Emine Erdoğan: “Çocuklarımızın dijital labirentlerde kaybolmasını izleyemeyiz”


Emine Erdoğan, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi: Burada verilecek mesajlar, Türkiye’de ve dünyada çok daha iyi bir geleceğe hizmet edecek. Dijitalleşmenin buhranlı dünyasında, kendini çıkmaza girmiş hisseden ailelere, derin bir nefes aldıracak çözüm yolları önerecek. Takvimler, dijital çağı gösteriyor. Çocuklarımıza ‘dijital yerli’, bize ‘dijital göçmen’ deniliyor. Doğrusu ben bu tanımlamalara pek katılmıyorum. Çünkü onları yerlisi ilan ettiğimiz bu dijital dünyayı biz kurduk. Temelini biz attık, çimentosunu biz döktük. Dolayısıyla, kendimize göçmenlik payesi verip yeni nesillerin, dijital dünyanın labirentlerinde kaybolmalarını bir köşeden izleyemeyiz. Fakat gelin önce iğneyi kendimize batıralım. Çünkü çocukların hayatlarını doğdukları ilk andan itibaren dijitalleştiren bizleriz.
KAPIYI KAPATMAKLA OLMUYOR
Ebeveynler çocukların ev hallerinden okul hayatlarına kadar hemen her anlarını sosyal medyada paylaşıyorlar. Çocuk adına hayatı boyunca peşini bırakmayacak bir dijital ayak izi oluşturuyorlar. Bunun sonucunda çocukların her insanın hakkı olan ‘unutulma hakkı’ elinden alınıyor. Artık evlerin kapısı kapandığında dünya dışarıda kalmıyor. Kendi rızamızla kapılarımızı, duvarlarımızı saydamlaştırıyoruz. Evlerimizin içinde her an tanıdığımız ve tanımadığımız, güvenilir olup olmadıklarını hiç bilmediğimiz onlarca insanı ağırlıyoruz. Ne yazık ki mahremiyet kavramının, son derece muğlaklaştığı günlerden geçiyoruz. Aynı çatı altında herkesin kendi ekranındaki dünyada kaybolduğu yaşamlar kuruluyor. Dijital dönüşümün beraberinde getirdiği kültür, bizi 7/24 kesintisiz, molasız, özel hayatsız, adap kuralları belirlenmemiş, bir iletişime mecbur ediyor.
EMOJİLERLE İKAME ETMEYİ BIRAKALIM
Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de ekran süresi günlük 6 saatin üzerinde. Araştırmalar, insanların telefonlarını günde ortalama 100 kez kontrol ettiğini söylüyor. O yüzden şunu unutmayalım ki yetişkinlerin başları ekranlara gömülü olduğu sürece çocuklar da farklı bir yol izlemeyeceklerdir. Dijital dönüşümün olumsuz etkilerine karşı bizi koruyacak olan güçlü ailelerdir. Sanal dünya, çocuklar için hem mekan hem kültür üreticisi hem de sözde ‘değerlerin’ öğrenildiği bir yer olmasın. Çocuklarımız, sosyal medyada aradıkları beğeniyi, ilgiyi, özgüveni, sevgiyi, aile ocağında bulsun. O yüzden gelin, bayramlaşmayı görüntülü konuşmalarla, özel günleri kutlamayı sanal kartlarla, duygularımızı anlatmayı emojilerle ikame etmeyi bırakalım. Hayatın da, tıpkı bir bahçe gibi, bakım ve özen istediğini unutmayalım. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, dünyada bir ilki gerçekleştirdi. Uzman isimlerle, Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni hazırladı ve ilk imzacısı oldu. Bakanımız Sayın Mahinur Hanım’ı ve emeği geçen herkesi gönülden kutluyorum. Çocukların dijital ortamlarda güvenliğini sağlamak, haklarını korumak ve onları desteklemek için bugün ben de sözleşmeyi imzaladım. Bu vesileyle herkesi, Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalamaya davet ediyorum. Başka ülkelerde de sosyal medyaya yönelik yasal düzenlemeler yapılıyor. Ne mutlu ki, tüm dünyada bu hususta artan bir farkındalık var. Bizim önceliğimiz her zaman çocuklarımızın yüksek yararını merkeze alan politikalar üretmek ve haklarının tüm mecralarda korunmasıdır.
BİRÇOK RİSKİ VAR
Erdoğan, TÜİK’in, 2024 Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması’nın sonuçlarına ilişkin şunları söyledi: “Ülkemizde 6-15 yaş arasındaki çocukların internet kullanımı, yüzde 91’den fazla. Kullanma amaçlarına baktığımızda her ne kadar yüzde 75 eğitim amaçlı kullanılsa da, internet yaklaşık yüzde 84 video seyretme, yüzde 73 oyun oynama, yüzde 72 sosyal medya için kullanılıyor. Araştırmalar, dijital oyunlarla çocukların intihara sürüklendiğini, şiddete meyilli hale geldiğini, gerçeklik duygularını yitirdiklerini, akademik başarılarının düştüğünü açıkça ortaya koyuyor. Cep telefonlarının, hafızanın bozulmasına, bilişsel becerilerin azalmasına, hatta antisosyal davranışlara sebep olduğu biliniyor. Çocuklar, sosyal medya mecralarında, çevrimiçi istismardan siber zorbalığa, cinsiyetsizleştirme propagandasından dijital bağımlılığa kadar birçok risklerle karşı karşıya kalıyor.
TOPLUM ‘TEMİZ İÇERİK’ İSTİYOR
Üstelik sırf sosyal medyada beğeni toplamak için her türlü kamusal alanda, toplu taşımalarda, toplum huzurunu bozan eylemler sergilendiğini, üzülerek görüyoruz. Tabii zararlı içerikler yalnızca sosyal medya ya da oyunlarda bulunmuyor. Dijital yayın platformlarında ve televizyonlarda da, şiddetin ve değerlerimizle bağdaşmayan konuların evcilleştirildiği içeriklerle kuşatılmış durumdayız. Bu konuda, toplumumuzun her kesiminde, günden güne büyüyen bir eleştiri ve ‘temiz içerik’ talebi var. Mesela teknoloji, çevre sorunlarını bitirebilir. Sosyal medya, gıda israfını sonlandıran bir ilham platformu olabilir. Dijital oyunlar, çocukların bilişsel becerilerini geliştirecek şekilde tasarlanabilir. Yeter ki biz bu niyette olalım ve tüm paydaşlar üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirsinler.
ÇOCUKLARIN MEDYA İLE İLİŞKİSİ ELE ALINDI
Yoğun katılımın yaşandığı zirvede, dijital çağda çocukların medya ile kurduğu ilişki ele alındı. İlk oturumda Dr. Levente Nyakas, Dr. Warren Buckleitner, Isabelle Filliozat ve Doç. Dr. Özgür Bolat, aile ve toplumun çocuk medyasındaki sorumluluklarını değerlendirdi. İkinci oturumda Michael Milo, Sinan İsmail, Taghreed Najjar ve Prof. Dr. Nilüfer Pembecioğlu, çocuk içeriklerinde kimlik ve değer inşası üzerine sunum yaptı. Üçüncü oturumda ise Prof. Douglas K. Hartman, Dr. Chi-Kim Cheung, Jennifer Kaberi ve Prof. Dr. Hatice Ferhan Odabaşı, güvenli içerik üretimine yönelik uluslararası politikalar ve iş birliği modellerini ele aldı. Çocuk korosunun şarkılarıyla başlayan programda, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ve İletişim Başkanı Burhanettin Duran da birer konuşma yaptı. Zirve, aile fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
ETKİNLİK STANDLARINI GEZDİ
Emine Erdoğan, zirvenin çocukların medya okuryazarlığını güçlendirmeyi ve çocuk dostu içerik üretimini teşvik etmeyi amaçlayan yapısına dikkat çekmek için yapılan etkinlikleri de yerinde inceledi. Alana girişte TRT’nin geçmişten günümüze çocuk yayıncılığındaki yolculuğunu kronolojik bir akışla sunan özel LED tünelden geçen Erdoğan, alandaki stantları ziyaret etti.



