HAŞMET BABAOĞLU / Zorba çocuklar, öğretmenler ve seyirciler


Beni itlikten çok itliğe gülen tipler ilgilendiriyor…
Zorbalardan çok zorbalığa karşı “seyirci” kalanların acınası hâllerine hasta oluyorum.
Sorsan, hepsinin gerekçeleri vardır, eminim.
Lakin şunu da biliyoruz değil mi?
Lise sınıflarında…
Mahalle aralarında…
Hatta evlerin içinde…
Bütün zorbaları azdıran, itleri havaya sokan şey “seyirci”lerin giderek çoğalıyor olması…
Burası kritik işte!
***
İki gündür sosyal medyada dönüp duran videoyu görmüşsünüzdür…
Hani bir lise öğretmeninin, öğrencileri tarafından sınıf içinde hırpalanıp aşağılanışını ve bunun eğlenceye çevrilmesini gösteren video…
İzlerken içiniz acıdı, öfkelendiniz, aklınız almadı hatta, eminim.
Ama sınıfta oturup seyreden öğrenciler hiç sizin gibi değillerdi ve onlar “bizim” çocuklarımız…
Öyle uyduruktan değil, sırf tepki olsun diye değil, samimiyetle sormalıyız…
Ne oluyor yahu?
Ne oluyor bize?
***
Çokbilmişler(!) hemen çare üretmişler tabii…
“Zorunlu eğitimin sonucu”ymuş bunlar…
“O öğrencilerin hepsini sanayiye versek, bunlar biter”miş…
Sanki o çocuklar dışarıda kalsalar, ezik buldukları insanlara aynı şeyleri yapmayacaklar?
Sanayiye vermek ne mesela, ustalarından dayak yiye yiye adam mı olacaklar?
Oysa ne öyle sanayi kaldı ne de bir zorbalık dinamiğini başka bir zorbalıkla durdurabilmek mümkün…
Bu kadar eski kafalarla yeni yamuklukları çözemeyiz.
***
Kimse ebeveynlere bakmıyor…
Önce şunu sormalı: Ebeveynler gerçekten ebeveyn mi?
“Dağılan aileler”in sonuçlarından söz etmek de pek moda, malum…
Ama birleşik ailelerin cehennemi ortamlarını konuşmaya yanaşan var mı?
Babalar hep dağınık zaten…
Annelerin dertleri hep başlarından aşkın…
Sosyal ortam dediğiniz, bir yarış…
Ve liseli çocuklar bu gerçekle fena yüzleşiyorlar, haberiniz var mı?
***
Öğrencilerin öğretmenlerine karşı zorbalığı üzerine çok yeni iki sosyal çalışma makalesi okuyup yazıyı yazmaya oturdum.
Fakat sonuç…
Üzgünüm ama fos!
Bu çalışmalar laf olsun diye mi yapılıyor?
“Öğretmenler iletişime açık olduğunda sorun büyük ölçüde çözülüyormuş.”
İletişim mi?
Bu patırtı içinde…
Ne iletişimi!
***
NOT DEFTERİ
Bir çocuğun yatağının altında bir sürü korku bulunur. Büyüyünce onları sırtında taşımaya başlarsın. (KAAN BURAK ŞEN / Oh Kaos)



