
TÜRKİYENİN YANGINA MÜDAHALE KAPASİTESİ NE?
Özellikle bizim su atma kapasitelerinden hareket edelim. 2002’de hava araçları sadece 73 ton su atıyordu. Şu anda 438 tona ulaştı. Bizim 27 uçağımız var, 105 helikopterimiz var dünyada İnsansız Hava Araçlarını orman yangınlarında kullanan ikinci ülkeyiz. 25 bin çalışan deneyimli arkadaşımız var. 130 binin üzerinde eğitim almış bizim kayıtlarımızda var olan gönüllü kardeşlerimiz var. Hava ve kara araçlarımızın ülkenin çeşitleri yerlerine Meteoroloji’den aldığımız verilerle risk bazında konuşlandırılması var. Hava araçları örneğin 58 yerde konuşlandı. Yine kara araçlarına geleyim bin 786 arazözümüz var. 2 bin 742 ilk müdahale aracımız var. Yaklaşık 900’e yakın da ağır iş makinamız var. Şöyle söyleyeyim bir gün içerisinde 11 büyük yangına müdahil olduk. Bunların her birinin büyüklüğünü şöyle anlatabilirim. Eğer bu yangınlar, bizim kabiliyetimiz ve kapasitemiz olmamış olsaydı Herkesin hafızalarında hala taze olan birer Manavgat yangını, birer Marmaris yangını olma potansiyelindeydi. Ama çok şükür ki geldiğimiz an itibari ile devletimizin elinde olan bu imkanlar, bakanlığımızın bu anlamdaki Orman Genel Müdürlüğünün tecrübesi bizi bu yangınları çok hızlı bir şekilde müdahil olup söndürmemize yol açtı.
Şunu unutmayalım yangınların %96’sı doğrudan ya da dolaylı insan faktöründen oluşuyor. Nedir bu? Sigara izmaritinden tutun da anız yakmasına, bahçesinden topladığı çöp yakanından, orman içlerine veya kenarlarına atılan çöplerin tutuşmasına kadar bir dolu faktör var. Dolayısıyla geri kalan yüzde 4’ü ise doğal sebeplerden yıldırım düşmesi ve benzeri. Bunları tetikleyen de ilk konuştuğumuz husus iklim değişikliği. 3/30 diye bir faktör var yani üç tane 30’un yan yana gelmesiyle orman yangını oluşuyor.
VATANDAŞLARA UYARI
Önümüzdeki dönemde çok ciddi bir risk görüyoruz. Bütün vatandaşımızı açık alanlarda kapalı alanların dışında herhangi bir ateş yakılmaması ya da ateş yanmasına sebep olabilecek herhangi bir faaliyette bulunmaması konusunda uyarıyoruz. İzmir’deki o yangınlardan sonra ‘artık tamam söndürüldü’ dedik, Hatay’da bir yangın ihbarı alındı oraya giderken işte Buca’da bir fabrikanın ustalarının yapmış olduğu kaynağından sıçrayan kıvılcımları yeni bir yangın başlattı. Hatta bayağı da tehditkar bir yangındı. Kısaca bizim adeta üzerine titrememiz gerekiyor. Çünkü bir kıvılcım koskocaman bir ekosistemi yok edebilecek güce sahip. Bizim her ne kadar 45 dakikalardan 11 dakikaya müdahale süremiz inmişse ama saatte 40 km, 50 km rüzgârda dakikaların bile önemi var. Siz oraya gittiğinizde artık orman yangının belli bir boyutlara ulaşmış olduğunu ve müdahalenin güç güç değişmiş olduğunu görüyorsunuz. Yani 86 milyon vatandaşımızın bütün faktörleri mutlaka farkında olup üzerine titrememiz gerekiyor. Elbette biz görevimizi yapacağız yapıyoruz bundan sonra da riskle ilgili algılarımız üst düzeyde. 15 Ekim 2025’e kadar biz teyakkuz halindeyiz. Bu cuma gününden itibaren bir hafta daha yeni bir sıcaklığın yüksek olduğu nemin düşük olduğu ve rüzgârın yüksek olduğu bir dalga daha bizi bekliyor. Tekrar altını çizelim bu sadece bizim ülkemizin problemi değil, bütün dünya bununla boğuşuyor.