GÜNDEMMANŞETLER

Başkan Erdoğan’dan net mesaj! “Terörsüz Türkiye’yi sağlam bir temel üzerinde yükselteceğiz”

Başkan Erdoğan “Bir Şiir Bir Hayat Canım İstanbul” programında açıklamalarda bulundu.

Başkan Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları…
Göz bebeğimiz İstanbul’u muhabbetle selamlıyorum. Hemşerilerimin her birine en derin sevgilerimi sunuyorum. İstanbul’un bu müstesna kubbesinin altında ülkemizin ve yurdumuzun dört bir yanındaki kardeşlerimize selamlarımı gönderiyorum. Bu önemli etkinliğin özellikle de düzenlenmesinde ülkemiz ve kültür sanat camiamız için fikir ve edebiyat dünyamız için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

“BÖYLE KADİM BİR ŞEHRİN HİZMETKARI OLMAKTAN ŞEREF DUYUYORUZ”
İstanbul gibi tarihiyle kültürüyle göz bebeğimiz olan nadide bir şehirde yaşamanın bahtiyarlığı içerisindeyiz. İstanbul’la ne kadar iftihar etsek azdır. Böyle kadim bir şehrin hizmetkarı olmaktan şeref duyuyoruz. İstanbul’u anlatan her çalışmayı takdirle karşılıyoruz. Yapay zeka ve ses klonlama gibi pek çok dijital yeniliğin kullandığı sergiyle tarihi İstanbul manzaraları seyredilirken bir yandan da maziye yakinen şahitlik edilecek. Bu güzel ve anlamlı etkinliğin hepimiz için hayırlar getirmesini diliyor, emeği geçen herkese tekrar şükranlarımı sunuyorum. Şu gerçeği evvela sizleri paylaşmak arzusundayım; milletlerin kıymeti, zenginliği, derinliği, tarih ve medeniyete yaptığı katkılar kadar sinesinden çıkardığı yazar, şair, ilim ve tefekkür insanlarıyla mizana vurulur. Bu eserler aynı zamanda necip olma hasletini; yani asaleti de bünyelerinde taşır. Asalet yalnızca milletlere has vasıf değildir, fikrin ve şahsiyetin de bir asaleti vardır. Necip ismiyle müsemma olan üstat bu asilliğin, bu yüksek fikri mertebenin en mümtaz amillerinden biridir.

“ÜSTADIN ÇEKTİĞİ ÇİLELERİN HİÇBİRİ BOŞA GİTMEMİŞ, EKTİĞİ TÜM TOHUMLAR ÇİÇEK VERMİŞ”
Merhum Necip Fazıl, şiir, nesir, tekmil eserleriyle daima ötelerin, ferdaların bir anlamda sıdretil müntehanın peşinde olmuştur. Üstadın sezişi, duyuşu, hissiyatı ve meselelere hakimiyeti onu muasır ve muarızlarından hep farklı kılmıştır. Zekasının keskinliğini, sözünün sarahatini, kalemi, kelamı, dava ve iddiasıyla ortaya koydu. Şiirlerinde zaman ve mekânı eşya ve insanla terkip etti. Mistik bir ürpertiyle birleştirdi. Ferdi ve toplumu hiçbir zaman birbirinden ayırmadı. Üstadın nazarında cemiyetin rüyası olan şiir, duygu, düşüncenin biri ötekini boğmadan, gölgede bırakmadan uyum içinde bir araya getirdiği sanatın adıydı. İnce olduğu kadar rafine, grift olduğu kadar naif dille geçmişi omuzlayıp geleceğe seslendi. Üstat ömrü boyunca çalıştı. Bu kutlu yürüyüşte devrin kibir abidelerinin radarına girdi. Zindanlara atıldı, dergileri toplatıldı. Fakat üstat hiçbir zaman korkmadı, yılmadı. İstikametten bir an olsun ayrılmadı. Onunla yoldaşlık edenler ilimle bilgiyle şuurla mücehhez olmuştur. Üstadın en büyük hayali “Kim var” diye seslenildiğinde sağına soluna bakmadın “Ben varım” diyen bir gençliğin yetişmesidir. Üstadın çektiği çilelerin hiçbiri boşa gitmemiş, ektiği tüm tohumlar çiçek vermiş, meyveye durmuştur.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE MESAJI
Bugün geçmişten aldığı ruh ve mirası geleceğe aktarmakta kararlı bir gençlik var. Türkiye Yüzyılı’nın kilometre taşları hamdolsun bu gençliğin vizyonuyla tek tek yerlerine oturuyoruz. Bilimden kültür ve sanata, savunma sanayine, bu gençlik muteber Türkiye’nin geleceğini inşaa ediyor. Bizde bu gençliğin önündeki engelleri kaldırmaya çalışıyoruz. Terörsüz Türkiye’yi inşallah yakın zamanda çok sağlam bir zemin üzerinde yükselteceğiz. Tıpkı üstadımız Necip Fazıl gibi bu eseri de gençlerimize miras bırakıp yürüyeceğiz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu