BEŞİKTAŞFENERBAHÇEGALATASARAYGÜNDEMSPORTRABZONSPOR

CHP Genel Merkezi ‘zan’ altında

Yüzyıllık parti CHP tarihinin en kritik döneminde. O bir zamanların kurultaylar partisi ya da kavgalı parti imajı artık çok gerilerde ve masum kaldı. Bugünün CHP’si denildiğinde akla şaibeli kurultaylar, iradesi “parayla” sakatlanmış delegeler ve belediyelerden genel merkeze uzanan akıl almaz yolsuzluk iddiaları geliyor. Hem de öyle böyle değil. Gelmekte olan tehlikenin boyutunu adli yılın açılışında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek açıkladı:
“100 yılın en büyük yolsuzluk dosyası bu.”
Garip ama gerçek, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ilan ettiği Ekrem İmamoğlu, cumhuriyet savcılığınca, “suç örgütü yöneticisi olmak”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikâp”, “rüşvet” ve “nitelikli dolandırıcılık” gibi çok sayıda iddiayla suçlanıyor ve önümüzdeki günlerde yargı önüne çıkması bekleniyor. İddianamenin de 15 Ekim’de biteceği söyleniyor. İddianamede sadece “rüşvet” boyutu değil, ahtapotun kollarının içeride ve dışarıda nerelere, nasıl uzandığı gerçeği de yer alacak.
Bu açıdan büyük çoğunluğu bu davada olmak üzere 70’i aşkın etkin pişmanlıktan yararlanan ve sarsıcı itiraflarda bulunan isimlerin belgeleriyle söyledikleri önemli. O isimlerin başında da CHP yönetiminin öne çıkardığı ve ilk günlerde “kaçacağını” iddia ettikleri işadamı Aziz İhsan Aktaş geliyor.
Aktaş, önce itiraflarıyla bugünlerde de gazeteci Nuray Başaran‘a verdiği röportajla bir kez daha gündemde. Özellikle de CHP Genel Merkezi‘ne ilişkin söyledikleri, siyasetin belediyeler üzerinden nasıl kirletildiğini ortaya koyuyor. Açık açık CHP genel başkan yardımcılarını suçluyor:
“Belediyeleri aşamadığımız ve ödemelerimizi alamadığımız durumlarda CHP Genel Merkezi’nde ilgili genel başkan yardımcılarına yönlendiriliyorduk ve genel başkan yardımcılarıyla görüşmek zorunda kalıyorduk. Genel başkan yardımcıları tamamen bu konuları yönetiyordu. Onların onayı ve izni olmadan çözülmüyordu.”
Sahi kimdi bu genel başkan yardımcıları?
Kimse üzerine alınmıyor ama Aziz İhsan Aktaş, o isimlerden birinin de adının karıştığı 1 milyon dolarlık rüşvet olayına biraz daha açıklık getiriyordu:
“Daha önce basına yansıdı, 1 milyon dolar gibi bir ödeme yapmıştık. İşin aslı bizden aldıkları 1 milyon dolar aslında bizim 500 milyon alacağımızın karşılığı.”
Aziz İhsan Aktaş, İBB ve Ekrem İmamoğlu dosyasıyla ilgili de önemli belge ve bilgi sunduğunu açıklıyor:
“Ekrem İmamoğlu döneminde belediye iştiraklerinde yapmış olduğumuz işlerdeki zorlama kapsamında alınan paralarla ilgili bilgi ve belgeleri de savcılığa sunduk. Rakamsal hacim olarak çok fazla, rakam söylemek istemiyorum ama bizleri ne kadar zor duruma düşürdüklerini göreceksiniz. İş insanlarını nasıl bir cenderenin içine çektikleri gizlilik kararı kalktığında görülecek.”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’li belediye başkanları için “süt kadar temiz” dese de ortaya çıkan belge ve bilgiler tersini işaret ediyor. Onu da iddianamede göreceğiz.
Birileri ders alır mı bilemem ama aynı zamanda bir “suç örgütü lideri” olarak yargılanacak olan Aziz İhsan Aktaş‘ın siyasetçi Ali Mahir Başarır‘a seslenmesi hem medya hem de siyaset açısından utanç verici nitelikte:
“Kaçmadan buradayım. Dosya üzerinde gizlilik kalkınca çok daha net konuşacağım. Ali Mahir Başarır’a sesleniyorum, program yaptığın Halk TV’nin sahibi şu an yurtdışında ve kaçak. Cafer Mahiroğlu’nun bu soruşturma kapsamında ülkemize davet edilmesini istemiştim. Ali Mahir Başarır, hiç adım atmadı ama sahibi kaçak bir televizyona çıkıp açıklamalar yapmayı içine sindiriyor. Önce ona seslensin.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu