GÜNDEMMANŞETLER

Başkan Erdoğan: Aramıza katılanları bağrımıza basacağız! Önce ülkem diyenlere kapımız açık

Başkan Erdoğan: Aramıza katılanları bağrımıza basacağız! Önce ülkem diyenlere kapımız açık

“AK PARTİ, İNSAN ÖĞÜTEN BİR DEĞİRMEN ASLA DEĞİLDİR”

Türkiye’nin en iyi, en tecrübeli, en bilgili ve birikimli kadrolarıyla mücehhezdir. AK Parti’yi Türkiye’nin en büyük partisi yapan, işte bu yetişmiş, işte bu liyakatli insan kaynağına sahip olmasıdır.

Bu dinamik, bu hareketli yapıyı muhalefet partilerinde asla göremezsiniz. Partimiz içinde lise yıllarından, üniversite yıllarından itibaren siyaset yapmaya başlayan bir genç, aslında siyasete istikamet çizme ve devlet yönetme idealiyle bu yola girmektedir. O yol daima açıktır. Ağabeylerinin, ablalarının yanında pişen gençlerimiz bugün bakanlık kadrolarımızda, milletvekili olarak, belediye başkanları olarak, genel merkez kadrolarımızda kendilerine yer buluyor; çok önemli hizmetlere imza atıyor.

AK Parti, insan öğüten bir değirmen asla değildir, değerli arkadaşlarım. Bizde emeklilik yoktur. Bizde kenara çekilmek, inzivaya çekilmek yoktur.

Soluklanmaları için bir süreliğine dinlenmeye aldığımız arkadaşlarımızla bağımızı asla koparmaz, irtibatımızı kesmez, vefamızı hiçbir zaman eksik etmeyiz.

Her yaştaki arkadaşımız bizimle yol yürümeye devam ettiği müddetçe, elbette biz de onun bilgisinden, tecrübesinden, görgüsünden istifade etmeyi sürdürürüz. Bu hâliyle bakıldığında AK Parti, Türkiye’nin birikimidir, hazinesidir.

Şunu da özellikle vurgulamak durumundayım: AK Parti ile birlikte ülkemizde siyaset, asli misyonuna kavuşmuştur.

Türkiye; iç politikada, dış politikada, ekonomide, güvenlikte yıllarca birikmiş, zamanla kronikleşmiş sorunlarını çözebileceğini ve böyle bir kapasiteye sahip olduğunu tüm dünyaya göstermiştir.

Ülkemizin kazanç hanesine yazdırdığımız en büyük başarılarımızdan biri, hiç şüphesiz siyasette diyalog ve uzlaşı kültürünü güçlendirmektir.

“SÜRECE KATKI VERENLER ADINI TARİHE YAZDIRACAK”

Milletimizin arasına örülen bu duvarı yıkalım, ezeli ve ebedi kardeşliğimizi perçinleyelim, istikbali beraberce inşa edelim istiyoruz.

Cumhur İttifakı olarak birlikte başlattığımız bir devlet politikası olarak yine beraberce yürüttüğümüz Terörsüz Türkiye sürecinde kısa sürede çok önemli mesafe alındı.

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi komisyonuyla meclisimizin de en geniş bir katılımla sürece dahil olması sağlandı. ilk üç toplantı oldukça verimli bir iklimde gerçekleşti. Temennimiz bu yapıcı atmosferin korunmasıdır.

Cumhur İttifakı çözümden ve diyalogdan yana olduğunu, sürecin başarısı için halisane bir yaklaşım içinde olduğunu ortaya koymuştur. Gönül ister ki diğer partiler de aynı şekilde hareket etsin.

Şunu burada bir kez daha ifade ediyorum: Türkiye’nin istikbal yürüyüşünde bir dönüm noktasını temsil eden bu hayırlı sürece katkı veren herkes, ismini tarihe yazdıracaktır.

Komisyon çalışmalarını maksimalist ve popülist taleplerle yokuşa sürmenin vebali ise çok ağır olacaktır. Her kim, siyasi çıkarları uğruna bunu yaparsa açık söylüyorum; ne bu millet onun yüzüne bakar, ne de gelecek nesiller onu affeder.

Sırtında yumurta küfesi olmayanların, sorumluluk taşımayanların, bizim ilk günden beri sürdürdüğümüz dikkatli, itinalı fakat bir o kadar da kararlı tavrımızı anlamakta zorlandıklarını görüyoruz.

Bir defa şunun bilinmesini isterim: Yapıcı eleştiriye elbette kulak tıkamayız. Ama yıkıcı eleştiriye, yalana, tahrike, algı operasyonlarına da eyvallah etmeyiz. Yıkım ekibinin bize yüklenmelerine güler geçeriz.

Ama bizi övdüklerinde, “Nerede yanlış yaptık acaba?” diye kendimizi sorguya çekeriz. Bakın, biz burada çok hassas bir süreç yönetiyoruz. Biz; Türk’üyle, Kürt’üyle, Arab’ıyla 86 milyonun emanetini taşıyoruz. Ve o emanete iğne ucu kadar dahi olsa leke bulaştırmamaya gayret ediyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu