YAZARLAR

ESRA EZMECİ / Güzel düşün güzellikler seni bulsun

Büyüklerimizin “Ya hayır konuş, ya sus” sözü boşa söylenmiş değil. “Beni sevecek biri yok” inancı varsa, aşk sizden uzaklaşır. Hayata bakışımız, aşkla ilgili yolculuğumuzu da belirler. Aşk, yüksek bir bilinç halidir. Korkudan değil, güven ve huzurdan doğar

Hayatta her şeyin bir enerjisi vardır. Bizim düşüncelerimiz, duygularımız, hatta konuşmalarımız bile bir frekans yayar. Bunu duyamayız, göremeyiz ama hissederiz. Bir ortama girip “burada bir soğukluk var” dediğimizde aslında o ortamın enerjisini, yani frekansını algılıyoruz. Aynı şey insanlar için de geçerlidir. Bir insanın yanına oturduğunuzda içiniz huzur buluyorsa onun frekansı yüksek, içiniz daralıyorsa frekansı düşüktür. İşte aşk da bu görünmeyen enerji alanında yaşar. Çünkü aşk, sadece iki insanın birbirini sevmesi değil, iki frekansın birbirine uyum sağlamasıdır.
Frekansınız düştüğünde, yani kendinizi kötü hissettiğinizde, sürekli olumsuz düşündüğünüzde, hayal kırıklıklarına takılı kaldığınızda, aşk sizden uzaklaşır. Çünkü aşk yüksek bir enerjidir. Sevgi, umut, güven, neşe gibi duyguların titreşiminde yaşar. Kendinizi yetersiz, sevilmeye layık görmediğinizde bu frekans düşer ve o yüksek enerji alanı sizinle buluşamaz. Bu yüzden bazen insanlar “neden hep yanlış kişileri çekiyorum?” diye sorar. Çünkü çektiğiniz şey kişiler değil, onların enerjileridir. Evren bir aynadır. Siz neyseniz onu size yansıtır. Kendi içinizde sevgi yoksa, karşınıza çıkan insan da sevgisiz olur. Kendinizi değersiz hissediyorsanız, sizi değersiz hissettirecek biri gelir. Çünkü frekansınız o düzeydedir. Kısacası, dış dünyada yaşadığınız ilişkiler iç dünyanızın bir yansımasıdır. Aşkın sizden kaçmasının sebebi, çoğu zaman sizin kendinizden uzaklaşmanızdır.

GEÇMİŞİN YÜKLERİNDEN KURTULUN
Birçok kadın bana şunu söylüyor: “Ben iyi biriyim, neden doğru insanı bulamıyorum?” Cevabı basit ama acıdır: İyi olmak yetmez. Enerjinizi düşük tutuyorsanız, içinizde sürekli bir eksiklik hissi varsa, geçmiş kırgınlıklarınızı taşıyorsanız, o iyi haliniz bile yanlış kişileri çeker. Çünkü evren, siz ne söylerseniz değil, ne hissediyorsanız onu duyar. Dışarıdan güçlü görünseniz de içinizde “beni sevecek biri yok” inancı varsa, aşk sizden uzaklaşır. Bu bir ceza değil, bir frekans yasasıdır. Frekansınızı yükseltmek demek, kendinizi sevmek, geçmişin yüklerini bırakmak, affetmek, kalbinizi açmak demektir. Bunun için meditasyon yapmanıza gerek yok. Bazen sadece sabah aynaya bakıp “bugün güzel bir gün olacak” demeniz bile titreşiminizi değiştirir. Çünkü frekans, küçük anlarla şekillenir. Bir kahve içerken keyif almak, bir çocuğun gülüşüne gülümsemek, sevdiğiniz bir müziği dinlemek bile enerjinizi yukarı çeker. Bu küçük anlar birikir ve sizi aşka hazır hale getirir.
Aşk, yüksek bir bilinç halidir. Korkudan değil, güven ve huzurdan doğar. Bu yüzden düşük frekansta yaşayan biriyle aşk kalıcı olmaz. Başta tutku sanarsınız, sonra çatışmaya dönüşür. Çünkü düşük frekansta iki insan birbirini iyileştiremez, sadece yaralarını tetikler. Gerçek aşk, iki yüksek frekansın karşılaşmasıdır. İki insanın birbirine “ben seni tamamlamaya değil, seninle birlikte büyümeye geldim” diyebilmesidir.

BİRİ GELSE DE BENİ SEVSE!
Birçok insan aşkı dışarıda arar. “Biri gelse de beni sevsin” der. Ama evren bu cümleyi “biri gelene kadar eksiksin” olarak duyar. Bu da frekansı düşürür. Oysa siz zaten tam olduğunuzu hissettiğinizde, aşk size gelir. Çünkü aşk, eksik olanı değil, bütün olanı bulur. Kendi içindeki sevgiye sahip çıkan bir kadın, kimseye ihtiyaç duymadan aşkı çeker. Çünkü o enerji artık dışarıdan onay beklemez, sadece akar.
Unutmayın, frekansınızı belirleyen şey yaşadıklarınız değil, onlara verdiğiniz anlamdır. Bir ayrılık yaşadığınızda “ben yetersizim” derseniz frekansınız düşer. Ama “bu deneyim bana kendimi tanıttı” derseniz yükselir. Hayatın içinde başınıza gelen her şeyin bir öğretisi vardır. Bunu fark etmek, sizi aşkın gerçek kapısına götürür. Kendinizi sevmeden bir başkasını sevemezsiniz. Çünkü sevgi bir paylaşım değil, bir taşmadır. Taşacak kadar sevgi doluysanız, o zaman aşk sizi bulur. Bu yüzden önce kendi frekansınızı onarın. Kalbinizi suçlamayın, çünkü o sadece hissetti. Aklınızla kavga etmeyin, çünkü o sadece korumak istedi. Geçmişteki hatalarınızı affedin, çünkü o dönemki siz elinden geleni yaptı. Şimdi yeni bir frekansa geçme zamanı. Artık sevginin kaçmadığı bir enerji alanı yaratabilirsiniz. Yeter ki kendi titreşiminizi yükseltin.

SEVGİ VERİRSENİZ, SİZE DÖNER
Siz sevgiyle titreşmeye başladığınızda, evren bu titreşimi size geri yollar. Yani aşkı aramayın, sadece ona denk bir frekansta olun. Gerisi kendiliğinden gelir.
Hayatınızda şu anda kimse yoksa, bu bir eksiklik değil. Bu, evrenin size “önce sen” dediği bir dönemdir. Bu zamanı iyi değerlendirin. Kalbinizi dinleyin, neye ihtiyacı olduğunu anlayın. Bazen yalnızlık, en güçlü şifadır. Çünkü o sessizlikte kendinizi duyarsınız. Kendini duyan insanın frekansı zaten yükselir. Ve bir gün biri gelir… Ama o kişi sizi tamamlamak için değil, birlikte taşmak için gelir.
Kendinize sorun: “Ben şu anda neyi hissediyorum?” Eğer cevabınız korku, kıskançlık, endişe, yetersizlikse frekansınız düşüktür. Ama minnettarlık, huzur, umut ve güven hissediyorsanız, işte o zaman doğru frekanstasınız. Ve bu frekansta aşk kaçmaz, gelir, yerleşir, büyür. Çünkü artık siz hazırsınızdır. Hayat bir enerji döngüsüdür. Ne verirseniz onu alırsınız. Aşk da bir enerji alışverişidir. Korku verirseniz korku döner, sevgi verirseniz sevgi döner. Kısacası, aşk sizin frekansınızın aynasıdır. O yüzden “aşk neden kaçıyor” diye sormayın. “Ben hangi frekanstayım” diye sorun. Çünkü cevap hep oradadır.
Frekansınız yükseldiğinde, sadece aşk değil, hayatın tüm güzellikleri size doğru akar. Çünkü evren, yüksek frekansta olanları ödüllendirir.

AŞK KAÇMIYOR
Frekansınız yükseldiğinde, hayatınızdaki insanlar değişir. Bazıları uzaklaşır, çünkü artık sizin enerjinize uymaz. Buna üzülmeyin. Gidenler, düşen frekansınızdaydı. Siz büyüdünüz, o yüzden bazı kapılar kapandı. Yeni insanlar, yeni deneyimler için yer açıldı. Evren boşluk sevmez; gidenin yerine mutlaka daha iyisi gelir. Ama bu iyilik, siz yükseldiğinizde görünür hale gelir. Aşk kaçmıyor aslında. Siz kendi ışığınızın arkasında kalıyorsunuz. O ışığı yeniden yakmanın yolu, kendinize dönmektir. Çünkü aşk, dışarıdan gelen bir mucize değil; içeride hatırlanan bir varlıktır.

UNUTMAYIN
Aşkın frekansı sevgiyle başlar ama kendine saygıyla devam eder. Kendi sınırlarınızı koruyarak, kim olduğunuzu unutmadan severseniz, aşk sizden kaçmaz. Çünkü siz zaten onun içindesiniz. Frekansınız düşünce aşkın kaçtığını sanırsınız ama aslında o sizi korur. Düşük enerjide aşk kalamaz, çünkü aşkın doğası yüksek titreşimdir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu