HAŞMET BABAOĞLU / Çünkü…


Eminim…
Saçları artistik bir özenle taranmış ve olağandışı ciddi havalardaki Birleşik Krallık Başbakanı Starmer‘ın Filistin devletini tanıma kararını bıyıkaltı bir gülümsemeyle izlediniz…
Malum, bugün Filistin’deki çözümsüzlük tablosunu üreten ülkeden ve başbakanından söz ediyoruz…
Nereden nereye, değil mi?
Lakin, burada bir duralım…
Tane tane, basitçe anlatacağım…
***
Filistin devletini tanıyorlar…
Çünkü Hamas’ın “işini bitirme”nin tek yolunun Abbas üzerinde dayanışmak olduğuna inanıyorlar…
***
Filistin devletini tanıyorlar…
Çünkü İsrail’in azgın yayılmacı iştahından korkmaya başladılar…
***
Efendim, “Yine de Filistin devletinin tanınması iyi bir hamledir” mi diyorsunuz?
Doğru…
Tanısınlar, iyidir…
ABD ve İsrail’in “şer ittifakı”nı yalnız bırakmak açısından sevindiricidir.
Ama nasıl, neden şimdi diye sormak ve bu çıkışın arka planına bakmak da hakkımız değil mi?
***
Ve Macron‘un ağzı burnu karışarak gazetecilere yaptığı açıklamaya da dikkatinizi çekerim…
Soykırımı kabul ediyormuş da…
Yine de soykırım dememeliymişiz, beyefendiye göre…
İşin özü işte tam bu noktada saklı…
Filistin devletini tanıyorlar…
Çünkü soykırımı saklamak, İsrail’i dünya kamuoyu için “yenilir yutulur” kılmak istiyorlar.
***
Bütün hikâye budur…
Katar’a yapılan saldırı da…
Bu saldırıya verilen Anglosakson desteği de…
Avrupa devletlerinin bu saldırı karşısında sahtekâr bir sessizliğe bürünmeleri de bundandır.
İstedikleri şey…
Hamas’sız, hatta belki de Gazze’siz bir Filistin’le dünyayı avutmak…
***
Başka bir çözüm gelir mi?
Bu durumda Kudüs merkezli Filistin devletinin silkinip kendine gelmesi gerekiyor…
Mümkün mü?
Pek umutlu değilim.
Ortaya çıkacak şeyi Filistin’in yeni lider kadroları belirleyecek…
***
Peki Filistin devletinden daha önemli ve acil olanı ne?..
Soykırımın derhal durması, değil mi?
BM zirvesi bu konuda ne yapabilir?
Susuyorum…
Çünkü dilim tutuluyor.
Yaşayıp göreceğiz.
***
NOT DEFTERİ
Bir kere daha anladım ki hadiseler kendi âlemlerinde değil, içimizde doğup ölüyor. Ve alışılmadan elimizi yakan ılık su, kaynar hâle geldikten ve alışıldıktan sonra derimizi bile kaşındırmaz oluyor. (NECİP FAZIL / Savaş Yazıları)