FERHAT ÜNLÜ / Terörle mücadelenin 50 yıllık evrimi

Tohumlarının atıldığı dönemden bu yana 52, kuruluşundan bu yana 47, Mehmetçik’e yönelik ilk silahlı saldırısından bu yana ise 41 yıl geçen terör örgütü PKK, 12 Mayıs’ta kendini feshettiğini duyurdu.
Örgüt fesih kararına uyunca, bir başka deyişle PKK silahları bırakıp konumlandığı Irak coğrafyasından çekilince; Türkiye’nin takribi yarım asırlık terörle mücadelesini elzem kılan ana sebep ortadan kalkacak.
Terörle mücadeleyi ilk gençliğinden itibaren uzaktan ve gazeteci olarak da 32 yıldır izleyen yakından bir vatandaş olarak bu aşamaya kolay gelinmediğini söyleyebilirim. Bu takribi 50 yılda altı farklı aşamadan geçildi. Sahi Kitap’tan çıkan MİT Efsanesi adlı kitabımda ayrıntılı işlediğim terörle mücadeledeki aşamalarından ilki ‘inkâr’ aşamasıdır.
Terörün ilk aşamalarında Başbakan Turgut Özal PKK’lılara “Üç beş çapulcu” demişti. Bu süreçte 1984’ten sonra devletin ilk hatası terörü önce “Üç beş çapulcu” diye inkâr etmekti. Ardından komplo aşaması devreye girdi.
Komplo aşaması, “Bu örgüt dışarıdan besleniyor” ana fikriyle onunla baş etmenin güç olduğunun düşünüldüğü aşamadır. Fikir yanlış değil, ancak abartılıdır; Suriye ve Rusya zamanında bu örgütü besledi, ardından Avrupa ve sonra da ABD besledi, ancak ABD Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra desteklemeye başladı. Başlangıçta bir engel yoktu.
Devlet; 1989’dan itibaren JİTEM’le yoğun müdahale (yine yanlış aşamalardan biri) ve ardından suikast (1996’da MİT’in Öcalan’a yönelik sonuç alınamayan suikast operasyonu) aşamasına geçti. MİT’e PKK terörünün başlamasından bir yıl sonra (1985’te) çalışmaya başlayan ve 2010’a kadar hizmet veren istihbarat uzmanı Cemal Alparslan Ertuğ’un verdiği bilgiye göre 1996’da MİT’in İstanbul Bölge Başkanlığı’nda başlatılan ilk çözüm süreci girişimi var. Bu girişime o zamanki HADEP’ten kimin destek verdiğini de biliyorum.
1996’dan 2010’a kadar devlet bu konuda askeri yoldan başka yol denemedi. Ha bu arada o evreyi atladık; ama şunu da tanıkların anlatımlarından biliyoruz ki rahmetli Özal da “Üç beş çapulcu” dediği teröristlerin silahlarını bırakması için bir çalışma yürütmüştü alttan alta.
1 TONLUK C-4 SALDIRISINDAN KURTULDU
Daha önce suikast aşamasını yazdım, ama artık vefat ettiği için daha ayrıntılı yazabilirim suikast konusunu: Mehmet Eymür, 1996’da aynı adreste bulunan Öcalan’ı öldürtmeye giden Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın aralarında bulunduğu 6 kişilik ekibi yöneten adamdı. Bu kadroyu sahada yöneten ‘case officer’ı da uzun yıllardır tanırım, bana operasyonu detaylarıyla anlattı, ismi bende saklı. Hayalet Adam (H. A.) diyelim.
PKK da 1999-2004 arası uykuya yattıktan sonra Haziran 2004’te yine C-4 ile turizm bölgeleri başta olmak üzere kentlerde yine terör eylemleri düzenlemeye başladı. C-4, terör örgütünün zaman zaman tercih ettiği bir patlayıcıdır. Burada asıl haber değeri olan devletin bunu kullanması.
PKK 2015’ten itibaren bu kez batı illerinde değil, doğu illerinde kentsel kalkışmaya girişti. Silah kullanma yöntemleri kırsaldaki gibi profesyonelce değildi. C-4 değil; EYP, yani El Yapımı Patlayıcı kullanıyorlardı. 2016’da yenildiler. Tekrar gerisin geri dağa çekildiler. Ve Mehmetçik 2019’dan itibaren Pençe Kilit sahasında onları barındıkları yerde kovalamaya başladı. İşte bu da savaş ve sonuç aşamasıdır. Ama ondan önce; yine hatırlatalım, biri suikastın olduğu sene olmak üzere kadük kalmış üç Çözüm Süreci var. 1996’da MİT, bir yandan hem Öcalan’ı öldürmeye ekip gönderiyor; hem de Çözüm Süreci planlıyordu, askerin hegemonyasına rağmen büyük hareket, şapka çıkarmak lazım.
2010 Oslo ve 2013 İmralı aşamalarını da sonuçsuz kalmış müzakere aşamaları olarak görmek gerekir. 2016’dan 2025’e uzanan bugüne kadarki süreci de savaş ve sonuç olarak adlandırmaktan yanayım.