FENERBAHÇEMANŞETLER

Fenerbahçe-Beşiktaş derbisini köşe yazarları yorumladı: Mourinho Fenerbahçe tarihinin en rezil hocası

Fenerbahçe-Beşiktaş derbisini köşe yazarları yorumladı: Mourinho Fenerbahçe tarihinin en rezil hocası

Spor yazarları Fenerbahçe’nin aldığı derbi mağlubiyetini yorumlarken teknik direktör Jose Mourinho’ya eleştirilerde bulundu.

FATİH DOĞAN-PLAY OFF OLSA…

Teknik olarak bu dakikada bu mümkün değil ancak TFF statü değiştirip ligi playoff statüsüyle oynatsa Beşiktaş şampiyon olabilirdi. Siyah-beyazlı takımın büyük ve güçlü rakip performansı bunu söyletiyor. Maça gelirsek ve gerçekçi bakarsak; Fenerbahçe, Beşiktaş derbisini eldeki veriler ışığında matematikle çözmeye, bilimle açıklamaya çalışsan, karekökünü alıp çok bilinmeyenli denklem muamelesi de göstersen normal şartlarda favori ev sahibidir ve maçın sonucu da buna göre çıkar! Zamanında rahmetli büyüğümüz İslam Çupi’nin, Fenerbahçe için söylediği güzel bir ifade vardı. Bu sonuçlardan sonra Beşiktaş’a uyarlayalım. “Beşiktaş’ın büyüklüğü öyle bir büyüklüktür ki; küme düşmeye oynayan takımlara puanlar saçtığı bir sezonda konu ezeli rakipleri olunca gerçek kimliğini hatırlaması ve herkese hatırlatmasıdır.” Şampiyon olmak için astronomik maaşlar ve bol yıldızlı, çok sıfırlı bütçelerle yarışan hem Galatasaray’ı hem de Fenerbahçe’yi yenmek, matematiğin ötesinde bir ruh ve mücadeleyle açıklanabilir. Beşiktaş’ın hem kadro derinliği hem de sakatlık nedeniyle eksik futbolcularına rağmen oynanan oyun ve mücadele her şeyden önce saygıyı hak etmektedir. Normalde ilk yarı biterken 45’te “Yönetim istifa, Ali Koç istifa, Aziz Yıldırım Başkan…” diye bağıran F.Bahçe tribünlerine “Maç bitmedi, çok erken oldu, az biraz sabır” derdim ama 10 yıldır sabırla beklediklerini düşününce bunu demenin yanlış ve saygısızlık olacağını düşündüm. Şampiyonluğa havlu atan bir camianın, taraftarın acısına saygı duymak lazım. Beşiktaş takımını alkışlamalarını da alkışlamak lazım.

GÜRCAN BİLGİÇ – ÖZEL FİYASKO

Hem oyun hem de oyuncu “yetersizliğini” üretip, en büyük bütçenin oluşturulduğu sezonu derbi kazanmadan, hatta kaybede kaybede bitiren müthiş bir performans sahibi var orada.
Her konuşmasında ekibini savunup, “sorumlu benim” dedikten sonra, yenilginin ardından koşa koşa soyunma odasına giden de orada. Anlayamadığı veya anlatamadığı bir süreç içinde, her rakibine “kazanabilirim” umudu veren görevlendirmelerin sahibi olduğu gibi, ne ofansif ne de defansif “özel fikri” olamayan da orada. Maçtan maça sekiz rotasyon yapabilecek kadar derin ve kaliteli kadronun, böylesine bilinçsiz, plansız oynamasını da anlatamaz. Efektini cebine ve CV’sine koyup, koca bir sezonu taraftara zehir eden bir “jöleli” gerçeği de var karşımızda.
Kadıköy’ü dolduran veya televizyon başında olup isyan edenler de elbette haklı. Hep eleştirirdik taraftarın bu tavrını. “Hele bir maç bitsin, öyle yapın” dedik. Ama sahadaki takım öylesine sinik ve teslimiyetçi ki, Beşiktaş’ın golünden sonra “Takım kazanır” ruhunu vermiyorlar. Milyonlarca taraftarı bu fikre sokan süreç var çünkü. Sahibi de 10 milyon Euro alıyor, bu rezaleti oluşturmak için. Galatasaray’a altın tepsi içinde verdi şampiyonluğunu, üstelik kendi taraftarına “özel eziyet” çektirerek.
Solskjaer’in saha içinde dokunuşlarını görüyoruz. Amir’e top geldiğinde, Rashica’yı Mert Müldür’ün arkasından kaçırmaya çalıştığını da gördük. Çalışmış hoca, bir şey düşünmüş. Oradakinin tek özelliği ise kendisine “özel” demesi.
Yapsın o zaman doğru ve “özel” olanı… Yazsın son mektubu…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu