BEŞİKTAŞFENERBAHÇEGALATASARAYGÜNDEMSPORTRABZONSPOR

Gazze mektubu ve ABD’nin rolü

İçinde yaşadığımız yüzyılın bana göre en önemli çevre hareketi, Başkan Erdoğan‘ın eşi Emine Erdoğan‘ın başlattığı ve dünyaya kabul ettirdiği “Sıfır Atık” hareketiydi.
Bir çevre aktivisti olan Emine Erdoğan, bir süre önce o çabasına yeni bir boyut daha kattı. ABD Başkanı Trump’ın eşi Melania Trump‘a gönderdiği “Gazzeli çocuklar” mektubuyla, küresel siyasette kadınların öncülük edeceği “yumuşak güç”ün en anlamlı örneğini verdi.
Erdoğan, Melania Trump‘ın Putin‘e gönderdiği mektuptan yola çıkarak zarif ve evrensel bir çığlığa imza atıyor ve şöyle diyordu:
“335 kurşunla öldürülen 6 yaşındaki Hind Recep, dedesinin neşeyle gülen gözlerinin içinden öperek veda ettiği 3 yaşındaki Rim gibi kaybettiğimiz 18 bin 885 Gazzeli bebek ve çocuk için artık çok geç. Ama hayatta kalmayı başarmış 1 milyonu aşan Gazzeli çocuk için hâlâ bir şansımız var. Vakti çoktan geldi.”
Mektup sadece insani bir çığlık değildi, aynı zamanda doğru adrese de bir çağrıydı:
“‘Sessiz bir kahkahaya mecbur bırakılan’ Ukraynalı çocukların neşeli gülüşlerinin geri getirilmesi talebiniz çok anlamlıdır. Savaşta hayatını kaybeden 648 Ukraynalı çocuk için gösterdiğiniz bu önemli hassasiyetinizi daha da güçlü bir şekilde, 2 sene içerisinde 18 bini çocuk olan 62 bin masum sivilin zalimce katledildiği Gazze için de göstereceğinize inanıyorum.”
ABD Başkanı Trump ve eşi doğru adresti; çünkü Gazze’deki soykırımın sürmesinin, insanların açlığa mahkûm edilmesinin, çocukların ve gazetecilerin öldürülmesinin tek müsebbibi siyonist Netanyahu değildi… Asıl sorumlu onu ayakta tutan, her sıkıştığında uçak gemileriyle güvenliğini sağlayan, saldırganlığına her türlü desteği veren ABD’ydi. Sık sık siyonist sermayenin gücünden, ABD’de hiçbir siyasi aktörün o güç karşısında direnemeyeceğinden söz ediliyor.
İyi de ABD müesses nizamına meydan okuyan, “tekno feodal” ağaların en etkili ismi Elon Musk‘ı “kovan”, Harvard Üniversitesi dâhil ABD’yi ABD yapan kurumları çölleştiren Trump nasıl oluyor da İsrail’i durduramıyor?
Bu işte bir gariplik yok mu?
Son iki yıla bakın, dünyada milyonlar sokağa döküldü, üniversiteler ayağa kalktı, sivil toplum örgütleri gemilerle İsrail vahşetine dur demek için hayatlarını ortaya koydu. Bırakın Türkiye ve Güney Afrika gibi ülkeleri İrlanda, İspanya dâhil Avrupa’nın birçok ülkesi İsrail karşısında yer aldı. Dahası İngiltere ve Fransa gibi yeni ülkeler de katılırsa dünyanın 150 ülkesi Filistin devletini tanıyacağını, iki devletli çözümün tek seçenek olduğunu söyledi, ama bütün bunlar siyonist İsrail’i durdurmaya yetmedi. Çünkü arkasında ABD var.
Gazze halkı aslında destansı direnişiyle yıllarca soykırım mağduriyetiyle gerçek yüzlerini saklayan siyonistlerin maskelerini düşürdü. Onlara son yüzyıllık tarihlerinin en dip noktasını yaşattı. Dünyanın hiçbir yerinde artık eski havaları yok.
Geldiğimiz noktada Gazzeliler ve dünya halkları, siyonist diktatörlere karşı yapabilecekleri her şeyi yaptı. Vicdan sahibi insanlar üzerlerine düşeni yapmaya da devam ediyor. ABD kamuoyunda bile siyonist İsrail’e karşı ciddi bir tepki var. En etkili siyonist kuruluş AIPAC artık eski gücünde değil. İsrail, dünya kamuoyu gözünde çocukları katleden, insanlık suçu işleyen bir devlet.
Bu katil devlete karşı sert güçle tepki verecek bir devlet veya ittifak da ufukta görünmediğine göre artık siviller, hatta hükümetler tepkilerini asıl hedefe, ABD’ye yönlendirmeli…
İlk adım da New York’ta BM zirvesinde atılmalı…
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan‘ın dediği gibi, 22 Eylül 2025’te New York’ta yapılacak BM toplantısı küresel bir “Filistin Zirvesi”ne dönüşerek bir dönüm noktası olabilir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu