YAZARLAR

FUNDA KARAYEL / Tatil bavulu hazır ya psikolojiniz?

Siz de tatil için bir yer seçip dönüşte sinir küpü olanlardan mısınız? Peki acaba yanlış bir yer mi seçtiniz? Eğlence için nasıl Urla hatalı bir tercihse, Bodrum da huzurlu bir tatil için doğru bir adres olmayabilir Sizin için Bodrum, Çeşme, Urla, Kaş ve Antalya‘ya yakından baktık. Son sözü baştan söyleyelim: Sadece bavulunuzu değil psikolojinizi de hazırlayalım. Çünkü bazen en güzel tatil, hiç gitmediğin yerdedir

Bodrum‘a gelmek cesaret ister, psikolojik hazırlık ister. Hâlâ “tatil mi, travma mı?” arasında gidip geliyorsan, lütfen rotanı sadeleştir. Çünkü şehirden Güney‘e doğru inen kimsenin kimseye tahammülü yok. Tatil bavulun hazır olabilir ama ruhun hâlâ ofisteyse, lütfen o bavulu kapat ve biraz düşün. Çünkü Bodrum, sabrını test etmeye hazır. Hazırsan başlıyoruz: İşte Bodrum’a gelmeden önce bilmen gereken 5 ruhsal gerçek…

1 Orası artık İstanbul’un yazlık semti
Evet, Bodrum eski Bodrum değil. Navigasyonla bile kaybolabiliyorsun, çünkü her yer kalabalık, her köşe yeni bir mekan. Araba park edecek yer bulamazsan şaşırma, zaten sen de park etmeye değil, “gösterişli bir yaz tatiline” geldin. Kabul et ve devam et.

2 Trafik varsa şaşırma, su yoksa panikleme
Bayramda geliyorsan, trafiğiyle barış imzala. Musluktan su akmazsa “bodrum rezil” deme, çünkü artık bu yazın normali bu. Gelirken birkaç litre suyla ve bolca sabırla gel.

3 Gerginsen dağlara git, doğada bağır çağır
Stresini tatilde çözmeye değil, yanındaki garsona, otopark görevlisine, beach host’una kusmaya geliyorsan lütfen rotanı değiştir. Seni Kaz Dağları bekliyor. Ormanda bağır, taşlara tekme at, enerji boşalt. Bodrum’un buna tahammülü kalmadı.

4 Şikayet etmeyeceksen gel
“Bu ne pahalılık!” diyorsan, haklısın… Ama bunu burada her gün yüksek sesle dile getiriyorsan yanlış yerdesin. Burada latte 200 lira, su 100! Kabul ediyorsan otur, etmiyorsan Urla yakın. Burası artık St. Tropez’in Ege versiyonu, unvanı da bu yaz resmi olarak almış olabilir. Hayat, kabul edersen daha yaşanılır oluyor inan. Bodrum pahalı evet

5 Ruhun hazır değilse, sen de gelme
Bodrum kimseye kendini açıklamıyor. “Ben bu yaz nereye düştüm?” demek istemiyorsan, önce kendine bir bak. Kalabalığa mı hazırsın, gece hayatına mı, yoksa sadece kaçmaya mı? Eğer cevabın “kaçmak” ise, yanlış rota. Bodrum seni sarmaz, seni yorar.

Romantik ama minimal bir kaçış mı?
Kaş‘a git. Orada zaman yavaş akar, gündem yoktur. Sadece deniz, sadece gece yürüyüşleri, sadece “iyi ki gelmişim” hissi. Fakat önemli bir uyarı yapayım: Duygularını bastıramayanlar için Kaş fazla dürüst olabilir. İç dünyanla yüzleşmeye hazır ol.

Tahammül seviyeniz sıfır mı?
Yani kahve geç gelince siniriniz bozuluyor, araç park edecek yer bulamayınca gözünüz kararıyor, sıraya girmeye alerjiniz mi var? O zaman Bodrum ve Çeşme‘den uzak durun. Buraya “ruh tatili” değil, “performans tatili” yapmaya geliniyor. Navigasyonun var ama trafik akmıyor, planın var ama masa yok. Gerginsin? O zaman yönünü Gökçeada’ya, Dikili’ye, hatta belki Kapadokya’ya çevir. İnsan kalabalığından çok taş, toprak, sessizlik iyi gelir sana.

İnsan görmek istiyorum, temas kurmak istemiyorum diyenler…
Senin yerin Alaçatı’nın ara sokaklarında, Bodrum Marina’da, ama tek başına. Çok kalabalıkta kalmadan “orada” olduğun bilinsin istiyorsan, sosyal mesafeni koruyarak sosyal medya varlığını sürdür. Gittiğin mekanlarda “hizmet yavaş” diye dert etme, çünkü sen zaten menüyü Instagram’da paylaşmak için geldin.

Drama seviyorsan: Buyur beach club sahnesine!
Kararsızsan, kararlı gibi davranmak istiyorsan, içten içe “kim ne giymiş, kim kiminle” diye gözlem yapmaktan hoşlanıyorsan, sen tam bir beach club karakterisin. Girişte sırada beklerken içinden beş kişiyi yargılayacak sabrın varsa, bu ortam tam sana göre. Ama unutma: Enerjin düşükse yanarsın, çünkü burada insanlar dans etmiyor, rekabet ediyor.

UNUTMAYIN
Kusura bakmayın ama artık şunu kabul edelim: Trafiğe dayanamıyorsan Bodrum’a gelme. Sıcakla baş edemiyorsan Çeşme’de beach’e girme. İnsanlardan bıktıysan kalabalık bir otelde stres yapma. Birbirimize bunu yapmayalım. Bu yaz, en azından ruh sağlığımızı tatile çıkaralım. Tatil bavulu kadar, psikolojimizi de hazırlayalım. Çünkü bazen en güzel tatil, hiç gitmediğin yerdedir. Belki de içindedir.

EGE VE AKDENİZ’E YAKIN PLAN
ÇEŞME: Hipster cenneti mi, stres merkezi mi?

Çeşme, her yaz olduğu gibi bu yıl da kalabalık ve yüksek sesli partilerin merkezi olmaya aday. Ama psikolojik olarak mı? Trafikte saatlerce beklemek, restoranlarda 45 dakikada gelen sipariş ve plajda suda üst üste yüzen onlarca şemsiye… Bu yaz Çeşme, biraz “sabır ve tahammül” terapisi sunuyor bizlere. Eğer sinirler sağlam değilse, Çeşme sizi zorlayabilir.

URLA: Sakin liman mı, kapanan mekanlar mı?
Urla son birkaç sezondur sakinliğiyle biliniyor ama yeni açılan mekan sayısı hız kesmiş gibi. Kapananlar ve açılanlar arasında psikolojik olarak “yenilik umudu” sarsılmış. Yazlıklar kadar kalplerde de biraz durgunluk var. Urla, “Biz buradayız ama çok da hareket yok” havasında.

BODRUM: Lüksün ve kargaşanın kesişim noktası
Bodrum’a gelirsek… Burası “Eğlence var, ama pahalı” mottosunu bu yaz fazlasıyla yaşıyor. Konserler iptal, bilet fiyatları uçuk, otoparklar dar. Psikolojik olarak Bodrum, “Beklentiyi azalt, yeri gelince kahveni al ve sakin ol” diyor. Hazır mıyız? Biz evet, Bodrum mu emin değiliz.

KAŞ: Doğa aşkı ve gerçeklik kontrolü
Kaş, doğaseverlerin favorisi. Burada psikolojik hazırlık doğaya yakınlıkla ölçülüyor. Ancak yol çalışmaları, kalabalık artışı ve pahalılaşan fiyatlar bu sakin limanı biraz hırpalamış. “Doğayla iç içe olacağız” derken “Geldik ama kafamız karıştı” durumu hakim.

ANTALYA: Ruhsuz mu giriyor sezona?
Antalya, devasa otelleri ve kalabalığıyla ünlü. Bu yıl biraz da mekanik bir giriş yapıyor gibi. “Ruh nerede?” diye soranlara cevap yok. Psikolojik olarak, burası “hazırız ama bizden çok biz değiliz” havasında. En azından açık büfeye doyun ama israfa dikkat edin. Yiyeceğiniz kadar alın lütfen.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu