AHMET ALEMDAR / Türkiye’nin Varlığı: Genç Beyinler Ve Milli Teknolojiler


Kıbrıs ve Akdeniz’de bir süredir hem Türkiye Cumhuriyeti‘nin hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin milli hak ve menfaatlerine muhalif faaliyetler yaşanmaktadır. Başta Rum kesiminde yükselen EOKA‘cı terör zihniyeti ile silahlanma hevesleri olmak üzere çeşitli faaliyetlere şahit olundu. Türkiye Cumhuriyeti’nin hem kendi hem de KKTC’nin hak ve menfaatlerine yönelik eylemlere ise barışçıl diyalog mesajlarının yanı sıra net tutumu da devam etmektedir. Tüm bu atmosferde dünyanın en büyük teknoloji festivali TEKNOFEST KKTC‘de gerçekleştirilmektedir. Türkiye’den ve dünyanın çeşitli ülkelerinden binlerce genç çeşitli kategorilerde düzenlenen teknoloji yarışmalarında geliştirdikleri çözümleri ile fark oluşturmaya çalışmaktadır. TEKNOFEST KKTC festival alanında ise Türkiye’nin yüksek teknoloji milli çözümleri sergilenerek güçlü de bir mesaj verildi.
EOKA’cı Terör Zihniyeti ve Silahlanma Çabaları
Uzun yıllar Kıbrıs adasındaki Türk toplumunu sistematik olarak hedef almış bir terör örgütüdür EOKA. On yıllar boyunca Türkleri katleden EOKA terör örgütünün kuruluş yıl dönümünde ise Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan tarafından çeşitli mesajlar paylaşıldı ve hatta kutlamaların yapıldığı görüldü. Yaptıkları katliamları dünya kamuoyuna mal olmuş EOKA’ya yönelik “pozitif” yaklaşımları da aradan geçen yıllara, gerçekleştirilen diyaloglara rağmen Rum ve Yunan zihniyetinin temelde değişmediğine işaret etmektedir. Bu durum iki tarafın Kıbrıs politikalarının ilk zaman ki gibi maksimalist ve şiddet yönü yüksek olduğunu göstermektedir. Gerçekleştirilen terör faaliyetlerini bir nevi inkarı olarak değerlendirilebilecek bu yaklaşım ayrıca Ada’da terörü meşrulaştırma olarak da görülmektedir.
Bu esnada Rum kesimi ve Yunanistan bir süredir yoğun bir silahlanma gayreti içerisindedir. Bu bağlamda bölge ülkelerinden İsrail’i önemli bir “müttefik” olarak belirledikleri görülmektedir. Yunanistan’ın tedarik ettiği diğer silah sistemlerinin yanı sıra “Aşil’in Kalkanı” hava savunma konseptinin temelinde de İsrail’den tedarik edilmesi planlanan sistemler bulunmaktadır. Benzer şekilde Rum kesimi İsrail ile askeri ilişkilerini güçlendirmekte ve silah tedarikleri gerçekleştirmektedir. Tüm bunlar ise Rum ve Yunan kesimin çözümden ziyade çatışmacı yaklaşımlarını gözler önüne sermektedir. Ayrıca hem KKTC’nin hem de Türkiye’nin doğrudan ve dolaylı olarak bölgedeki varlığının ve etkinliğinin yansımalarıdır. Gerek teknolojik kapasitesi gerek bağımsızlık yani milli teknolojilere sahip olunması amansız bir silahlanmaya mecbur bırakmaktadır. İnşa edilmesi dahi soru işaretlerine bağlı bu yeni silahlanma yapılarının sürdürülebilirliği ise çok daha şüpheli durumdadır. İki tarafın harbe hazırlık konusunda ciddi eksiklikleri ve silah sistemlerinde dışa bağımlılığın hat safhada olduğu bir gerçeklik de mevuttur.
