HAŞMET BABAOĞLU / Ne oluyor? Savaş yaklaşıyor mu?


Öyle kıyıda köşede küçük haber olup geçiştiriliyorlar…
Oysa çok çarpıcı gelişmeler…
Mesela Macron’un iç siyasetteki ıvır zıvır çekişmelere hiç aldırmadan aldığı şu karardan haberdar mısınız?
Fransa kamuoyunun da haberi yoktu ama basın ortaya çıkardı: Sağlık Bakanlığı bütün hastanelere “Mart 2026’ya kadar 50 bin asker kabulüne hazırlanılması” talimatı vermiş…
Birkaç ay önce de her eve gönderilmek üzere “çağdaş bir hayatta kalma kılavuzu” hazırlandığı açıklanmıştı.
Hatta hiç üşenilmemiş, her evde yedekte en az altı litre su bulundurulması gerektiği medyaya sızdırılmıştı.
Muhalefet, “Macron‘un siyasi kariyeri bitmek üzere, kamuoyunu savaş korkusuyla oyalıyor” diyor ama tedirginlik bitmiyor. Çünkü bu türden işler Avrupa’nın 70 küsur yıldır unutulmuş şeyler…
O yüzden tedirginlik içinde “ne oluyoruz?” diye soranlar artıyor.
***
Almanya’nın hali daha dikkat çekici…
Çünkü Alman hükümeti açık açık savaşa hazırlanıyor ve Rusya tehdidinin ciddi olduğunu sürekli vurguluyor.
Savunma Bakanı Boris Pastorius’un “2030’a kadar 100 bin yeni askere ihtiyacımız var” sözü kaynayıp gitmesin…
Savunma uzmanları bu işin gönüllülük esasıyla kotarılamayacağını, yasalarda yapılacak değişiklerle 2028’den başlayarak Almanya‘da zorunlu askerlik uygulamasına dönüleceğini iddia ediyorlar…
Şimdi de mi sormayacaksınız: Ne oluyor?
***
Biz zaten çok sıcak bir bölgede olduğumuz için TOKİ’nin her ilde 120 gün içinde dev sığınaklar inşa etme kararının üzerinde pek durmadık…
Kiminle konuşsam, “eh geç bile kalmışız, gerekiyor” diyor; ne kadar gevşemiş görünmemize bakmayın, zaten diken üzerinde bir milletiz…
İsrail’in saldırganlığı ortada, Güney Kıbrıs ortada…
Yani bizim tedbirlerimiz çok anlaşılır ama Avrupa‘daki hal nedir?
Düşünün…
“Trump-Putin‘le anlaşırım” diyerek aylar geçirdi, Putin geri adım atmadı ve Avrupa’nın “savaş korkusu” büyüdükçe büyüdü…
Peki hepsi bu kadar mı?
***
Sormak gerek…
Aslında askeri değil, basbayağı siyasi kampanya ile mi karşı karşıyayız?
Yoksa gerçek bir hazırlık mı var Avrupa’da?
Yakında üzerine çok konuşacağız…
***
NOT DEFTERİ
İlkin kendinize yalan söylemeyin. Kendi kendine yalan söyleyip yalanını ciddiye alan insan sonunda ne kendindeki, ne de çevresindeki hakikati seçemez olur. (DOSTOYEVSKI / Karamazov Kardeşler)