HAŞMET BABAOĞLU / Sade insanı aldatıyorlar mı?


Buyurun, yine aynı konu…
Tabii ben yazınca paranoyak oluyorum…
“Komplo teorisyenlerine benzemeye başladığımı” iddia edenler oluyor…
En hafifinden “abartıyorsun” diyorlar…
İyi de…
Almanya Savunma Bakanı Pistorius’a ne demeli!
Daha geçen gün “Geçtiğimiz yaz yaşadığımız barış içinde geçen son yazımız olabilir” dedi adam…
***
Bir de şunu eklemez mi Almanya Savunma Bakanı?
“NATO ile Rusya arasındaki savaşın 2029’da çıkacağını tahmin ediyorduk ama bu tahmini bir yıl erkene çekmek gerekecek.”
Bak sen!
NATO ve Rusya savaşı ne demek?
Üçüncü Dünya Savaşı…
***
Yoksa basbayağı planlı bir savaş mı bu?
Ya da…
Dünyanın sade insanları bir “oyun”a mı geliyorlar?
Yani savaş çığırtkanlarınca aldatılıyor muyuz?
***
Hatırlayın…
Geçen ay IMF Başkanı Georgieva, “Kemerlerinizi bağlayın” uyarısı yapmıştı.
Çünkü global ekonomideki belirsizlik çözülemiyor; borçlar büyüyor…
Sanki 1929 krizinin bir benzerine doğru dönüyor çarklar…
***
O hâlde soralım…
Devletler “çaktırmadan” bu krize hazırlanıyor olabilirler mi?
Kamuoyunu bu hazırlıkların kaygılı ortamından uzak tutup ekonomik belirsizliği gözden kaçırmanın en iyi yolu ne olabilir?
Savaş tehdidi mesela…
Savaştan korkmaktan ekonomik krizlere isyan etmeye kitlelerin hâli kalmaz diye düşünüyor olabilirler mi?
Düşünmeye değer…
***
Peki ekonomileri krizden çıkarmanın en hızlı yollarından biri nedir?
Silahlanma yarışı ve silah ticareti…
Yine de biliyoruz ki…
Dünya geçen yüzyılda bu işlere kalkıştığında…
Yani silahlanmayla falan durumu kurtarırız planları yaptığında savaşın gelmesi engellenemedi.
***
Şu çok açık…
Avrupa ciddi biçimde Rusya ile savaşa hazırlanıyor.
ABD ise “Yapmayın çocuklar, ağır olun” havasında ama inandırıcı olduğu şüpheli…
AB’nin “2030 İçin Savunma ve Yol Haritası” belgesi her şeyi açığa vuruyor.
Savunma kelimesi işin masal yanı…
Savaşa Hazırlık Haritası demek daha doğru…
Ne olacak peki?
Önümüzdeki günlerde bunu da masaya yatıralım…
***
NOT DEFTERİ
Netice şudur ki, akıl denilen müessese bugün hâdiseler üstündeki tahakküm kudretini kaybetmiştir. Ufkumuzda eşya ve hâdiselerin müstakil bir iradeyle şahlandığını görüyoruz. (NECİP FAZIL KISAKÜREK / Savaş Yazıları)



