CANLI | Mattia Ahmet Minguzzi davasında karar çıktı! İşte katillere verilen ceza… Karar ne anlama geliyor?


Kadıköy’de 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’nin bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin yargılanan 4 sanıktan B.B ve U.B. Hakkında ‘Çocuğun kasten öldürülmesi’ suçundan en üst sınırdan 24 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi; pişmanlık görülmediğinden indirim uygulanmadı. Sanık M.A.D ve A.Ö. ise beraat etti.
“İTİRAZ SÜRECİNİ HEMEN BAŞLATACAĞIZ”
Avukat Ersan Barkın’ın açıklamaları şöyle: “Evladımız Mingüzzi’nin kaybı üzerinden yaklaşık on ay geçti. Bu on ay sürenin ardından, 6. celsesini idrak ettik bu davanın. Bu davada, aslında iki ayrı dava vardı.
Bu davalardan ilki, ilk iddianameyle açılan ve iki sanığın “kasten çocuğun öldürülmesi” eylemiyle sorumlu tutulduğu davaydı. İkinci dava ise geçtiğimiz celse, ilk celsesi idrak edilen birleşen davaydı.
Esas hakkında mütalaasını sunan Cumhuriyet Savcısı, ilk davadaki iki sanığın kasten iştiraken bu eylemi gerçekleştirdiğini, ikinci davadaki iki sanığın ise yardım eden sıfatıyla eylemin içinde olduklarını düşünerek cezalandırma talep etti.
Mahkeme, bu yargılamaların sonucunda dört sanığın birden, evladın çevresini nasıl kuşattığını, kamera kayıtlarıyla ve diğer maddi delillerle ortaya koymamıza rağmen, Cumhuriyet Savcısı da bu çabaya ve kanaate iştirak etmiş olmasına rağmen, iki sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Türk Ceza Yasası’nda çocuk ceza hukuku bakımından bunun karşılığı 24 yıl hapis cezasına tekabül etmektedir. Mahkeme, 62. madde bağlamında takdir indirimi uygulamadı.
Ancak eylemin içinde olan diğer iki sanık hakkında, eylemin her noktasında evladın kuşatılmasında ve kaçış yolunun belirlenmesinde olaya dahillikleri çok açık olmasına rağmen, delil yetersizliği nedeniyle birleşen davanın bu iki sanığı hakkında beraat kararı verildi ve tahliye hükmedildi.
Uzun yıllardır ceza yargılamasının içindeyiz. Bugün, Türk siyasi tarihinde alışılmadık bir biçimde, adliye çevresinde güvenlik önlemleri alındı. Adliye içinde koridorları kapatacak şekilde güvenlik önlemleri alındı. Elbette bu önlemler, güvenlik ve selamet açısından kabul edilebilir. Ancak ben, bu güvenlik önlemlerini gördüğüm anda, zaten bu hükmün milli vicdanı karşılayacak bir hüküm olmadığını anlamıştım. Yani bugün alınan güvenlik önlemleri, bana kalırsa, temel olarak mahkemenin vermiş olduğu beraat kararını korumak üzere alınmıştı.
Bu mahkeme kararı neticesinde, bu dava maddi veriler bakımından ve dosyadaki güvenlik önlemleri bakımından, alınan kararlar kabul edilebilir değildir. Bu kararlara karşı, hem beraat kararına hem de diğer hususlara ilişkin kanun yolu aşamasında itirazlarımızda, bu kararların kaldırılacağını düşünüyoruz.
Çünkü bakın, yüzyılı aşkın var olan yargılama geleneğine, iştirak birliğine ve bu iştirakların hangi biçimde gerçekleşeceğine ilişkin var olan kararlara aykırı biçimde verilmiş bir karardır bu. Dolayısıyla bu hâliyle kabul edilemez. Üst mahkemelerden döneceğine eminiz.
Ancak bu dosya yalnızca bir dava dosyası olmanın ötesinde, aynı zamanda hepimizin bütün evlatlarının sokaklarda can güvenliği sorunu yaşamadan yaşayabilmelerine ilişkin emsal bir karardı. Ne yazık ki bu emsal kararda muvaffak olamadık. Verilen karar, bu hâliyle kabul edilebilir bir karar değildir. Dolayısıyla üst mahkemelerden bu kararın döneceğini ve kaldırılacağını düşünüyoruz.
Tahliyelere ilişkin kararlarını itiraz sürecini hemen başlatacağız”