BEŞİKTAŞFENERBAHÇEGALATASARAYGÜNDEMSPORTRABZONSPOR

Hınç

İnandığımız gibi yaşamak yerine yan gelip yatmaya son versek mi artık…
Kendimizi atalarımız gibi sanmaktan ve geçmişi bugünün üzerine serip altındaki dağınıklığı saklamaya çalışmaktan vazgeçsek mi?

***

Hele hele…
Büyük sözler söyleyince büyük olacağımızı düşünme yanılgımız yok mu, o bitiriyor bizi…
En fazla büyükleniyoruz çünkü…
Kime?
Hep birbirimize…
Sessiz kalana, edebini koruyana, başına iş almak istemeyene boş boş büyükleniyoruz…
Bazen berbat bir şiddete çıkıyor bu yol, çoğu zaman gündelik hayatımıza “güldür güldür” havası katıyor.
Büyüklenip durmak bizi çocuk heveslerden, ergen işi kırgınlıklardan kurtaramıyor.
İçimizde biriken “hıncı” terbiye etmiyor.

***

Anlasak artık, diyorum.
Lacivert sözlere değil yahu, güzel eylemlere muhtacız.
Sevgi sandığımız şey boğazımıza kadar ama saygıya açız…

***

Evirip çevirmeyeceğim lafımı…
Süsleyip püslemeyeceğim…
Olay şu…
Uzun ömrümde içinde “hınç” duygusunun, “kırgınlığa dayalı şiddetin” ve onun ikiz kardeşi “birikmiş kin”e dayalı öfkenin sosyal ortamları böylesine esir aldığını görmemiştim…

***

Hınç…
Arabasından atlayıp başka arabaları tekmeleyenlerden; bir ürünün fiyatını sordu da almadan dışarı çıktı diye dükkanından fırlayıp müşterisinin boğazını sıkmaya kalkışan esnaflardan başlayıp milyon dolarlık avukatların cinayeti andıracak kadar sert frekansta küfürleşmelerine kadar uzanıyor…
Sokaklarda kol geziyor…
Zengin mekanlarını bile hallaç pamuğu gibi atıyor…
Bu “hınç” konusunu çözemezsek işimiz zor.

***

Altında ne vardır bu duygunun peki?
Geçen yüzyılda üzerinde çok çalışıldı, çok yazıldı çizildi…
Ne zamanki kişi kendini birçok şeyden mahrum edilmiş hissetmeye başlıyor, işte o zaman garez ve hınç bir çıban gibi ruhunda büyüyor.
“Siz olmasanız, ben bu kadar acı çekmezdim” kini…
Sınıfsal haksızlıkların ayyuka çıkıp ürettiği garez...
Neoliberalizmin posası haline gelen ruhlarımız…
Hepsi var bu cerahatin içinde.

***

Şimdi durayım…
Sonra üzerine çok konuşacağız, buna mecburuz.
“Not defteri”ndeki notu da iyi okuyup zihninizde bir tartın…

***

NOT DEFTERİ
Tanıdık çehrelerin (ister dost olsun, ister düşman) olduğu bir dünya, yabancı çehrelerle meskun bir çöle dönüşmektedir. ( WILHELM SCHMID / Sakin Olmak )

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu