EKONOMİ

Finansta gelenekselden geleceğe

2023 yılı itibarıyla dünya genelinde alternatif finansman modelleriyle yapılan yatırım hacmi 330 milyar doları aşmış durumda. Bu rakam, küresel ölçekte işletmelerin geleneksel yöntemlerin ötesine geçtiğinin açık bir göstergesi. Türkiye özelinde ise durum daha dikkat çekici: KOBİ’lerin yalnızca yüzde 18’i geleneksel banka kredilerine erişebiliyor. Geriye kalan büyük çoğunluk, işini büyütmek ya da hayatta kalmak için farklı kaynak arayışlarına yönelmiş durumda. Bu bağlamda alternatif finans modelleri, sadece bir seçenek değil; işletmelerin sürdürülebilirliği ve büyümesi açısından kritik bir ihtiyaç haline gelmiş durumda.

Bu değişen finansal iklimde, yenilikçi, kapsayıcı ve sürdürülebilir finansman çözümlerini keşfetmek artık tüm sektörler için stratejik bir zorunluluk. Hem yatırımcı hem de girişimci perspektifinden bakıldığında, finansmana erişimi kolaylaştıran ve ekonomik büyümeyi tetikleyen yeni yöntemlerin tanıtılması, paylaşılması ve tartışılması büyük bir önem taşıyor. Bu anlayışla Para Dergisi’nin Halk Faktoring ana sponsorluğunda düzenlediği Yenilikçi Finansman Çözümleri Zirvesi’nde, Türkiye’de işletmelerin özellikle KOBİ’lerin finansmana erişiminde karşılaştığı zorluklar; mevcut yatırım ikliminde öne çıkan alternatif kaynak modellerini ele alındı.

BANKA DIŞI FİNANSIN YÜKSELİŞİ

Yenilikçi Finansman Çözümleri Zirvesi’nin açılış konuşmasını yapan BDDK Daire Başkanı Mustafa Alper Taş, tüm banka dışı finans kurumlarının kuruluşlarının kredilerinin 775 milyar liraya ulaştığını belirterek söz konusu tutarın finansal sektörün yüzde 4,3’üne tekabül ettiğini ve KOBİ’ler dahil banka dışı finansal kuruluşların yaklaşık 6 milyon kişiye temas ettiğine dikkat çekti. Taş, bu veri setinin banka dışı finansal kuruluşların sistemin önemli ve tamamlayıcı bir parçasını oluşturduğunu gösterdiğini söyleyerek “Banka dışı finansal kuruluşlar farklı çözümleriyle ekonominin çarklarının dönmesinde kritik işlevler üstleniyor. KOBİ’ler başta olmak üzere ticari işletmelere yönelik alternatif finansman yolları sunarak ekonomik büyümeyi destekliyor. Aynı zamanda finansal aracılık faaliyetlerinin yaygınlaşmasına, rekabetin artmasına ve finansal piyasaların derinleşmesine de katkıda bulunuyor” dedi.

Dijitalleşmenin önemine de işaret eden Taş, finans sektörü açısından ilk ATM’lerin kullanılmasıyla başlayan sürecin mobil bankacılık teknolojilerindeki gelişmeler ile birlikte finansal teknoloji şirketlerinin sahneye çıkmasıyla bambaşka bir hal aldığına dikkat çekerek BDDK olarak finansal teknolojilerin gelişimini teşvik etmek ve ekosistemi güçlendirmek amacıyla düzenlemeler ve stratejiler geliştirerek gereken katkıyı vermeye gayret ettikleri ifade etti. Taş, BDDK olarak bankaların iklimle bağlantılı finansal risklerini etkili bir şekilde yönetmelerini sağlayacak esasların belirlenmesi ve hayata geçirilmesi için 11 Nisan’da çıkan tebliğe de dikkat çekerek 2023’te kamuoyunun ve ilgili tarafların görüşüne sunulan iklimle bağlantılı finansal risklerin yönetimi rehberine de son halinin verildiğini Temmuz 2025’te yürürlüğe girmesine karar verildiğini belirtti. Taş, bu konuda banka dışı finans kuruluşlarımızla ilgili çalışmaların da devam ettiğini söyledi.

GELENEKSELDEN GELECEĞE

“Gelenekselden Geleceğe” başlıklı günün ilk paneli Takvim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Faruk Erdem moderatörlüğünde Halk Faktoring Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Ahmet Çağatay Üner ve Teknoloji Yazarı ve Danışmanı Ahmet Usta’nın katılımıyla gerçekleşti. Finansal teknolojilerin KOBİ’lerin finansman ihtiyacına yeni çözümler sunmaya başladığı günümüzde “faktoring sektörü ve fintekler arasında nasıl bir iş birliği modeli ortaya konabilir?” sorusuna cevap aranan panelde konuşan Ahmet Çağatay Üner, finansmana erişim konusunda KOBİ’lerin artık daha fazla alternatif finansman modellerine yöneldiğine, bu bilinçlenmenin de finansal piyasalarda bir değişim yarattığına işaret eden Üner, “Bu durum finansal piyasalar açısından çok katmanlı bir dönüşümü de tetikliyor. İşletmeler artık finans konusuna sadece bir nakit kaynağı olarak değil aynı zamanda stratejik bir yönetim aracı olarak da bakmaya başladı. Kısa vadeli nakit döngülerine uygun hızlı ve teminat yapısı anlamında teminatsız olarak çözebileceklerini bir çözüm ortağı aramaya başladılar. Bu da esnek çözümleri daha cazip hale getiriyor” dedi. Ünver, geleneksel finansal kurumlar ile fintekler arasındaki işbirliğinin kurulabilmesinin çok önemli bir gündem maddesi olduğunu, bu iki yapının birbirini tamamlayan ve güçlendiren unsurlar olduğunu söyledi. Ünver sözlerine şöyle devam etti: “Fintekler çeviklikleri, teknolojiye adaptasyonları ve kullanıcı deneyimi odaklı yaklaşımlarıyla sektöre yenilik katıyorlar. Geleneksel finansal kurumlar ise yüksek regülasyon uyumu, risk yönetimi ve müşteri güveni anlamında öne çıkıyor. Bu iki yağı arasında iyi bir sinerji oluşturulması gerekiyor.”

Panelin diğer konuşmacısı olan Ahmet Usta ise blok zinciri teknolojisinin en basit ifadeyle merkezi yapılara ihtiyaç duymaksızın silinemez ve değiştirilemez güvenilir veri kayıtları tutan bir sistem olduğunu belirterek “Ama bu merkezi yapıları ortadan kaldıracak, bankalara gerek kalmıyor anlamına gelmiyor; sistemlerin daha şeffaf daha güvenilir daha hızlı daha sorgulanabilir ve raporlanabilir işlemesi için bir alt yapı ve zemin oluşturuyor. Finans dünyası için bugün ödemelerin, mutabakatların hızlandırılması, kara para aklamanın, doküman sahteciliğin engellenmesi gibi birçok farklı alanda yasal kanıt oluşturulması açısından blokzinciri teknolojisi bulunmaz bir nimet ve üstelik açık kaynak kodlu. Yani herkes kendi bünyesine entegre edip kullanabilir” dedi.

Ahmet Usta bugün finteklerin bugün geleneksel finans kurumları açısından bir tehdit olamadığını da işaret ederek “Yeni müşteri kitlelerine inovasyonla hızla erişmeleri, bankaların müşteri kazanımını erozyona uğratıyor gibi görünse de zaten erişimin çok kolay olmadığı, hiç bankacılık hizmetlerini kullanmayan ya da bunlardan yeterince istifade etmeyenleri sisteme katan bir kanal olarak gördüğünüzde, finans kurumları yeni bir iş ortağı olarak bakmak gerekiyor” dedi.

FİNANSMANA ERİŞİMDE ZORLUKLAR VE FIRSATLAR

Yenilikçi Finansman Çözümleri Zirvesi’nin ikinci paneli Vatut Teknoloji. Kurucu Ortak, Para Dergisi Yazarı Doç. Dr. Ali Efe İralı moderatörlüğünde gerçekleşti. “Finansmana Erişimde 2025 Gündemi: Zorluklar ve Fırsatlar” başlığını taşıyan panele TÜRKONFED Finansmana Erişim Komisyonu Başkanı & Servo Capital Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Kiziroğlu, Finansal Kurumlar Birliği Faktoring’den Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Filiz Ünal, İstanbul Anadolu Yakası OSB Bölge Müdürü Ayla Dev ve İSTKA Girişimcilik ve Yatırım Destek Ofisi Koordinatör Vekili Serkan Korkmazaslan katıldı.

Panelde ilk sözü alan Kaan Kiziroğlu finansmana erişimin maliyetinin çok yüksek olduğuna işaret ederek bu nedenle KOBİ’lerin ticaretlerini kendi ticaretlerini içinde finansman etmelerinin önemine dikkat çekti. Kiziroğlu, “Ticaretin içinden dönmekle ilgili enstrümanlar çok gelişti. Ben ilk bankacılığa başladığımda faktoring kullanan firmalara yönelik olumsuz bir algı vardı. Bu çok yanlış esasen ticaretin içinden bir finansman yaratmak için faktoring önemli. Bir diğer önemli ve inovatif finansman yöntemi ise alacağınız olan faturayı Takasbank’a ibraz ettiğinizde, o faturayı kırdırıp finansman sağlayabiliyorsunuz” dedi. Kiziroğlu ayrıca KOBİ’lere kapasite kullanım oranlarını artırmalarını önerdi.

Panelde konuşan Finansal Kurumlar Birliği Faktoring’den Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Filiz Ünal ise faktöring şirketlerinin KOBİ’lerin vadeli alacaklarını nakde çevirerek sürdürülebilir bir nakit akışı yarattığına dikkat çekerek 2024’te ağırlığı KOBİ’ler olmak üzere 80 bin kuruma hizmet verdiklerini söyledi. Ünal, “Toplam finans sektörü içinde yüzde 2’lik bir paya sahibiz fakat miktar olarak baktığımızda toplamda bir trilyon liranın üzerinde bir finansman kaynağı yarattık” dedi. Ünal, KOBİ’lerin daha uygun maliyetli, daha ucuz finansmana erişimini kolaylaştıracak bir çalışma içinde de olduklarını, bu amaçla Sermaye Piyasaları Kurulu ile bir mevzuat değişikliğiyle daha kapsayıcı bir ürün ortaya çıkartacaklarını anlattı.
Ünal’dan sonra söz alan İstanbul Anadolu Yakası OSB Bölge Müdürü Ayla Dev ise Türkiye’de 408’e yakın OSB olduğunu, bu OSB’ler arasında kendileri altyapı ve üstyapılarını tamamlamış 200’e yakının genelde krediye ihtiyaç duymadığını ve kendi kaynaklarıyla döndüğünü söyleyerek “Ama henüz işletme aşamasına geçememiş 200’e yakının ise kredi anlamında gerçekten çok ciddi sorunlar yaşayabiliyorlar” dedi. OSB’lerde bulunan firmaların ise ekonomik belirsizlik ve küresel daralma buna ek olarak bankalara getirilen regülasyonlar nedeniyle finansmana erişiminin sınırlandığına dikkat çeken Dev, “Sanayicilerimizle konuşmalarımız Eximbank kredilerinin çok tercih edildiğini görüyoruz” dedi.

Panelde söz alan İSTKA Girişimcilik ve Yatırım Destek Ofisi Koordinatör Vekili Serkan Korkmazaslan ise İstanbul Kalkınma Ajansı olarak 2.010 yılından beri sağladıkları hibeler ile daha çok kâr amacı gütmeyen kurumlar, STK’lar, üniversiteler gibi kurumların projelerini desteklediklerini ve 40 mali destek programı ile binin üzerinde projeyi destek verdiklerini anlattı. Korkmazaslan, girişim sermayesi fonlarına da yatırımcı olarak girdiklerini ve katkı verdikleri miktarın iki katı kadarını İstanbul girişimlerine aktarmak koşuluyla dokuz fonla işbirliği yaptıklarını belirtti.

FİNANSAL SAĞLIK İÇİN ÇÖZÜMLER

Yenilikçi Finansman Çözümleri Zirvesi’nin son paneli ise “Sağlıklı Finans Sağlıklı İşletmeler” başlığıyla Para Dergisi yazarı Eyyüp Karagüllü moderatörlüğünde yapıldı. Panelde FMA Alüminyum Kurucusu Furkan Mutlu, Güvenka Group Yönetim Kurulu Başkanı Güven Kayacan, Adaer Mühendislik Yönetim Kurulu Üyesi Selcan Karavel Özdilek ve Sorgum Enerji ve İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Pekçay finansmana erişim konusundaki mevcut tabloyu, finansal sağlıklarını korumak için uyguladıkları stratejileri ve banka dışı finans çözümleri konusundaki deneyimlerini paylaştı.

Panelde ilk sözü alan Adaer Mühendislik Yönetim Kurulu Üyesi Selcan Karavel Özdilek, bazı projelerinin en az iki yıl sürdüğünü, bu nedenle tüm projelerinde sigortayla başladıklarını aktardı. Özdilek, “Sigorta hem maddi hem manevi olumsuzluklara karşı birinci yöntemimiz. İkinci yöntemimiz ise bankaların ve iştiraklerinin finansal çözümleri. Özellikle son dönemde faktöring önemli bir araç haline geldi” dedi. Güvenka Group Yönetim Kurulu Başkanı Güven Kayacan ise sektörde 40 yılı aşan deneyimiyle finansman ihtiyaçları için daha çok faktöring finansal kiralama ve barter araçlarını kullandıklarını ifade etti.

Paneldeki bir diğer konuşmacı olan Sorgum Enerji ve İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Pekçay ise finansmana erişimin son dönemde zorlaştığına dikkat çekerek çeklerinin sürelerinin uzadığını, bu uzamanın da bir maliyet oluşturduğunu, bu nedenle son dönemde firma olarak faktoring çözümünü yoğun bir şekilde kullandıklarını anlattı. FMA Alüminyum Kurucusu Furkan Mutlu ise genel olarak banka kredisiyle aktif devam ettiklerini, ipotek karşılığı kredi kullandıklarını ama son bir yıldır alternatif enstrüman arayışına girdiklerini ve faktöringe yöneldiklerini ifade etti.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu