GÜRCAN BİLGİÇ / Sakin ve akıllı!


Maçın kendine özel gerilimi vardı. Ligdeki son maçın kötü performansının üstüne, sakat ve cezalılar eklendi. Bunu Norveç’in soğuğu ve Brann takımının iddiasını da ekleyerek, drama dönüşmesini bekleyebilirdiniz. Eğer o hep bahsettiğimiz ‘kalite farkı’ olmasa… Ağır zemin, uzun çimler, alışık olmayanlar için hataya uygun ortamı hazırladı. Baskıyı kırmaya çalışırken, pas hataları da geliyordu. Talisca’nın ‘bağlantı’ oyuncu rolünü benimsemesi beklenirken, Nene’nin ara pasında Kerem jenerik golünü attı. Tüm hikâyeler için yeniden yazılma dönemi açıldı böylece. Şöyle açıklayalım; 18’de En-Nesyri, Helland’a son adamdan kırmızıyı gösterttiğinde, daha ayağına top değmemişti. Brann, liglerin oynanmadığı kış döneminin getirdiği maç eksiği problemini dibine kadar yaşıyordu.
Eksilen rakip önde baskıdan çabuk vazgeçince F.Bahçe’nin dakikaları başladı. Zemin kötüydü. Topu sağdan sola dolaştırıp, defansın gedik açmasını beklediler. Bir korneri Oosterwolde aşırttı, bir ortayı Brown yaptı, diğerini Levent; Talisca üç kere çaktı. Stuttgart maçında net kırmızıyı, Plzen’de VAR’a rağmen net penaltıyı değerlendirmeyen UEFA hakemlerine karşı yapılan itirazların sonucu da alındı diyebiliriz dün. Başakşehir maçı sonrası ‘skoru korumamız lazımdı. Büyük takımlar bunu başarmalı’ diyen Tedesco’nun takımı, kendisinin saha kenarında olmadığı bir 90 dakikada tam da böyle oynayarak, sakin kalarak, acele etmeyerek farklı skora gitti. Talisca’nın gecesi F.Bahçe’nin Avrupa Ligi’ndeki devamı için kalan iki maçta alınacak bir puanı yeterli hale getirdi.