Türkiye Cumhuriyeti ise tüm süreci dikkatle takip ederken tansiyonun yükselmemesi adına faaliyetlerini sürdürmektedir. Tüm bu silahlanma çalışmalarının kamuoyuna yansıdığı ve yüksek perdeden dile getirildiği ortamda KKTC’de konuşlu Türkiye’nin silah sistemleri kamuoyuna servis edildi. Planlı faaliyetler kapsamında Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından; KKTC’de konuşlu birliklerde incelemelerde bulunurken denetlemeye dair videoda Türk savunma sanayiinin geliştirdiği yüksek teknoloji sistemlere yer verildi. Bu bağlamda envanterdeki en gelişmiş radarlardan olan ASELSAN’ın Silah Tespit Radarı (STR)’nın görüntüleri paylaşıldı. STR ile düşmanın hava araçları tespit edilebildiği gibi top ve roket gibi mühimmat atışlarının atışının yapıldığı ve düşüm yerini hesaplanabilmektedir. Sahip olduğu 200+ km menzil ile STR radarı, Rum kesiminin İsrail’den tedarik etmeyi planladığı silah sistemlerine karşı etkili bir tespit sistemi görevi görmektedir. Servis edilen görüntülerde yer alan ASELSAN tarafından geliştirilen PUHU sistemi ile sahadaki “düşman / hasım” sistemlere karşı dinleme ve kestirme faaliyetleri yapılabilmektedir. PUHU sayesinde birlikler muhasım unsurların haberleşme sinyallerinin tespit ederek dinleyebilmekte ve yerini de kestirebilmektedir. Görüntülerde yer alan sitemlerin hepsinin hem Türkiye Cumhuriyeti’nin hem de KKTC’nin milli hak ve menfaatlerine yönelik her türlü eyleme ve girişime karşı daima hazır olduğu mesajı verilmektedir. Tüm bu sistemlerin Türk savunma sanayii tarafından geliştirilmiş olması ise önemli bir güç çarpanı olmaktadır. Bu sistemlerin teknolojisine sahip olmak, üretim ve idame noktasında herhangi bir tarafa bağımlı olmamak tüm ülkelerin arayışı içinde olduğu bir yapıdır.
Sonuç Yerine: Genç Beyinler ve Milli Teknoloji ile Varız
Kıbrıs’ın güneyinde, Rum kesiminde yükselen EOKA terör örgütü naralarına karşı kuzeyde milli teknoloji esintisi vardı. Dünyanın en büyük teknoloji festivali olan TEKNOFEST ilk kez 1-4 Mayıs tarihleri arasında Eski Ercan Havalimanı’nda, KKTC’de gerçekleştirilmektedir. TEKNOFEST KKTC’de teknoloji yarışmalarının birincileri ödüllerini alırken çeşitli hava ve sahne gösterilerinden simülasyonları çeşitli deneyimlerde ziyaretçilere yaşatılmaktadır. Gerçekleştirilen hava gösterilerinde Türkiye’nin akrobasi timleri Türk Yıldızları ve SOLOTÜRK nefes keserken Türk savunma sanayiinin gurur kaynağı olan HÜRJET ve HÜRKUŞ uçaklarının gösterileri büyük beğeni topladı. Diğer yandan Bayraktar AKINCI, ANKA ve Bayraktar TB2 SİHA sistemleri, T129 ATAK taarruz helikopterleri gösteri uçuşları yaptı. Sergi alanında yine Türkiye’nin geliştirdiği sistemler sergilendi. Sadece savunma sanayii ürünleri değil sivil kullanımda olan ve bu maksada yönelik geliştirilen teknolojiler düzenlenen özel sergi alanlarında ziyaretçilerle buluşturulmaktadır. TEKNOFEST KKTC kapsamında 7 ana kategori ve 14 alt kategoride projeler yarışırken ilk kez “TEKNOFEST Robolig Mavi Vatan ve HackMasters Mavi Vatan” gibi yarışmalar gerçekleştirildi. Geçmişte kardeş ülke Azerbaycan’da da gerçekleştirilen TEKNOFEST ile geleceğin teknolojileri için dünyanın dört bir yanından genç beyinlerin ve teknoloji tutkunlarının buluşma noktası bu kez kardeş vatan KKTC oldu.
Velhasıl, Kıbrıs adasında yakın dönemde güneyden eli kanlı terör örgütüne yönelik kutlama ve güzelleme mesajları paylaşılırken kuzeyde geleceğin teknolojileri için dünyanın dört bir yanından gelenlerin sevinç sesleri yükseldi. Rum ve Yunan tarafının Ada’daki Türk topluluğa karşı tutumu bir yana Türkiye Cumhuriyeti; garantör devlet olarak uluslararası anlaşmalar ve hukuktan kaynaklanan meşru haklarıyla güvence vermeye devam etmektedir. Son dönem gündemine de göstermekteki geçmişte olduğu gibi bugün yine Ada’da iki devletli çözüm tercihten öte gerekliliktir.