BERCAN TUTAR / Erdoğan ve Trump’ın çifte presi Netanyahu’yu bitirdi


Gazze‘de insanlık kazandı, İsrail kaybetti. Türkiye’den aldığı destek ve güvenceyle Hamas’ın Gazze planına temelde olumlu yaklaşması soykırımcıları açığa düşürdü. Amerikan ve İsrail medyasında ilk yorumlarda ABD Başkanı Donald Trump’ın bütün süreci Cumhurbaşkanı Erdoğan ile istişare ederek sürdürmesine dikkat çekiliyor. Ayrıca Hamas‘ın yapıcı yanıtına ilişkin Trump‘ın coşkulu açıklamaları da siyonistlerde soğuk duş etkisine yol açtı.
Nitekim Hamas’ın önceki akşam ‘müzakerelere açığız’ çıkışından dakikalar sonra bir paylaşım yapan Trump’ın, “Hamas’ın kalıcı bir barışa hazır olduğuna inanıyorum” diyerek İsrail’e “Gazze’yi bombalamayı derhal durdurması” çağrısında bulunması, Netanyahu’nun tabutuna çakılan son çivi olarak yorumlanıyor.
Gazze’de soykırımın durdurulması için yoğun çabalarının sürdüğünü vurgulayan Sayın Erdoğan da dünkü konuşmasında “İnsani yardımdan diplomatik temaslara her alanda imkânlarımızı seferber etmiş durumdayız. BM’de Gazzeli çocukların yaşadığı acıları fotoğraflarla tüm dünyanın gündemine taşıdık. Amerika Başkanı Sayın Trump ile de bu meseleyi detaylıca konuştuk” sözleriyle Netanyahu’ya hafakanlar yaşatan süreci üç cümleyle özetledi.
***
Dünya şu an Gazze’deki yeni süreçte Türkiye’nin öncü rolünü ve Sayın Erdoğan’ın farkını konuşuyor. Daha da konuşacak. Nitekim İsrail’in el koyduğu Küresel Sumud Filosu teknelerindeki 36’sı Türk toplamda 137 kişinin 48 saat sonra İstanbul’a getirilmesi de dünyada büyük yankı uyandırdı. Türkiye‘nin ağırlığı dengeleri değiştiriyor, soykırımcıları nefessiz bırakıyor.
Zira Erdoğan’ın politik vizyonunu Trump’ın da paylaştığını görüyoruz. Nereden mi? Sayın Erdoğan’ın şu cümlelerinden: “Hamas daha önce defalarca yaptığı gibi barışa hazır olduğunu gösterdi. Böylece bölgemizde kalıcı barış için bir fırsat penceresi aralandı. Tek bir masumun daha ölmemesi ve Gazzeli yavruların yüzünün gülmesi için ne yapılması gerekiyorsa Türkiye olarak bunu yapmaya devam edeceğiz. Sayın Trump’la olan telefon görüşmemizin en önemli gündemi Gazze’ydi. Hamas’ın, Sayın Trump’ın barış planına verdiği cevabı memnuniyetle karşılıyoruz. İsrail’in saldırılarını derhal durdurması çok önemlidir. Filizlenen barış umutlarının solmasına müsaade edilmemelidir…”
Trump da benzer şekilde bölgeyi de kapsayacak büyük bir uzlaşı için gayret gösterdiğini “Bu yalnızca Gazze ile ilgili değil uzun zamandır aranan Ortadoğu barışı ile ilgilidir” çıkışıyla yapmıştı zaten. Trump’ın ayrıca video mesajında Türkiye dâhil birçok ülkeye teşekkür etmesine rağmen İsrail’in adını anmaması da gözlerden kaçmadı.
***
Evet, Erdoğan’ın konuşmalarında defalarca altını çizerek vurguladığı şeyleri Trump’tan da artık sık sık duyuyoruz. Her iki lider de Gazze’deki trajedinin sonlanmasını ve bölgede kalıcı barışın tesis edilmesini istiyor. “Bunu başarmaya çok yakınız” diyen Trump’ın şu sıralar en istemediği sürpriz ise Netanyahu’nun bu süreci sabote etmesi.
Fakat Netanyahu ve soykırımcı çetesi için yolun sonu görünmeye başladı. Zira içeriden ve dışarıdan büyük baskı altındalar. Amerikan medyasında da dile getirildiği gibi Trump, Erdoğan gibi girdiği her mücadeleden zaferle ayrılan liderleri seviyor ve takdir ediyor. İsrailli analist Ori Goldberg’in de dile getirdiği gibi Trump artık Netanyahu’yu ‘kaybeden’ olarak görüyor.
Bu haliyle Netanyahu ve çetesi Trump ve ABD için de bir yük haline gelmiş durumda. Dolayısıyla bundan sonra bölgemizde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Çünkü Erdoğan liderliğindeki Türkiye ile yol yürüyenler şimdiye kadar hep kazandı. Karşısına çıkanlar ise kaybetti. Ve bu gerçeği en iyi bilenlerden biri de Trump. İşte bu yüzden Netanyahu’ya karşı Erdoğan ile hareket ediyor. Yoksa kendisi de kaybedecek.