HAŞMET BABAOĞLU / Küresel intifadaya doğru…


Yürümekten yorgun düşüp elinde biberonuyla yere yıkılmış o bebecik…
Kuzey Gazze‘den güneye göç sırasında çıplak ayak tabanları toprak olmuş dedeler, nineler…
Memelerindeki sütleri kurumuş tazecik anneler…
Çok çile çektiler, çekiyorlar…
Ama yavaş yavaş da olsa…
Büyük acılara da mal olsa…
Dünyayı değiştiriyorlar, değiştirecekler.
***
Acil ameliyata girmeden az önce odasından çıkarken İsrail drone’u tarafından kafasından vurulan cerrah…
Kaçırılıp götürüldüğü işkence tezgâhında hafızasını kaybeden doktor…
Üzerinde dev gibi “press” yazan araçta giderken roketle vurulan gazeteciler…
Gazze’ye yardım için günlerce yelken açan Sumud filosundaki teknelerde dümene geçmiş uykusuz kadınlar…
Hepsi dünyayı ağırdan ama kökten biçimde değiştiriyorlar.
***
Siyonizmin lay lay lom devri bitti…
Hep olduğu gibi yalancı ve zalim yine…
Ama yalanlarına kanan kim?
Zulmü ise çırılçıplak…
Daha durun!
Bu başlangıç…
Geçen yüzyılda kurulan devletler düzeninin (ve bir Yahudi devleti var edişin) arkasındaki hesaplar da birer birer ortaya çıkacak…
Tarih diye kitlelere yutturulan masallar da baştan ele alınacak, şüpheniz olmasın.
***
Hepimiz hissediyoruz, biliyoruz, belki dilimizle mırıldanıyoruz ama içimizdeki haykırışı kim inkâr edebilir…
Olay şudur…
Küresel siyonist hegemonya, bağımsız ve egemen devletlere tahammül edemez.
Bağımsız olmaya çalışan devletleri sürekli rahatsız eder, horlar, yıpratır, savaşla tehdit eder.
O minicik bebeklerin yalın ayakları…
Günlerce elinde boyundan büyük bir poşetle annesinin yanında yürümek zorunda kalan Gazzeli küçük kızın gözyaşları devasa bir aynadır.
Gerçek orada gözümüze batıyor, yalan mı!
***
Buradan sonrası zorlu ama ucu aydınlık bir yol…
Birbirimizi yemez, olur olmaz şeyler için çatışmazsak…
Siyonizme karşı küresel intifadanın bütün kapıları açılmıştır…
***
NOT DEFTERİ
Bana sorarsanız, dünyadaki bu muvazene ıstırabı ilerlemekten sapıtmış cemiyetlerin ruhlarında taşıdığı ur yüzünden… Çare yok, dünya urunu kusacak. (NECİP FAZIL / Savaş Yazıları)