BM’den geç de olsa bir ilk çıkış


Önümüzdeki hafta gerçekleşecek olan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK), Filistin meselesi açısından pek çok ilke tanık olacak. Malumunuz Genel Kurul, iki devletli çözüm için New York Bildirgesi’ni onaylayan tasarıyı 142 “evet” oyuyla kabul etmişti. Önümüzdeki hafta da Filistin Devleti’ni tanıyacağını ilan eden Fransa, Avustralya, Birleşik Krallık ve Lüksemburg gibi çok sayıda ülke olacak.
BMGK, bu ilklere tanık olmaya hazırlanırken Birleşmiş Milletler resmi hesabından şu ifadelerle takdim edilen bir rapor yayınlandı:
“Soykırım Sözleşmesi’nde belirtilen ölçütlere uyan eylemlerle Gazze’deki Filistinlileri yok etme niyetinin olduğu açıktır.
BM Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu’nun raporu, İsrail’in Gazze’de soykırım işlediğini göstermektedir.”
Mezkûr rapor, BM’den İsrail’in soykırım suçu işlediğini kayda geçiren ilk metin olarak not düşüldü. Basın toplantısında raporun yazarlarından Avustralyalı hukukçu Chris Sidoti’ye, İsrail’in raporu yazanları “antisemit Hamas aygıtları” olarak suçlaması soruldu. Sidoti’nin “Bu suçlamaları biz ciddiye almıyoruz, siz de almayın” diyerek kestirip atması İsrail propaganda makinesi “hasbara”nın ne kadar güçten düştüğüne bir kanıttı.
Şimdi içeriğine bakalım: Rapora göre, İsrail devleti sivillere yönelik saldırılarıyla soykırımın maddi unsurlarını (öldürme, açlığa mahkûm etme, yaşam koşullarını fiziki yıkıma götürecek şekilde değiştirme, doğumları engelleme, vb.) yerine getirmiştir.
Komisyon, İsrailli siyasi ve askeri liderlerin söylem ve eylemlerini soykırım kastının doğrudan delili olarak görmektedir. Bu liderler arasında Cumhurbaşkanı Herzog, Başbakan Netanyahu ve Savunma Bakanı Gallant’ın yanı sıra diğer bakanlar da vardır. Ayrıca, İsrail’in hiçbir ciddi soruşturma veya yargılama yürütmediği ve güvenlik güçlerinin fiillerini meşrulaştırdığı tespit edilmiştir.
Komisyon, İsrail’in soykırımı önleme ve cezalandırma yükümlülüklerini ihlal ettiğini; üçüncü devletlerin de silah transferlerini engelleme, işbirliği yapmama ve Uluslararası Adalet Divanı’nın tedbir kararlarına uyulmasını sağlama yükümlülüğü bulunduğunu vurgulamaktadır.
Evet, BM işlevsiz bir kurum. Evet, bu rapor da fiili olarak sahada bir değişikliğe yol açmayacak. Ve evet, ben bu satırları yazarken Gazze ile Yemen’i bombalayan İsrail bir süre daha cezasız şekilde zulmüne devam edecek. Çünkü İsrail’in ve onu destekleyen küresel düzenin kan, çok kan akmadan ortadan kaldırılamayacağı netleşmiştir. Caydırıcılığın gücü dışında İsrail’i durduracak bir rapor, film veya eylem yoktur. Bu hareketsiz kalmayı gerektirmez; zira bu raporda olduğu gibi her düşülen kayıt, o güne hazırlığın bir parçasıdır.
Dün kürsüden “Kudüs bizimdir, Bay Erdoğan” diye meydan okuyan yarım asırlık Netanyahu’ya anladığı dilden bin yıllık cevap vereceğimiz günler de gelecek.