BERCAN TUTAR / Gazze’deki süreç hedefe ulaşacak!


Gazze’de ilan edilen ateşkes dünyayı rahatlattı. Ancak yine de herkeste temkinli bir iyimserlik var. Zira sürecin başarılı olup olamayacağından emin değiller. Oysa yeni süreç Filistin’in devletleşmesiyle sonuçlanacak. Çünkü hem bölgesel hem küresel reel-politik dinamikler bunu gerektiriyor. Haliyle 13 Ekim’de Mısır‘da imzalanan Gazze’deki ateşkes ile sonrasındaki barış planında bir aksama olacağı kanaatinde değilim. Bazı sapmalar olsa da genel gidişat değişmeyecek. Hatta Sayın Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile yakaladığı stratejik uyumun Gazze’yi aşan bölgesel düzeyde dönüştürücü etkileri de olacak.
Batı medyası, bu yeni realitenin altını hemen her fırsatta çiziyor. Çünkü Hamas’ı ateşkese ikna edenin de Hamas ile ABD’yi aynı masada buluşturanın da ‘Erdoğan faktörü’ olduğunu ABD, Avrupa ve hatta İsrail medya organları bile itiraf ediyor.
Örneğin Wall Street Journal gazetesi, Gazze’deki ateşkesin 13 Ekim’den çok önce Türkiye tarafından kotarıldığını yazıyor. Mısır’daki Gazze zirvesinden bir gün önce çıkan 12 Ekim tarihli J. Malsin ve S. Said imzalı analizde, Erdoğan’ın Gazze’deki ateşkes ve barış sürecini BM toplantılarından önce başlattığını vurguluyor. Anlıyoruz ki, 24 Eylül’de BM binasında Trump ve Erdoğan’ın yan yana başkanlık ettiği tarihi Gazze toplantısından önce sonuç alınmış. Sekiz İslam ülkesinin katıldığı BM’deki toplantıda Trump, Gazze barış planını dünyaya duyurdu. WSJ, Hamas ile tıkanan süreci Erdoğan kilidinin açtığını yazıyor. Katar, Mısır, S.Arabistan ve diğer ülkelerin Hamas’ı kovma tehdidi dahi işe yaramamış.
***
Trump’ın tam umudunu kestiği noktada Erdoğan’dan yardım isteniyor. Çünkü bu aktörlerin hiçbiri Hamas için güvenilir değil. Hepsi sorunun birer parçası. Hamas müzakere heyeti başkanı Halil El Hayya, Erdoğan devreye girince müzakere sürecine ‘evet’ demiş. WSJ’ye göre Erdoğan’ın Hamas’ı ikna etmesiyle Trump derin bir nefes aldı. BM’deki toplantıda Gazze barış planının asıl kahramanının Erdoğan olduğunu dünyaya da ilan etti zaten. Bir gün sonra da 25 Eylül’de Beyaz Saray’daki buluşmada Erdoğan’ı yere göğe sığdıramadı.
Erdoğan’a hayranlığını gizlemeyen Trump, sık sık onun ne kadar sert ve zor biri olduğunun da altını çiziyor. Bu da Gazze’deki ateşkeste Trump’a kabul ettirdiği yeni şartlardan kaynaklanıyor. Yine Axios’tan Barak Ravid’in aktardığına göre 13 Ekim’den bir gün önce de Türkiye bu kez ABD ile Hamas’ı buluşturdu. Görüşmede, danışman Steve Witkoff ve damat Jared Kushner, Hayya’ya Trump adına garantiler verdi. WSJ ve Axios’tan sonra Fransız gazetesi Le Figaro da Gazze’de ateşkesin stratejik aktörünün Erdoğan olduğunu vurguluyor. Le Figaro’nun dünkü analizinde “Erdoğan, Gazze barış anlaşmasında kilit bir aktör olduğunu kanıtladı” deniliyor.
Bu yeni tablo bize Gazze’deki ateşkesin sadece Filistin ile sınırlı kalmayacağını, Erdoğan ve Trump arasında bölgesel hedeflerdeki stratejik uyumu daha da güçlendireceğini gösteriyor. Dolayısıyla bölgesel ve küresel düzeyde yeni dengeler oluşacak. İsrail’in bu süreci durdurma gücü ise artık çok zayıf. Çünkü iki caydırıcı faktör, soykırımcıların ateşkesi sabote etmesini önleyecektir.
İlki Erdoğan ve Trump’ın sürece verdiği ortak destek. İkincisi de yükselen küresel düzeydeki antisemitist ve antisiyonist dalga. Hâsılı kelam Sayın Erdoğan boşuna “Süreci yakından izliyoruz. Tekrar soykırım ortamına dönülürse bedeli çok ağır olur” diye uyarmıyor. Yani süreç hedefe ulaşacak gibi görünüyor!