FOTO HABER

El emeği ürünlerini 45 ülkeye satıyor

Keçenin en eski tekstil ürünlerinden biri olduğunu belirten Alioğlu, “Diğer tekstil ürünlerinden ayıran özelliği, iplik ya da dokuma haline getirmeden direkt tek parça olarak üretilmesidir. Tamamen insan gücüne dayalıdır. Makineleşme var ama yüzde 40’a kadar keçe yapar. İlla ki insan elinin sıcaklığını, baskısını ister keçe.” diye konuştu.

Alioğlu, “Keçe son birkaç senedir kendi özüne ve değerine kavuşmuş oldu ülkemizde. Bugün keçenin işlenebilirliği sayesinde geliştirerek günlük kullanıma uygun şapkalar, çantalar, arakıyeler, ipekle harmanlanmış şallar yapıyoruz.” şeklinde konuştu.

Alioğlu, insanların artık polyesterden ve seri üretimden sıkıldığını, doğala dönme sürecine girdiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Keçeyi yalıtım malzemesi olarak düşünebiliriz. Sıcaksa serin tutar, serinse sıcak tutar. O yüzden toprak evler ya da yurtlar keçeden yapılmıştır. Aynı şekilde günümüzde insanlar bunu başlık olarak almaktalar. Manyetik yalıtım özelliği olduğu için benden ürün alanlar genellikle şu şekilde dönüş yapıyorlar: Sanki bir bulanıklık vardı zihnimizde onu temizledi. Ya da migrenimiz vardı, biraz azalttı.”

Tasavvuf temalı Türk dizilerinin dünyaya açılması üzerine, oyuncuların kullandığı keçeden yapılan takke, arakıye ve sarık gibi ürünlerin ilgi gördüğünü aktaran Alioğlu, şöyle devam etti:

“İngiltere, Fransa, Hollanda ve Almanya başta olmak üzere Avrupa’daki birçok ülke ile Katar, Meksika ve Fas’a keçeden yaptığım başlıkları satıyorum. Yunus Emre, Hacı Bayram Veli ve Vefa Sultan gibi dizilerin dünyadaki hayranları burada gördükleri başlıklara ilgi gösteriyor. Fesin çıkış ülkesi olan Fas’a fes bile sattım. El sanatlarına bir ilgi var. Bugün ben 45 ülkeye ürünlerimi gönderiyorum. İnsanlar artık keçenin şifa yönünü araştırıyor. Keçenin, yünün insan sağlığı açısından çok faydalı olduğunu bilen herkes ürünleri alıyor.”

Birçok ürünü özel ölçüye göre yaptığını anlatan Alioğlu, “Ekstra özel siparişler oluyor. Türbelere, sandukalara taçlar yapıyorum. Mevlevi sikkeleri ya da sarıklarını müsaade ile sarıyorum. Aslında en güzel işlerim onlar oluyor. En son Eyüp Sultan Hazretleri’nin türbesindeki sarığını sarmak nasip oldu.” diye konuştu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu