YAZARLAR

BERCAN TUTAR / ABD, AB ve İsrail’in ‘Meksika açmazı’

Atlantik’i saran korkuyla baş etmek için ABD Başkanı Donald Trump, bütün Batılı teamülleri yıkan bir diplomasi izliyor. Zira bunu yapmadığı zaman Rusya’nın askeri endüstriyel kapasitesinin, İran’ın dünya ölçeğindeki devasa enerji kaynaklarının, Türkiye’nin jeokültürel ve stratejik derinliği ile yükselen savunma teknolojisinin ve Asya Pasifik’in ekonomik gücünü tek alanda birleştirmeye çalışan Çin merkezli devrimsel yükselişin, ABD liderliğindeki Atlantik merkezli küresel statükoyu hallaç pamuğu gibi atacağını görüyor.
Bu nedenle Trump, Batı’nın eseri olan Ukrayna, Suriye, İran ve Gazze’den oluşan dört kritik sorunu aynı anda çözmeye çalışıyor. Bunların yanında Keşmir’de Pakistan ve Hindistan arasında nükseden yeni krizlerin ise daha da alevlenmeden söndürülmesi konusunda proaktif bir tutum alıyor, almak zorunda.
Çünkü Trump yönetimi asıl felaketin İran’ın santrifüj zenginleştirmesi, Rusya’nın Ukrayna’yı ilhakı veya Türkiye’nin jeopolitik yükselişinden ziyade bu güçlerin Çin ile kurduğu küresel koordinasyon olduğunu biliyor.

***

Bu koordinasyonu yok ederek Çin’i durdurmak ve kuşatmak isteyen ABD, diğer krizleri birer birer ortadan kaldırmak istiyor. Bu nedenle Ukrayna krizinde ayak direten Avrupa ile Ortadoğu’daki Gazze, Suriye ve İran krizlerinde çatışmaları daha da derinleştirmek isteyen İsrail’i hedefleri önünde en büyük iki engel olarak görüyor.
Şu an içinden geçtiğimiz süreç, bu siyasi ve stratejik adımların yol açtığı dalgalanmalardan oluşuyor. Şimdiye kadar Atlantik’in jeopolitik miyopluğu ve dış ilişkilerini siyonist İsrail’in çıkarlarına ipoteklemesi, Avrasya ittifakını pekiştiren en önemli hatalardı. ABD bunu fark etmiş görünüyor. Ve bu yanlıştan dönüyor.
Halford Mackinder daha bir asır önce Batı dünyasını bekleyen bu hayati riske dikkat çekmişti. Avrasya’nın merkezini (heartland) kontrol eden aktörün dünyayı da kontrol edeceğini söylemişti. Şimdi Avrasya’nın kalbi denilen Doğu Avrupa‘dan Orta Asya‘ya uzanan bölgeleri Çin, 2013’te startını verdiği modern İpek Yolu projesiyle (Tek Kuşak Yol Girişimi/ BRI) ülke ülke fethetmeye başladı.

***

Çin’in koordinasyonuyla Rusya, Türkiye, İran ve Küresel Güney’den oluşan bir Avrasya bloku küresel statükoda tektonik yıkım olarak algılanıyor. Böylesi bir gelişme ABD’nin Asya-Pasifik, Orta Asya, Güney Asya ve Ortadoğu’daki güç projeksiyonlarına ölümcül darbeler indirecektir, indiriyor da.
Karşı önlem olarak ABD’de iki görüş var. Birinciler, “Önce Çin’i hedef alalım” diyor. İkinciler ise “Önce Rusya, Türkiye ve İran’ı yanımıza çekip sonra Çin’e yönelelim” diyor. Fakat bu konuda Atlantik içinde kesin bir uzlaşı sağlanmış değil. Siyonistler ve liberal Avrupa bu iki görüşe de karşı.
Hâliyle Trump’ın işi oldukça zor. Bu nedenle önce İsrail ve Avrupa’yı dize getirip sonra Rusya, İran ve Türkiye ile anlaşma sağlamaya çalışıyor. Ardından da asıl hedefi olan Çin’e karşı harekete geçmeyi planlıyor. Şimdilik bu küresel stratejiyi izliyor Trump. Zira yükselen Avrasya blokuna karşı ABD ya kendini kurtaracak ya da Avrupa ve İsrail ile birlikte batacak. Ya da başını Avrasya’nın çektiği yeni güç mimarisine boyun eğecek. Bu reel politik dayatmalar ABD, AB ve İsrail arasındaki gerginliği tırmandırıyor. İşte bu nedenle Batı’daki manzara tam da hiçbir tarafın kazançlı çıkamayacağı bir Meksika açmazı hâlini almış durumda.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu