GÜNDEMMANŞETLER

DEAŞ aparatını kim kullanıyor? Suriye’de artan saldırıların bölgesel mesajı

(fotoğraf - ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)(fotoğraf – ahaber.com.tr – ekran görüntüsü)

ORTADOĞU’DAKİ ÖRGÜTLER

İsrail’in SDG’yi Ortadoğu’da desteklediğine yönelik Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamasını hatırlatılırken konuya ilişkin konuşan Akademisyen-Siyaset Bilimci Prof. Dr. Burak Küntay, DEAŞ’tan sonra SDG kartına ilişkin konuşarak, “Ortadoğu’daki bu örgütler devamlı transformasyon içindedir” dedi. Küntay, bu tür örgütlerin devamlı çıkan başka bir örgüte evrildiğini belirterek konuya ilişkin şöyle konuştu:

“Maharet Johann Cruyff futbolla ilgili ne demişti? “Futbol çok basit bir oyundur, mesele basit oynayabilmek.” Dış politika öngörülebilir bir şeydir, yeter ki basit bakın, çok komploların içine saklanmayın. O yüzden başlayalım: Bir; yok olan hiçbir şey var olmaz, var olan hiçbir şey yok olmaz. El Kaide nerede? DEAŞ, HTŞ, bilmem ne… Nüfus belli, dünyadaki insan sayısı belli. Bunlar ne oluyor yani uzaya gidip yeni bir grup olarak mı geri geliyorlar? Hayır. Ortadoğu’daki bu örgütler devamlı transformasyon içindedir. At değiştirir, hafif dönemine göre ideoloji değiştirir; El Kaide DEAŞ’a evrildi, DEAŞ başka bir şeye evrildi vesaire vesaire, bu bir.

“AMERİKA İÇİN DEAŞ HEP VAR”

İki; bizim Türkiye’de gündemde tutuyor olmamamız Amerika’nın hiçbir zaman gündemden çıkardığı anlamına gelmiyor. Amerika için DEAŞ hep var, olmak zorunda. Niye? Şimdi size çok basit soruyorum: Türkiye kuzeyden bir operasyon yapıp içeri girdi değil mi? Neye dayanarak? Uluslararası hukuktan kaynaklanan sıcak takip hakkı. Esad döneminden bahsediyorum, harekat dönemlerinden bahsediyorum. Çünkü yönetim meşru kabul edilen ülke, uluslararası hukukta başka bir ülkeden destek isteme hakkı vardır. Rusya hukuki olarak mı geldi? Evet. Soru şu: Amerika nasıl geldi?

“DEAŞ EL KAİDE’DEN TÜREDİ”

Size bir şey lazım, bir sebep lazım. Şimdi “DEAŞ var, El Kaide’den türedi, bunlar bize 11 Eylül’de vurdu, bundan sonra da bizim için bir tehdit.” Preemptive, yani Bush döneminde çıkan o Bush doktrini; önleyici müdahale. “Amerikan topraklarına gelmeden biz bu işi burada bitirmek için geliyoruz” dediler. Bitti. Bak çok basit, herkesin oluş sebebini anladık. Peki, Amerika kimle ittifak halinde idi şu son değişime kadar? YPG, PYD, SDG; adı çok önemli değil. Rusya Esad’la, biz oradaki Türkmen gruplarla ve bugün iktidara gelen grupların içindeki belli gruplarla. Doğru mu? Tamam.

ABD SDG’Yİ SURİYE’DEKİ RESMİ GÜÇLERE ENTEGRE EDER Mİ?

Kartlar bir daha dağıtıldı. Aradan Esad çıktı. Teknik olarak Rusya gücünü kaybetti çünkü ittifak yaptığı kişi gitti. Birden Amerika Birleşik Devletleri başına ödül koyduğu kişiyi Beyaz Saray’da ağırladı. O kişi, Cevlani, eski adıyla, şimdiki adıyla Şara. Amerika ile ittifak yapmak zorunda görevde kalabilmek için. İsrail’e çok sert çıkamaz çünkü İsrail’in Dürzi hassasiyeti, kuzey sınırlarını koruma hassasiyeti var. Sual şu: Amerika Birleşik Devletleri SDG’yi Şara’nın yani Suriye’deki resmî güçlere entegre eder mi?

“AMERİKA YPG/PYD KOZUNU EMİN OLANA KADAR BIRAKMAZ”

Ben dedim ki; hayır etmez daha. Daha… Ama niye daha dedim? Emin olamıyor; Şara’nın, İsrail’in ve Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgedeki menfaatlerine tam anlamıyla uyum sağlayacağından emin olamıyor. Bunu da bir Şara olarak düşünmeyin, orada bir sürü fraksiyon var, yarın çat diye bir darbe oldu bir şey oldu Şara indi yönetim aynı ama başına biri geldi. Olur burası Suriye, neler gördük burada. Amerika elindeki YPG/PYD kozunu hiçbir şekilde, geçen hafta da dedim ondan önce de dedim yine söylüyorum, buradan emin olana kadar bırakmaz. Bu eminlik de ülkeler ve diplomasi işlerinde üç günde olmaz. Süreç alacak. Oradaki sarılık da bir müddet daha devam edecek. Öyle yapboz gibi, puzzle gibi onu oradan aldım buraya koydum bizim dememizle olmuyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu