YAZARLAR

FUNDA KARAYEL / Kötü anılara elveda film hikayesi gerçek oldu!

Hani bazen, keşke şu olayı beynimden silebilsem deriz ya… Artık bu cümle, sadece duygusal bir serzeniş olmaktan çıkabilir. Kyoto Üniversitesi‘nden bir grup bilim insanı, bugüne kadar yalnızca filmlerde gördüğümüz bir şeyi gerçeğe dönüştürdü: Beyindeki anıları silmek. ‘Men in Black‘ filmindeki hafıza silici o meşhur flaşa çok benzeyen bir yöntemle. Japon araştırmacılar, optogenetik adı verilen bir teknikle, nöronlar arasındaki iletişimde kritik rol oynayan bir proteini hedef aldı.

Bu protein, kısa süreli hafızadaki bilgilerin uzun süreli hafızaya geçişini yani anıların yerleşmesini sağlıyor. Proteini devre dışı bırakınca, anıların beyne kazınma süreci yarıda kesiliyor. Deneyde, farelerin beyinlerine floresan işaretli bir protein taşıyan adenovirüs enjekte edildi. Daha sonra bu proteinler, ışıkla uyarılarak oksijen salınımı yapmaya yönlendirildi. Bu sayede bilim insanları, tam da hafıza oluşumunun kritik anında beyne müdahale edebildi. Fareler, öğrendikleri yeni bir görevi önce uyanıkken, sonra da uyku sırasında iki kez ışın yedi.

Sonuç ne mi oldu? Görevle ilgili anılar tamamen silindi. Bu teknolojinin potansiyelini düşününce akla hemen romantik ayrılıklar, utanç verici anlar ve lise dönemindeki o talihsiz saç modelleri geliyor. Ama tabii bilim insanları şimdilik, bu yöntemin insanlarda kullanılması için etik ve güvenlik konularının uzun yıllar tartışılacağını vurguluyor.
Kısacası, “Ah keşke hafızamı silebilsem” cümlesi artık sadece bir şarkı sözü değil, geleceğin laboratuvar planları arasında yer alıyor.

DROMOMANİ: YOLDA OLMA HASTALIĞI
Antik Yunanca’dan ödünç alınmış iki kelimedromos (yol) ve mania (hastalık, dürtü). Ortaya çıkan anlam: Durmadan yola çıkma arzusu, hareketin kendisine bağımlı olmak. Bir zamanlar tıp kitaplarında nadir bir psikiyatrik vaka olarak anılırdı; şimdi ise Instagram akışımızın, havalimanı gümrük sıralarının ve şu ucuz bileti kaçırma kampanyalarının sessizce teşvik ettiği bir yaşam biçimi. Çağın hastalığı bu: Dromomani. Kimse durmak istemiyor.

Hepimizin pasaportunda sayfalar hızla tükeniyor, valiz tekerleklerimiz bizden daha çok kilometre yapıyor. Ben bu hastalığı yoğun olarak hissedenlerden biriyim. Bana sık sık “Peki nasıl dinleniyorsun?” diye soruyorlar. Cevabı basit: Gittiğim yerlerde erken uyuyarak, plajda kitap okuyarak, bir şehirdeki sabah kahvesini başka bir şehirdeki akşam günbatımına yetiştirerek… Kimi için yolda olmak yorgunluktur, benim için ise yolda olmak dinlenmektir. Çünkü sabit kalmak, zihnimi daha çok yorar. Dromomani, günümüzün hız ve tüketimle şekillenmiş bilinçaltına çok uygun, sürekli değişen sahneler, ertesi gün farklı bir manzara, başka bir kahve fincanı. ‘Eve dönüş’ fikri, artık çoğu kişi için bavulun bir köşesine sıkıştırılmış çamaşır torbası kadar geçici. Belki de bu hastalık, aslında bir kaçıştan çok, yerleşememe sendromudur. Ve itiraf edelim, biraz da romantiktir. Yol, bize hep başka bir hayat mümkün hissini verir. Ta ki bir sonraki varış noktası, bir önceki yorgunluğun üstüne eklenene kadar.

MİRAS TURİZMİ Mİ?
Miras turizmi dediğimiz şey, aslında ‘tatil bahanesi’nin yeni versiyonu. Önceden “Biraz kafa dinlemeye gidiyorum” denirdi. Miras turizmi, insanların atalarının kökenlerini keşfetme amacıyla yaptığı seyahatler olarak giderek daha popüler hale geliyor. DNA testleri ve popüler televizyon programları bu trendin yükselmesine katkı sağlıyor. 2025 yılına kadar, özellikle 25-34 yaş arası gezginler, kendi aile kökenlerini keşfetmek için daha fazla seyahat etmeyi planlıyor.

Bununla birlikte, bazı insanlar sadece köklerine bağlanmak değil, aynı zamanda geçmişlerini öğrenmek ve bulundukları yerin tarihini keşfetmek için seyahat ediyor. İşin komik yanı, geçmişini öğrenmek için binlerce kilometre yol yapanların yarısı, o geçmişi anlatan müze rehberini dinlerken telefonuna bakmakla meşgul oluyor. Kısacası, miras turizmi hem tarih hem de ‘story içeriği’ açısından bol malzeme veriyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu