

Dünya siyasetinin gözü 15 Ağustos’ta Alaska’ya çevrildi. ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yıllar sonra gerçekleştirdiği tarihi zirve, uluslararası kamuoyunda büyük merak uyandırdı. Yaklaşık üç saat süren görüşmede beklentiler yüksek olsa da, özellikle Ukrayna’da ateşkes ilanı yönünde beklenen adım atılmadı. Liderler ortak basın toplantısında işbirliği vurgusu yaparken, A Haber’de uzman isimlerin yaptığı açıklamada, temel sorunlar çözülmediği ve ortaya çıkan tablonun oldukça kırılgan göründüğüne dikkat çekti.
A Haber’de uzman isimler, dünya gündemine damga vuran görüşmeye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“DÜNYA KAMUOYUNUN BEKLEDİĞİ AÇIKLAMA BU DEĞİL”
Askeri Stratejist Doçent Doktor Kemal Olçar: Şunu beklerdim: İki taraftan da “Ukrayna’da ateşkes ilan edildi” ifadesini dünya kamuoyu bekliyordu, tıpkı bizler gibi. Dolayısıyla bu yok; ateşkes ilan edilmedi. İkincisi ise barış görüşmeleri ile ilgili bir harita çizilmedi. Dolayısıyla Ukrayna’nın merkezde olmadığı, ikili bir görüşme olduğunu anlamak gerekiyor. Fakat Putin ve Trump iki farklı lider. Tabii ki Rusya Federasyonu ve Amerikan çıkarlarının çatıştığı noktaların çözümünü halletmeye çalıştılar.
ZORLAYICI DEMOKRASİDEN YUMUŞAMA DÖNEMİNE
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Hayati Ünlü: İki taraf da çok şey söyledi ama hiçbir şey söylemedi. Aslında bu bize şunu anlatıyor: Maliyeti, yani kendilerine maliyet doğuracak sözler etmediler. Ama diğer taraftan ucuz sözler de hiç çıkmadı ağızlarından. Bu da ilginçtir. Yani herhangi bir tehdit, başka bir aktöre gönderme ya da yapamayacakları bir şeyi dile getirme gibi yorumları hiç görmedik. Ancak ABD uzun süredir Rusya’ya karşı nasıl bir politika takip ediyordu? Biz buna “zorlayıcı diplomasi” diyorduk. Burada da manşet olarak zorlayıcı diplomasiden bir yumuşamaya geçildiğini çok net bir şekilde söyleyebiliriz. Benim tuttuğum notlarda şu dikkatimi çekti: En az 3-4 defa “işbirliği”ni dile getirdiler. İşbirliği, uluslararası ilişkilerde çatışmanın tam tersidir. Dolayısıyla burada bir sinyal veriliyor; işbirliği vurgusunun çok fazla dile getirilmesi bence önemli.
PUTİN’DEN NAZİ VURGUSU
Diğer yandan Nazi vurgusu da önemliydi. Burada Nazi vurgusunu “Ukrayna ulusu”ndan sonra söylemesi çok önemli. Aslında Putin, çok net bir şekilde Ukrayna’ya karşı duruşundan ödün vermiyor. Yani Ukrayna ulusu ile Zelenskiy yönetimini ki onu en baştan beri bir Nazi rejimi olarak tanımlıyordu bu iki ayrımı devam ettiriyor. Israrla Zelenskiy ile olmayacağını üstü kapalı da olsa ima etmiş oldu.
TOPRAK KONUSU SONRAYA BIRAKILDI
Askeri Stratejist Eray Güçlüer: Burada bir anlaşmazlık ya da masanın devrilmesi söz konusu olsaydı, bu geceden itibaren üçüncü taraf ülkeler dahil Rusya’ya yeni yaptırımların gelmesi söz konusu olurdu. Bunun olmaması Rusya için bir kazanım olabilir. Hangi konularda ne anlaşmalar yapıldı, onu bilemiyoruz. Ama benim tahminim, toprak konusu sonraya bırakılan konulardan bir tanesi gibi geliyor. Diğeri ise öncelikle ekonomik çıkar sağlayacak konular üzerinde Rusya ile ABD arasında gelişmeler olabilir. Putin bazı sözler vermiş olabilir; mesela savaşın daha fazla ilerlememesi ya da cephenin statik halde bulundurulması gibi. En azından Avrupa’nın Rusya kaygısını artıracak bazı hamlelerden kaçınma sözü vermiş olabilir. Ama yine söylüyorum, her ne kadar çok güzel, harika deseler de aslında durum son derece kırılgan. Ukrayna özelinde temel sorunlar çözülmüş değil.
“ATEŞKES YOK, BARIŞ YOK DOLAYISIYLA HİÇBİR SONUÇ YOK!”
A Haber Muhabiri İrfan Sapmaz: Öncelikle Putin ne söyledi? “Bu miras gelecekte bize yardımcı olacak. Ülkelerimizin ortak düşmanlarına karşı savaşı her zaman hatırlayacağız, ‘özellikle Naziler meselesi’ Trump’ın çatışmanın özünü anlamak isteğini görüyoruz. Trump ile doğrudan temaslar kurduğumuzu söyledik. Ukrayna ile Avrupa’nın görüşmelerini sabotajlamaya çalışmasını bekliyoruz. Rusya-ABD yatırım ortaklığında büyük potansiyel var.” Bana göre en önemli başlıklardan birisi bu.
Bana göre Putin’in bahsettiği şey, bu ikinci, üçüncü ya da dördüncü süreç toplantılarının başlaması. Ama “büyük başarı olarak elde ettik” dedikleri şey, Rusya tarafının, bana göre Putin’in şu açıklamasına dayanıyor: “Rusya-ABD yatırım ortaklığının büyük potansiyeli var.” Ama Donald Trump’ın yüz ifadesine baktığımız zaman, elde edilmiş bir başarı olmadığını görüyoruz. Basın toplantılarını çok izteyen bir gazeteci olarak söylüyorum; başarılı olmuş olsaydı inanılmaz iltifatlar yağdırırdı.
Bundan sonraki görüşmeler var deyince Putin de dedi ki: “Bundan sonraki görüşme Moskova’da olsun.” Sözlerine Trump “Neden olmasın?” dedi, biraz da Putin’in ekibine iltifatlarda bulundu. Bu, Trump’ın klasik tavrıdır; ekibi motive etti. Ama yüzünden düşen bin parçaydı, hiç mutlu değildi. Hiçbir sonuç yok; ateşkes yok; barışın adını anmıyorum zaten. Ama herhangi bir şey yok. “Görüşmelerin devamı konusunda anlaştık” demesi, Donald Trump’ın bana göre son derece önemli. İkinci adımda Moskova daveti… En azından Putin şundan memnun: ‘Biz buzları kırdık!’ demesi dikkat edilmesi gereken yerlerden biri olduğunu düşünüyorum.