YAZARLAR

HAŞMET BABAOĞLU / Neden ve nasıl diye soracak mıyız?

Şahane kelimesinin anlatamayacağı kadar güzel ve sakin bir kumsala denizden taşınmış çöplerin yanından geçerken düşünüyorum…
Bizi, hepimizi, hayatımızı doğrudan ilgilendiren ne çok şey var konuşmadığımız…
Ekranların çubukluları asla bahsetmezler…
Köşe yazarları deseniz, ancak belli konulara angajeler…

***

Hadi hayattan bahsedelim deyince de tek bildikleri çarşı pazar fiyatları…
E tamam da hangi iktisadi sistemle, hangi insani boşvermişlikle oluşuyor o fiyatlar?
Çıt çıkmaz o noktada…

***

Kumsalı terk edip arkadaki, patika ve biraz ağaçlık alan içine girince zihnim bulanıyor…
Yahu nasıl bu kadar umursamazlaştık?
Bugün buraya gelen, yarın buraya gelmeyeceğinden nasıl bu kadar emin de etrafı böyle kirletmiş?
Sosyal zihnimize dair dehşetli bir kriz değil mi bu?
Sıradan insanımız “gelecek” fikrinden bu kadar uzak mı?
Hadi çalışın şu derse bakalım!

***

Sadece ülkemiz de değil artık, o çok “medeni” olduğunu iddia eden ülkeler de aynı noktalarda çuvallamaya başladılar.
Bundan 30 yıl önce Zürich ve Bern‘de bile kaldırımların pislik içinde olacağına kim inanırdı, değil mi?
Fakat bizdeki boşvermişlik…
Bizdeki “yarın” kaybı…
Kimsede yok!

***

Nasıl bir dünya bu?
Neden bizde bile bütün “kutlamalar”ın ve özel günlerin nişanesi içki oldu, mesela?
Düşünün, alkole mesafeli çevreler de kına gecesinde alkolsüz şampanya patlatıyorlar, ancak o zaman doğru bir kutlama noktasına varıldığına inanıyorlar…
Veya…
Nasıl oldu da bütün yiyecekler “fast food”laşır hale geldiler?
Ağzından burnundan mayonez ve sos akıtmadan yemek yiyen tek bir erkek kalmadı gibi geliyor bana…
Hem lezzetten bu kadar çok bahsedip hem de lezzetin iki ayağını bir pabuca sokup üstüne tonla para harcadığımız abukluklar nasıl bizi esir aldı?

***

Mesela…
Neden herkes sosyal medyada birbirini bu kadar çok seviyor da…
Gündelik hayatta nefret nasıl her yere hakim olabiliyor?
Söyleyin bana…
Var mı bunları konuşup tartışmaya hevesimiz?

***

NOT DEFTERİ

Geleceği çözmek için geçmişi kurtarmalıyız. O halde basit kuralım şudur: Bir ağacı kestiğinizde, ondan yaptığınız şey en az kestiğiniz şey kadar mucizevi olmalıdır. (RICHARD POWERS / Overstory)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu