Halit Yukay dosyası: Her şey saat 17.00 gibi oldu

4 Ağustos’ta Yalova’dan Bozcada’ya gitmek üzere teknesiyle yola çıkan ve önce parçalanmış teknesi daha sonra da cesedi bulunan iş insanı Halit Yukay dosyasında belirsizlikler netleşiyor.
Yukay ile telefonla görüşen en son kişi olan sanatçı Kıvanç Tatlıtuğ, ifadesinde saat 17.09’da görüştüklerini belirtirken, tekneye çarptığı belirtilen gemi personeli de saat 16.00 ve 16.30’dan sonra çarpmayı hissettiklerini söyledi. Gemi kaptanı da saat 17.00 sıralarında bir çarpmadan söz etmişti.

Bu bilgiler, olayın saat 17.00 sıralarında gerçekleştiğini gösteriyor.
Geminin bir enkaza veya hareket halindeki tekneye mi veya teknenin mi gemiye çarptığı henüz netleşmedi.
“HER ŞEY KONTROL ALTINDA MERAK ETME”
Kıvanç Tatlıtuğ, ifadesinde genel olarak, Yukay’ın sakin konuştuğunu belirtirken, “Halit ‘Her şey kontrol altında merak etme’ dedikten sonra, sağanak bir rüzgarın içine girmiş bir ses duydum.” dedi. Bu konuşma sonrasında iş insanı Yukay ile bir daha konuşan olmadı.
YUKAY DOSYASI NASIL GELİŞTİ?
Yukay’ın 4 Ağustos’ta öğleden sonra denize açıldığı biliniyor. İlk bilgilere göre Halit Yukay, 4 Ağustos’ta saat 15.10’da Yalova’dan Bozcaada’ya gitmek üzere ‘Graywolf’ isimli teknesiyle denize açıldı.
Yukay’dan bir süre sonra haber alınamadı ve arama çalışmaları başladı.
Yukay’ın yakınlarının ihbarıyla Sahil Güvenlik ekipleri harekete geçti. Ekipler arama çalışması başlattı.
5 Ağustos’ta saat 14.30 sıralarında Balıkesir’in Erdek ilçesi Kapıdağ Yarımadası Turanköy açıklarında seyir halinde olan ticari gemiden deniz yüzeyinde yarı batık durumda tekne parçalarının görüldüğü ihbarı yapıldı. Sahil Güvenlik Güney Marmara Grup Komutanlığı ekipleri bölgeye giderek enkazı buldu.
Yukay’ın parçalanmış teknesi denizden toplandı ve soruşturma başlatıldı.

TATLITUĞ AYRINTILI BİLGİ VERDİ
Yukay ile en son telefonla görüşen kişi, sanatçı Kıvanç Tatlıtuğ.
Tatlıtuğ, yakın arkadaşı olan Yukay’ın ürettiği bir tekneye de sahip. Son görüşen kişi olması nedeniyle Tatlıtuğ’un verdiği bilgiler, iş insanının akibeti hakkında önemli ayrıntılar içeriyor.
Tatlıtuğ, ifadesinde görüşme saatine ilişkin şu ayrıntıları verdi:
” – En son 4 Ağustos Pazartesi günü saat 17.09’da kendisi ile 37 saniye WhatsApp hattı üzerinden telefon görüşmem oldu.
– Yunanistan’da olduğum için ve Yalova’dan avara olan arkadaşım, bölgeden dolayı telefon çekmediği için, bu kanaldan görüşme yapıyorduk.
– Bunun öncesinde saat 14.28’de Halit Yukay’dan telefon geldi, müsait olamadığım için telefonu açamadım.
– Hemen arkasından Halit Yukay’dan 14.29’da, “Kıvanç selamlar servis geldi. Yarın parçayı gelip takacaklar. Ben de yola çıktım. Yarın yanındayım, çok selamlar” yazdı.
– Saat 15.10’da kendisini aradım, cevap vermedi denizde olduğu için. 15.14’te geri aradı, yine ben cevap veremedim. Karşılıklı meşgul durumumuz oldu.
– Saat 17.09’da ben onu aradığımda telefonuma cevap verdi. 37 saniyelik bir görüşmemiz oldu. Sesi gayet rahattı ve gürültüsüz bir yerden geliyordu. Kendisi ile telefonla konuştuğumda, bana her şeyin yolunda olduğunu, yola çıktığını ve havanın da kötü olmadığını, her şeyin gayet güzel gittiğini, bana son derece rahat bir ses tonuyla söyledi.
– “Halit ‘Her şey kontrol altında merak etme’ dedikten sonra, sağanak bir rüzgarın içine girmiş bir ses duydum.
KURU YÜK GEMİSİ KAPTANI TUTUKLANDI
Tatlıtuğ’un verdiği bilgiye göre Yukay, 4 Ağustos’ta saat 17.09’da hayattaydı ve herşey bu saatten sonra oldu.
Bu bilgiler, Yukay’ın teknesine çarpmakla suçlanan ve kaptanı tutuklanan gemi personelinin iddialarıyla örtüşüyor.
Yukay’ın parçalanmış teknesine çarptığı öne sürülen ve “Taksirle ölüme neden olma” suçlamasıyla Yalova’da gözaltına alınıp yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Arel 7 isimli kuru yük gemisinin kaptanı Cemal Tokatlıoğlu, halen tutuklu.

GEMİ PERSONELİ SAAT SAAT BİLGİ VERDİ
Hürriyet’teki bir haberde, gemi personelinin ifadelerinin ayrıntılarına yer verildi.
Gemi personelinin iddiaları ise olası 4 Ağustos’taki kaza veya çarpma saati konusunda belirsizliği giderecek nitelikte.
YEMEK YAPIYORLARMIŞ
Usta gemici Metin Sarı ifadesinde şu iddiada bulundu:
“- Çanakkale Boğazı’nı geçtikten sonra saat 08.00’da vardiyasını teslim edip, saat 16.30’a kadar geminin başüstünde boya yaptım.
– Sonrasında yemek hazırlığı yaptık. Tavuk pişiriyorlardı. Yardım etmek için pişen tavukları aşağı indirdim ve çiğ etleri yukarı çıkardım. Aşağıya tavuk almaya indiğim esnada, gemide bir titreşim oldu.
– Çıktığım esnada, deniz yüzeyinde yüzen parçalar gördüm. Tekne parçalarına benziyordu. Tekne parçalarını cep telefonumla video kaydına aldım. Gemi, yüzen tekne parçaları etrafında manevra yaptı. Sonra rotamızda devam etik. Video çekerken yanımda 2’nci kaptan da vardı. Gördüğüm batık tekne parçaları ‘Süvari’ beyin bilgisi dahilindeydi. O yüzden başka yere bilgi vermedim.”

Gemideki bir bir başka personel usta gemici İsa Alazoğlu da ifadesinde öğleden sonra istirahatli olduğunu belirterek, şu iddiaları aktardı:
– “Saat 16.00 sularında mangal yapacaklarını söylediler. Mangalımız sancak kıç tarafındaydı. Hazır kesilmiş odunlarla, ateşi yakmaya başladım.
– Aşçıbaşı malzemeleri getirdi. Sancak tarafta, su üzerinde dönmüş şekilde tekne parçaları gördüm.
– Aşağı yemekhaneye gittim. Bütün personel güverteye çıktı. Saat 17.20 sularında gemi biraz ilerledikten sonra, sancak taraftan manevra yaptı. Baş tarafa 2’nci kaptan ve Metin isimli usta gemici gitti. Telefonla kayıt aldığını gördüm. Gemi etrafında 500-600 metre uzaklıkta döndü ve tekrar rotasında devam etti. Deniz yüzeyinde can simidi gördüm, gemi rotasına devam etti. Hiçbir yere haber vermedim çünkü süvari beyin haber vereceğini düşündüm.
KAPTAN DA SAAT 17.00 DEMİŞTİ
Kaptan Tokatlıoğlu’da olay günü vardiya değişimi sırasında köprüüstünde yalnız olduğunu, yardımcı personelin yemek için ayrıldığını ileri sürmüştü.
Saat 17.00 sıralarında, Marmara Adası geçildikten sonra seyir halindeyken ani bir sarsıntı hissettiğini ifade eden Tokatlıoğlu, “Sağımda ve solumda iki parça gördüm, tahta parçası sandım. Ortasından geçtikten bir süre sonra içim rahat etmediği için geri döndüm. Bu sırada can simidi gördüm. Önceki parçaların ne olduğunu anlayamadım. Bizimle ilgili olmadığını düşünerek yoluma devam ettim.” dedi.