
CHP Genel Başkanı Özgür Özel (AA)
“ALEVİ CANLARIMIZLA İLGİLİ OLARAK PARTİMİZE YÖNELİK ORTAYA ATILAN İFTİRALAR APAÇIK BİR PROVOKASYONDUR”
Alevi canlarımızla ilgili olarak partimize yönelik ortaya atılan iftiralar ise bühtandan öte, apaçık bir provokasyondur; 86 milyonun kardeşliğini kundaklama teşebbüsüdür. Partimize oy veren milyonlarla birlikte, Alevi vatandaşlarımızı da derinden yaralayan bu çirkin yakıştırmaları biz reddediyoruz.
Değerli kardeşlerim, çok değerli misafirler; Türkiye’yi soydaşlarıyla birlikte gönül coğrafyasındaki tüm kardeşlerinden, hatta bütün dünyadan izole ederek yönetmeye çalışanlar, maalesef bu büyük ülkeyi yıllarca içine kapatmış, yalnız hâle getirmiştir.
1974’teki Kıbrıs Barış Harekâtı’na kadar, 1980’lerde Jivkov’un asimilasyon dayatmalarına varıncaya dek, sınırlarımız dışındaki Türklerle yeterince ilgilenilmemiştir. Bakınız, bu ilgisizliğe son veren 8. Cumhurbaşkanımız merhum Turgut Özal olmuştur.
1990’ların hemen başında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte yeni bir dönem başlamıştır. 1991 yılında Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarına kavuşurken, kardeş cumhuriyetlerin bağımsızlığını tanıyan ilk ülke Türkiye olmuştur. 1992 senesinde, Türkiye’nin girişimleriyle Türk dili konuşan ülkeler arasında Devlet Başkanları Zirveleri düzenlenmeye başlanmıştır.
Merhum Turgut Özal’ın şu sözü son derece anlamlıdır: “Türkiye’nin önünde hacet kapıları açılmıştır. 21. asır Türk’ün ve Türkiye’nin asrı olacaktır.” Merhum Özal’dan sonra, rahmetli Demirel de Türk dünyasıyla ilişkilerin geliştirilmesine büyük önem vermiştir.
Elbette ülkemizde bu mücadelenin bayraktarlığını, son nefesine kadar Cumhur İttifakı ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi’nin kurucusu ve ilk genel başkanı rahmetli Alparslan Türkeş yapmıştır. Bu vesileyle, Türkiye’nin Türk dünyasıyla kucaklaşması için kalemiyle ve kelamıyla gayret gösteren herkesi bir kez daha rahmetle yâd ediyorum. Onların özlemini çektiği birlikteliği, dayanışmayı ve kardeşlik iklimini; son 23 yıldır attığımız adımlarla biz gerçeğe dönüştürüyoruz.
İsmail Gaspıralı’nın işaret ettiği “Dilde, fikirde, işte birlik” şiarına uygun şekilde, Türk devletleriyle iş birliğimizi her alanda güçlendiriyoruz. 2009 yılında, 9. Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi’nde Türk Konseyi’nin kuruluşuna dair Nahçıvan Anlaşması imzalanmıştır. Konseyin kurucu belgesi olan Nahçıvan Anlaşması, Türk dünyası açısından bir dönüm noktasını teşkil etmiştir. 2021 senesinde, Türk devletlerinin bağımsızlığının 30. yıl dönümünün kutlandığı İstanbul Zirvesinde iş birliğimizi bir üst aşamaya çıkardık ve Türk Devletleri Teşkilatı olarak yola devam etme kararı aldık.
Zirvede ayrıca Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesini kabul ettik. Teşkilatımızın gözlemci üyelerinden Macaristan’da düzenlenen zirvede ise teklifimiz üzerine 21 Mart’ın Türk Devletleri Teşkilatı Nevruz Anma ve Kutlama Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdık.
Geride bıraktığımız 34 yıllık süreçte Türk devletleri olarak; eğitimden ticarete, güvenlikten enerjiye, kültürden sanata kadar her alanda, geçmişle kıyas dahi edilemeyecek derecede güçlü bağlar geliştirdik. TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Türkiye Maarif Vakfı, Türkiye Diyanet Vakfı ve Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlarımız aracılığıyla Türk dünyasıyla aramızda yeni köprüler kurduk.
“VİZYON BELGEMİZİ 6 LEHÇE VE ORTAK ALFABE İLE HAZIRLADIK”
Değerli kardeşlerim, kıymetli misafirler; bugün bütün bu çabaları çok daha güçlü bir şekilde geleceğe taşıyacak yeni bir adım atıyoruz. Türk halklarının birikimini, tecrübesini ve hedeflerini aynı ufukta buluşturan bu belge, gelecek yüzyılın inşasında önemli bir rehber niteliğindedir. Merhum Erol Güngör, Türk dünyasının birliğinin ortak bir talih ve kültür şuuruna dayanması gerektiğini vurgulamıştır. Mümtaz Turhan Hoca da Türk dünyasının birliği için, önce ortak bir alfabe ve ortak bir edebiyat dili oluşturmanın şart olduğunu ifade etmiştir.
Bu anlayışla vizyon belgemizi altı lehçede ve ortak alfabe ile hazırladık. Belgemiz, AK Parti’nin küresel sorumluluk bilinciyle Türk dünyasında birlik ve beraberliği pekiştirme iradesinin en somut göstergesidir. Türk devletleri arasındaki entegrasyonun derinleştirilmesini ve çok boyutlu iş birliklerinin kurumsal bir çerçevede güçlendirilmesini amaçlıyoruz.
Ekonomik kalkınma, kültürel dayanışma, stratejik iş birlikleri ve bölgesel barışın sağlanması; vizyon belgemizin merkezinde yer almaktadır. Belge hazırlanırken mevcut uluslararası anlaşmalar, ikili ve çok taraflı iş birlikleri ile bölgesel ve özellikle küresel gelişmeler dikkate alınmıştır. Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurumsal yapısı, Türk dünyasındaki siyasi ve ekonomik dönüşümler ile partimizin dış politika perspektifi, belge hazırlanırken rehber edinilmiştir.
Değerli arkadaşlar, Türk Dünyası Vizyon Belgemiz, birbirine bağlı 61 alt başlıkta bütüncül bir yaklaşım ortaya koymaktadır. Ekonomik entegrasyon hedeflerinden kültürel iş birliklerine, enerji güvenliğinden ulaştırma ağlarına, eğitimden gençlik politikalarına kadar geniş bir yelpazede düzenlenen bölümler; Türk devletlerinin mevcut potansiyelini verimli biçimde harekete geçirmeyi hedeflemektedir. Özellikle son dönemde attığımız karşılıklı adımlarla ülkelerimiz arasında artan güven, bu hedeflerin uygulanabilirliğini daha da güçlendirmektedir. Böylece Türk dünyasının geleceğine yönelik planlar, soyut önerilerin ötesine geçerek somut projelere dönüşmektedir.



