FARUK TAŞÇI / Nüfus Politikaları Bağlamında TOKİ Projeleri “Yaşlı Dostu” Da Olmalı


Dünya nüfusu 8,2 milyara ulaşırken, Türkiye, 194 ülke içinde nüfus büyüklüğü açısından 18. sırada. 2024 yılı itibarıyla yaşlı nüfus oranı dünya genelinde yüzde 10,2 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 10,6 ile dünya ortalamasının biraz üzerine çıkmıştır.
Türkiye’de Nüfusun Genel Gidişatını Hatırlamak
Türkiye’de yaşlı nüfusun artışı, doğuşta beklenen yaşam süresinin uzamasıyla ilişkilidir. OECD ortalaması 79,6 yıl iken, Türkiye’de bu süre 2021-2023 beklenti döneminde 77,3; 2022-2024’te 78,1 yıla çıkmıştır.
Sağlık hizmetlerindeki gelişmeler ve eğitim düzeyinin yükselmesi, insanların daha bilinçli ve sağlıklı yaşamalarına katkı sağlayarak yaşam süresini uzatmakta, bu da yaşlı nüfusu artırmaktadır. Ayrıca, doğurganlık oranlarındaki düşüş ve kentleşme de yaşlanmayı hızlandıran önemli etkenlerdendir. Kentleşme ile birlikte aile yapıları küçülmekte, evlenme ve çocuk sahibi olma yaşı yükselmektedir, bu da doğurganlığı azaltmaktadır. Sonuçta, Türkiye’de 1980’lerde kadın başına düşen çocuk sayısı yaklaşık 4 iken, bu oran 2024’te 1,48’e kadar gerilemiş ve dünya ortalamasının altına düşmüştür. Evlenme yaşının artması, eğitim düzeyindeki gelişmeler başta olmak üzere bir dizi sosyal değişkenlerin neden olduğu komplikasyonlar, Türkiye’nin giderek yaşlanan bir toplum haline gelmesine neden olmuştur.
Yaşlanan Toplumda “Yaşlı Dostu” Uygulamaların Gerekliliği
Türkiye’de yaşlılara yönelik kurumsal bakım hizmetleri huzurevleri, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezleri ile yaşlı dayanışma merkezleri aracılığıyla sunulmaktadır. Bu hizmetler arasında en yaygın tercih edilenler huzurevleridir. Kurumsal bakım gereksinimi duyan yaşlılara, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı‘na bağlı huzurevlerinin yanı sıra, Bakanlık tarafından ruhsatlandırılan özel huzurevlerinde de yatılı bakım hizmeti verilmektedir. Türkiye’de şu anda faaliyette olan 272 özel huzurevinde 13 bin 310 yaşlıya, 169 kamuya ait huzurevinde ise 14 bin 701 yaşlıya bakım hizmeti sunulmaktadır.
Bunun dışında, yaşlılara yönelik evde bakım hizmetleri de önemli bir yer tutmaktadır. Sağlık Bakanlığı evde sağlık hizmetlerini, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı evde yardım hizmetlerini ve belediyeler de evde bakımı destekleyici hizmetlerini sağlamaktadır. Ayrıca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, “evde bakım yardımı” adı altında başka bir hizmet sunmaktadır. Bu kapsamda, yaşlının kurumsal bakım yerine ev ortamında desteklenmesi durumunda, bakım veren aile bireylerine 2007 yılından bu yana maddi destek sağlanmaktadır. Bu uygulama, yaşlının evde yaşamını sürdürebilmesini teşvik etmeyi amaçlamaktadır.
Yaşlılar için sosyal yardımlar da bulunmaktadır. 65 yaşını doldurmuş, sosyal güvencesi olmayan ve geliri belirli bir eşiğin altında kalan ihtiyaç sahibi vatandaşlara, 2022 sayılı Kanun çerçevesinde “yaşlılık aylığı” verilmektedir. Uzun vadeli sigorta kollarına tabi olarak çalışmayan ve herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan maaş ya da gelir elde etmeyen yaşlılar bu destekten yararlanabilmektedir. 2024 yılı içerisinde bu kapsamda 805 bin 554 yaşlıya toplamda 34,76 milyar TL ödeme gerçekleştirmiştir.
