HAŞMET BABAOĞLU / Unuttuk sanılmasın!


FETÖ’nün şekilden şekle girerek varlığını sürdürmesinde şaşacak bir şey yok…
Bazen garip bir spiritüel cemaat örgütlenmesi içinde…
Bazen Kemalizm kisvesi altında gözetimden kaçacaklarını sanarak…
Bazen yeniyetmelere özgü fanatik bir “bilim ve teknoloji grubu” havasında… Bazen pek liberal gazeteci tipinde…
Hatta kimileri belki meclis içinde…
Ve çoğu zaman da sessiz ve tekinsiz konu komşular olarak…
Varlıklarını sürdürüp Türkiye’nin bağımsızlık iradesini aşındırmaya çalışıyorlar…
***
2025’in henüz ortalarındayız…
Ama İçişleri Bakanlığının açıklamasını görmüşsünüzdür…
Sadece bu yıl içinde yapılan FETÖ operasyonlarında 910 kişi tutuklandı, bin küsur kişi hakkında adli kontrol kararı verildi.
Şakası yok bu işin…
Haziran ayında İzmir ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılıkları ordu ve emniyet içinde halen örgütsel çalışmalarına devam eden Fetöcülerin yakalandıklarını duyurdu, duymuş muydunuz?
***
Hiç uzatmadan vurgulamak gerekiyor…
FETÖ’yü durduran 15 Temmuz ruhu da asla sönmemeli, söndürülmemeli…
Üzerinde durup düşüneceğimiz kritik nokta budur.
O akşam tanklara ve F-16’lara karşı meydanlara dökülüp “bu vatan bizim” demişti millet…
Bu irade bütün canlılığıyla sürmeli…
İyi de söyleyin bakalım…
Bu vurguyu yaparken niye duraksıyorum?
Çünkü maalesef geçen zaman içinde 15 Temmuz direnişini mümkün kılan iradenin hırpalandığını düşünüyorum.
15 Temmuz’dan önce FETÖ’ye güç veren, sonra da ellerini yıkayıp hayatına dönen çevrelerin bugün keyiflerini sürdürdüklerini görüyorum.
***
Her şeye rağmen…
15 Temmuz’u mümkün kılan şu sosyal gerçekliğin altını da bir daha çizeyim…
“Bu halk sinik, uyuşuk, aptaldır” diyenler ve bu milletin “sadece atıp tutup iş başa düştüğünde evinden çıkmayacağını” iddia edenler o gün derslerini ağır biçimde aldılar…
Benzer durumlarda aynı şey olacaktır.
Lakin o gece tankları alkışlayanlar ve darbe haberi gelince birbirlerine zafer işaret yapan fotoğraflarını gönderenler de hafızamızda hala…
Unuttuk sanılmasın!
***
NOT DEFTERİ
Herkesin maskesini çıkarıp atmak zorunda kalacağı bir gece yarısı vaktinin geleceğini bilmiyor musun? Bundan kaçmak için o vakitten az önce sıvışabileceğini mi sanıyorsun? (S. KIERKEGAARD / Kahkaha Benden Yana)