BERCAN TUTAR / Kral çıplak!


13 ile 24 Haziran tarihleri arasındaki 12 günlük İsrail/ABD-İran savaşına dair gerçekler daha yeni yeni kamuoyuna sızmaya başladı. İlk olarak ABD’deki önemli Yahudi lobilerinden JINSA ile Pentagon’un eski bir müsteşarından ilk ifşalar geldi. Son olarak da CNN konuya dair çarpıcı bir itirafta bulundu. Üretim yetersizliği sadece Amerikan sivil ekonomisini vurmuyor, askeri üretim ve teknolojiyi de etkiliyor.
CNN’nin haberinde ABD’nin 12 günlük çatışmalar sırasında İsrail’e verdiği Yüksek İrtifa Hava Savunma Sistemi‘nin (THAAD) yaklaşık yüzde 25’ini kullandığı belirtiliyor. “ABD’nin mevcut 7 THAAD sisteminden ikisi İsrail’e konuşlandırıldı. Çatışmalarda 100 ila 150 arasında THAAD füzesi ateşlendi ve geldiğimiz aşamada THAAD stokunda tehlikeli açıklar oluştu” deniliyor.
150 füzeden daha fazlasını ateşlemeye bile gücü yetmeyen bir ülkenin bırakın herhangi bir savaşı kazanmayı bir çatışmayı dahi iki haftadan fazla sürdüremediğini görüyoruz.
Amerikalı askeri analist Stephen Byren da 25 Temmuz’da Asia Times‘ta çıkan yazısında ABD ve İsrail’in en büyük sorununun füze üretimindeki sınırlı arz ve yavaş üretim olduğunu vurguluyor zaten. Hatta sıkıntı sadece stok ve üretimle de sınırlı değil. İsabet başarısı ve tahribat gücünde de büyük sorunlar var. Üstelik füzeler çok da maliyetli.
***
Bu bilgileri veren ABD savunması ve İsrail yanlısı Washington merkezli bir düşünce kuruluşu olan Yahudi Ulusal Güvenliği Enstitüsü (JINSA). Enstitünün araştırmasına göre 12 günlük çatışmada İran, İsrail’e 574 füze fırlattı.
THAAD önleyici füzelerinin her birinin 12 milyon 700 bin dolara mal olduğu kaydedilen JINSA raporuna göre THAAD savunma sistemi, 574 füzeden sadece kritik noktalara yönelen 200 füzeyi hedef aldı ve bunların da sadece yüzde 47.7’sini (92 füze) durdurabildi. Geri kalan İran füzeleri savunma sistemini geçerek İsrail’in kritik tesis ve askeri üslerine isabet etti.
İran’ın 258 kadar füzesinin ise boş alanlara düştüğü için hedef alınmadığı kaydediliyor. ABD, 12 günlük çatışmada THAAD stokunun yüzde 25’ini harcadı. JINSA, THAAD füzelerini üreten Lockheed’in stokları yenilemesinin yaklaşık sekiz yıl alacağını hayıflanarak belirtiyor.
ABD’nin ayrıca Suudi Arabistan, Güney Kore, Hawaii, Guam ve Wake Island’da da THAAD sistemleri var. Çin‘in füze tehdidi ve bölgesel istikrarsızlık göz önüne alındığında ABD’nin Pasifik için de tedariki acilen artırması gerekiyor.
***
İkinci sorun da THAAD sisteminin hipersonik füzeleri engellemedeki sıkıntılarıdır. İran’ın füzelerini durdurmada dahi istenilen performansı sergileyemeyen THAAD’ın Çin’in DF-17F ve DF-2 ile Rusya’nın Avangard, Oreşnik, Kinzal ve Zircon gibi kıtalararası hipersonikleri karşısında tamamen yetersiz kalacağı açık.
Uzmanlar THAAD’ın hipersonik füzelere karşı koymak için daha uzun menzile ve hıza sahip olması gerektiğinin altını çiziyor. Hâsılı kelam İsrail ve ABD’nin bütün İran füzelerini hedef alması durumunda stoklarının tamamen tükeneceği anlaşılıyor. Yani öyle Gazze’de savunmasız masum bebeklere ve kadınlara saldırmaya benzemiyor gerçek bir savaş.
Görünen tablo şu… İsrail ve ABD’nin bırakın Rusya ve Çin’i, İran’a karşı dahi uzun süreli bir mücadeleyi sürdürme yeteneği sınırlı. Hâliyle Donald Trump bu gerçeği bildiği için savaş yerine her yerde “barışı ve uzlaşıyı” seslendiriyor.
ABD, kendisinin ve müttefiklerinin cephane stoklarını tamamen yenileyip üretim kapasitesini savaş durumuna getirene kadar bu reel-politik ve askeri zorunluluktan dolayı mecburen uzun yıllar barış diplomasisi izlemek zorunda kalacak. Nereden bakarsanız bakın kral artık çıplak! Bırakın cepheyi sokağa bile çıkacak hâli yok…