TOKİ, “Yaşlı Dostu” Projeleri İhmal Etmemeli
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın çalışmalar yanında, Aile Yılı kapsamında yeni adımlar da atılıyor. Yakın zamanda TOKİ projelerinde “kreş zorunluluğu” getirilmesi bu adımlardan biri. Bu hamle, iş-yaşam dengesini sağlama adına önemlidir. 13 Ağustos 2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Planlı İmar Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle, 150’den fazla konut içeren projelerde 0-66 aylık çocuklar için gündüz bakımevi açılması zorunlu hale getirilmiştir:
“Konut parsellerinde yapı inşaat alanı 15.000 m2‘den ve bağımsız bölüm sayısı 150’den fazla yapı ya da yapıların projelendirilmesi durumunda; 0-66 aylık çocukların eğitim, gelişim, bakım, korunma ve beslenme hizmetine tahsis edilmek, alanı 200 m2‘den fazla olmamak, bina girişleri ile ilişkilendirilmeksizin ayrı bir giriş kapısı bulunmak, mevzuatın gerektirdiği erişilebilirlik ve yangın tedbirleri alınmak, parsel bahçesinde korunaklı çocuk oyun bahçesi düzenlenmek şartıyla ortak alan vasfındaki müstakil bir bina bünyesinde zemin katta veya zemin katla ilişkili olacak şekilde bir üst katta tanzim edilecek gündüz bakımevi alanı ayrılır.” (Madde 19-f/5)
Bu kapsamda inşa edilecek olan gündüz bakımevleri, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın kuralları ile denetim ve yaptırımlarına tabi olacaktır. Böylece TOKİ projeleri “çocuk dostu” bir kurgu ortaya koymuştur. Bunun yanında TOKİ’nin “yaşlı dostu” projeleri de olmalıdır. Özellikle Türkiye için kullanabileceğimiz “çekirdek aile konfederasyonu” kavramı önemlidir. Bu kavram, mekânsal yakınlık ve dayanışma kalıplarının varlığı ile ilgilidir.
“Çekirdek aile” mensuplarının, yaşlı anne-babası farklı evlerde yaşasa da aynı binada veya aynı sokakta ya da aynı mahallede oturmaları söz konusu ise çekirdek aile konfederasyonu var demektir. Ayrıca, mekânsal yakınlık imkânı olmasa da çekirdek ailenin, yaşlısını ihmal etmemesi ve yaşlının çekirdek ailenin ihtiyaçlarını (örneğin torun bakımı) giderme çabası içinde olması söz konusu ise burada da çekirdek aile konfederasyonu işliyor demektir. Türkiye’deki bu gerçekliği dikkate alarak, sosyal konut alımlarında TOKİ, “yaşlılar ile yakın ilişkiyi teşvik edici” imkanlar sunmalıdır.
Buna, “yaşlı dostu sosyal konut” kapsamında, genel konutların içinde yaşlıların ihtiyaçlarını dikkate alacak şekilde konut tasarımının ve hizmetlerinin TOKİ’nin gündeminde olması da eklenmelidir. Yani, TOKİ, evleri yaşlının gündelik yaşantısına uygun bir şekilde inşa etmelidir. Bundan daha önemlisi, “yaşlı (sosyal) yaşam merkezi” konseptinin TOKİ projelerinde düşünülmesi gerekmektedir. Zira, yaşlılara “şehir dışında” hizmet sunmanın avantajları olduğu aşikârdır, ancak dezavantajları da bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi, orta ve uzun vadede “şehirden uzakta” olan kurumsal yaşlı yaşam ve bakım üniteleri, kuşaklararası ayrışma veya yaşlıyı dolaylı da olsa toplumdan soyutlama riski anlamına geldiği için daha büyük maliyet doğurabilir.
Bu nedenle, TOKİ bünyesinde yaşlılar için sosyal merkezlerin varlığı ve buralarda yaşlıların gündelik ihtiyaçlarına uygun sosyalleşme pratiklerinin sunulması düşünülmelidir. Başka bir deyişle, TOKİ projelerinde, çocuk kreşleri için bir “alan ayrıldığı” gibi “yaşlı sosyal yaşam merkezleri” için de ayrıca bir alan ayrılması Türkiye’deki toplumsal yapıya daha uygun ve daha faydalı olacaktır.
Tüm bu adımlarla, TOKİ, Türkiye’nin değişen nüfus yapısına uygun ve farklı grupları dikkate alan sosyal konut imkanı sunabilen önemli bir sosyal politika aktörü olduğunu da göstermiş olacaktır.