EKONOMİ

Çin ticaret savaşlarında daha avantajlı

ABD ile Çin arasında Başkan Trump’ın resmen göreve başlaması sonrasında tırmanan gerginlik, ABD’nin Çin mallarını uyguladığı ek gümrük vergisi tarifesini yüzde 145‘e, Çin’in ise yüzde 125‘e çıkardığını ilan etmeleri sonrasında, geçtiğimiz hafta Cenevre‘de gerçekleşen görüşmeler neticesinde, ABD tarafı aynı oranı 90 günlüğüne yüzde 30‘a, Çin tarafı ise yüzde 10‘a indirdiğini açıkladı. Bu durum, Çin’den yapılan ithalatın gümrük ve ABD içinde dağıtım işlemlerinden gelir elde eden şirketleri rahatlatmıştır. İki ülke arasındaki gerginlik Çin’den ABD’ye konteyner sevkiyatını yüzde 70‘den fazla daraltarak, bir anda küresel virüs salgını dönemi gibi bir konteyner kıtlığı endişesine de sebep oldu.
Şu ana kadar açıklanan veriler. Çin’in ticaret savaşının bu ana kadarki bölümünden pek de olumsuz etkilenmediğine işaret ediyor. Ticaret savaşlarının tüm hararetine rağmen, Çin mart ayında ihracatını yüzde 12,4, nisan ayında ise yüzde 8,1 arttırmayı başardı. Buna karşılık, nisan ayında ithalatı ise yüzde 0,2 azaldı. Bunun anlamı, Çin’in dış ticaret fazlasını korumayı sürdürmekte olduğu. Bu nedenle, Çin Merkez Bankası‘nın (PBOC) rezervlerinin güçlenmeye devam etmesi, Çin’e yuanın değerini yönetme konusunda hareket alanı da sağlıyor. Çin’in nisan ayında ABD’ye yaptığı ihracat yüzde 21. ABD’den yaptığı ithalat ise yüzde 13 gerilemiş olmasına rağmen, Çin ABD ile olan ticaretinden 20,5 milyar dolar ticaret fazlası elde etmeyi sürdürdü. Geçen nisan aynı rakam 27,2 milyar dolardı.
Çin şu ana kadar önemli bir kayıp yaşamazken, esas 1,1 trilyon dolarlık ticaret açığını, üstüne 1,2 trilyon dolarlık federal bütçe açığını finanse etmek için ABD’nin daha fazla çabaya ihtiyacı var. ABD’nin federal borçlanma maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle federal bütçeye faiz ödemeleri yükü tarihi bir rakam olarak 1 trilyon dolara ulaştı. Üstüne, uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody’s’in yüksek borçlanma maliyetleri ve yükü ile büyüyen federal bütçe açığı nedeniyle ABD’nin notunu düşürmesi, ABD’nin üç derecelendirme kuruluşundan da en yüksek rating değerini kaybettiği anlamına geliyor. Bu durum, ABD’nin 2 yıllık, daha da önemlisi 10 yıllık tahvil borçlanma maliyetlerini daha da olumsuz yönde etkileyecek. Mevcut tablo çerçevesinde, ABD’nin federal bütçe faiz ödemelerinin bütçe gelirlerine oranının, 1991’den bu yana ki en kötü oran olarak, 2025’de yüzde 18,4‘e ulaşması bekleniyor.
ABD yönetiminin bu gelişmeler nedeniyle canı sıkılırken, Çin’in üretim ve iç talep verileri ticaret savaşlarına rağmen yılın ilk 4 ayında pozitif artışla seyretmeyi sürdürüyor. Çin’de 3 yıldır gayrimenkul yatırımları gerilese de, altyapı, makine ve teçhizat yatırımları hızla artmaya devam etmekte. Çin’in ilk 4 ayda hem ASEAN ülkelerine, hem de Latin Amerika’ya ihracatı yüzde 11,5‘e, Vietnam’a yüzde 18, Tayland’da yüzde 20, Hindistan’a yüzde 16, Afrika’ya ise yüzde 15 arttı. Çin, ABD’ye satamadığı ürünler için yakınındaki pazarlara yükleniyor. Eğer, ABD ile 90 gün sonra anlaşmazlık sürer ve ABD’ye ihracat yılın geri kalanında çok sert daralır ise, Çin’in bu yıl ihracat hacminde sınırlı bir gerileme yaşaması beklenmekte. Bununla birlikte, şu an için Çin ticaret savaşlarında daha avantajlı bir pozisyonda olmayı sürdürecek gibi gözüküyor.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu