YAZARLAR

CEM DURAN UZUN / Yeni Yasama Yılında Meclisin Ve Siyasetin Gündemi

TBMM, 28. Dönem 4. Yasama yılı 1 Ekim Çarşamba günü başladı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un yönettiği açılış oturumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan Genel Kurul’a hitap etti. Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Cumhurbaşkanının katılımı sebebiyle Meclisi boykotu ve akşam yapılan resepsiyondaki görüşmeler ve medyaya yansıyan görüntüler uzun süre tartışıldı. Bu yazıda bu tartışmalar yerine önümüzdeki yasama yılında Meclisin ve siyasetin gündeminin neler olacağı ele alınacaktır.

Şimdiden temel gündem başlıklarının, Terörsüz Türkiye kapsamında kurulan “Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” çalışmaları, yeni anayasa girişimleri, yargı reformu çerçevesinde hazırlanacak yargı paketleri, ekonomi ve dış politikaya ilişkin konular olacağını tahmin etmek güç değil.

Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından TBMM’de temsil edilen bütün siyasi partilere gönderilen bir yazı ile kurulmuş ve 05.08.2025 tarihinde çalışmalarına başlamıştır. Meclis tatil döneminde olmasına rağmen Komisyon çalışmalarına ara vermeden yoğun bir şekilde devam etmiştir.

Komisyon öncelikle kendi çalışma usul ve esaslarını belirlemiştir. Buna göre amacını terörün Türkiye’nin gündeminden tamamen çıkartılması, toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi, millî birlik ve kardeşliğimizin pekiştirilmesi, özgürlük, demokrasi ve hukuk devleti alanlarında çalışmalar yapmak (m.2/1) ve görevlerini de ihtiyaç duyulan kanunî düzenlemeleri tespit edip kanun teklifi taslaklarına yönelik çalışmalar yapmak ve kamuoyunun Komisyon çalışmalarına dair bilgilendirilmesini sağlamak (m.2/2) şeklinde ifade etmiştir.

Komisyon; bu amaç ve görevleri çerçevesinde bir rapor yazmak veya kanun taslağı oluşturmadan önce, yoğun bir dinleme faaliyeti yürüttü. Bakanlar ve Milli İstihbarat Başkanı’nın sunumundan sonra eski Meclis Başkanları, meslek örgütleri, sendikalar, sivil toplum örgütleri, düşünce kuruluşları, şehit ve gazi dernekleri/vakıfları, insan hakları örgütleri, uzmanlar ve hukukçuları dinledi.

Komisyonun yürüttüğü dinleme faaliyetleri sürecin toplumsal meşruiyetinin güçlendirilmesi, şeffaflığın temin edilmesi, tereddüt ve endişelerin giderilmesi açısından önemli bir rol oynadı. Dinlemelerin tamamlanması sonrasında sürece ilişkin bir rapor yazılması ve silah bırakma sürecinin çerçevesini belirleyecek kanun taslağı oluşturulması beklenmektedir. PKK’nın kendini fesih ve silah bırakma kararı alması sonrasında, silah bırakmaya ilişkin işlemlerin nasıl yürütüleceğine dair bir yasa ihtiyacı olacak. Ancak bu yasayı bütün sorunları ele alacak genel bir düzenleme olarak düşünmemek gerekir. “Türkiye Modeli” olarak ifade edilen bu süreçte silah bırakmanın pazarlık ve müzakere konusu olmadığı unutulmamalı. Ancak silah bırakma süreci sonrasında, sorunların çözümü amacıyla demokratik siyaset, silahların gölgesi olmadan sorunları çözecektir. Bu nedenle kanun taslağı önerisinin silah bırakmanın gerektirdiği zorunlu düzenlemelerle sınırlı olması gerekir.

Önümüzdeki aylarda TBMM’nin bir diğer önemli gündemi yeni anayasa olacak gibi görünüyor. Hemen belirtmek gerekir ki yeni anayasa konusu Terörsüz Türkiye sürecinden bağımsız olarak çok önceden gündeme gelmişti. Bu nedenle yeni anayasayı Terörsüz Türkiye süreciyle ilişkilendirmek doğru olmayacaktır.

Geçtiğimiz yasama yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrıları üzerine, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un TBMM’de temsil edilen partileri ziyaretleri ile yeni anayasa gündemi hızlanmıştı. Ayrıca 27 Mayıs 2025 tarihinde AK Parti bünyesinde bir Anayasa Komisyonu kurulmuştu. Bu Komisyonun anayasa konusunda AK Parti’nin kendi iç hazırlıklarını yürüttüğü biliniyor. Önümüzdeki genel seçimlerin 2028 yılında olacağı düşünüldüğünde tahminen bir yıl sonra siyasetin seçim gündemine odaklanacağı ve yeni anayasa yapmanın imkanlarının azalacağını bilmek gerekir. Yani yeni anayasa için zamanın daraldığı ve bir yıl gibi bir süre kaldığı söylenebilir.

Son olarak yeni yasama yılında yargı reformu kapsamında gündeme gelecek yargı paketleri TBMM gündeminde önemli bir yer tutacak. Son aylarda toplumsal tepkilere neden olan çocuk suçlulara yönelik bir düzenleme kısa sürede TBMM’ye sunulacak. Çocuk faillerin, başta diğer çocuklara karşı olmak üzere şiddet içeren birçok fiil gerçekleştirdikleri ve hatta kişilerin ölümüne sebebiyet verdikleri, bazı suç örgütlerinin çocukları amaçları doğrultusunda kullandıkları görülmektedir. Bu nedenle yaş küçüklüğüne ilişkin öngörülen hapis cezalarının üst sınırlarının artırılmasına yönelik düzenleme yapılarak, suç işlenmesinin önlenmesi, caydırıcılığın sağlanması ve çocukların suistimal edilerek suçta kullanılmasının önüne geçilmesini amaçlayan bir düzenleme hazırlanıyor.

Bununla birlikte “çocuk/genç suçluluğu” konusunda zaten şedit bir ceza adaleti sistemine sahip olduğumuzu, ceza hukukunun sosyal sorunları çözme mekanizması olmadığını ve en son devreye girmesi gerektiğini bilmek gerekiyor. Tepkisel düzenlemelerle cezaları artırmanın suçları önlemede başarılı olmadığı ve başka sorunlara sebep olduğu geçmiş tecrübelerden bilinmektedir. Çözümün kolluk kuvvetleri, sosyal hizmetler, gençlik ve yardım kuruluşları, eğitim kurumları ile sivil toplumun içinde bulunduğu ve devletin tüm kurumlarını kapsayan kolektif bir çalışmayla elde edilebileceğini bilmek gerekir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu