerçeği daha da kuvvetlendirecektir.
İstanbul halkı, Ekrem İmamoğlu döneminde yaşananları net bir şekilde görecektir. Bunun sonucunda, AK Parti’ye olan güvenin artacağına; Cumhuriyet Halk Partisi’nin güveninin ise erozyona uğrayacağına inanıyoruz.
Bazı ölçümlemeler, maalesef ülkeleri karalamak amacıyla da yapılabiliyor. Bugün demokrasi adı altında İsrail’in uygulamaları ortadayken, dünyada bu standartları belirleyenler İsrail hakkında tek bir eleştiri getirmiyor; fakat Türkiye ile ilgili abartılı bir algı yaratılıyor. Bu durum, mevcut problemleri yüksek ölçekte göstererek ülkeyi sıkıştırmak için kullanılıyor.
Yapılan son yargılama süreçleri ve operasyonlar birçok yere uzanıyor. Devlet kurumlarındaki bazı kişilerin de kendi problemleri olduğu görülüyor. Birçok devlet kurumuna yönelik operasyonlar gerçekleştirildi. Özellikle Cumhuriyet Halk Partili belediyelerde yapılan operasyonlarda, şikayet eden çoğunlukla CHP’li kişiler oldu. Rüşvet alan ve veren kişilerin paylaşım yapamadıkları için şikayet edenler, CHP içinden çıkan kişilerdi. AK Parti tarafından bu tür şikayetlerin yapılmadığı görülüyor.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin kongresiyle ilgili birçok konuda da rüşvet ve delegelerin satın alınması gibi iddialar gündeme geldi. Bu iddiaları dile getirenler, yine CHP içinden çıkan isimlerdi.
Dolayısıyla biz, ülkemizde yolsuzluklarla mücadele konusunda, kamu kuruluşlarının daha şeffaf olabilmesi gerektiği konusunda hemfikiriz. Vatandaşlarımız da bu konuda aynı düşünceye sahiptir. İhale kanunlarında yapılan iyileştirmelerin daha ileri noktaya taşınması için mücadeleyi yürütecek olan parti de AK Parti olacaktır.”
 
				


